Almanya’da aşırı sağcılar devriye geziyormuş. Amaçları Alman kadınlarını mülteci erkeklerden korumakmış.

Söz konusu olan, kamusal alanda güvenliğin sağlanmasıysa, aşırı sağcılar kendilerini polisin yerine koymaya başlamışlar demektir.

İşte faşizm bu; böyle geliyor ve böyle yerleşiyor. İşi en iyi bilenler de Almanlar, bu konuda müthiş deneyimleri var.

Üç beş yerdeki taciz iddiası, ülke çapındaki mülteci düşmanlığının bahanesi…

Ve gelsin “Halk savunması” adı altında toplanan faşist örgütler.

İyi de, Almanya bu gidişata izin verecek mi?
Berlin’de şiddet ve silah yoksa niye olmasın diye düşünenler, böyle paralel yapıların oluşumunu hoş görenler varsa, vermeyip de ne yapacak?
1930’larda Alman sermayesi desteklemeseydi Hitler olamazdı.
Bugün de koşullar benzer bir süreci dayatıyor gibi görünüyor.
Başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın büyük sermaye gücünün aşırı sağa teslim olmasını önlemenin garantisi yok çünkü.
Yunanistan, İspanya, Portekiz, İrlanda ve İngiltere gibi ülkelerde seçmen kitlesinin neoliberalizme karşı gösterdiği direniş yayıldıkça egemen odaklar aşırı sağda konuşlanıyor.

 

Dünya bu İsrail’le ne yapacak?

 

Birleşmiş Milletler’in Filistin İnsan Hakları Özel Raportörü Makarim Wibisono, İsrail’in işgal altındaki topraklara girişine izin vermemesi nedeniyle görevinden istifa etti. Endonezyalı diplomat Wibisono, İsrail’in işgal altındaki Filistinlilere yardım çabalarını da engellediğini bildirdi.

İşgal altındaki bölgelere girebilmek için 2014 ve 2015 yıllarında yaptığı resmi başvurulara İsrail’in yanıt dahi vermediğini belirten Makarim Wibisono şunları söyledi:

“İşgal eden bir güç olarak İsrail’in, barışın önce insan haklarına saygı göstermekle başladığını fark etmesi gerekiyor. İnsan hakları ihlalinin yaşandığı bölgelere doğrudan erişim umuduyla yetkimin gereklerini yerine getirebileceğime ve Filistinlilerin yaşamlarında olumlu bir değişiklik yapabileceğime inanmıştım.
Ama ne yazık ki, İsrail’in Cenevre’deki BM Daimi Temsilcisiyle yaptığım görüşmelerden de sonuç alamadım.”

 

“Sultan Ahmet’te hedef Türkiye’ydi”
 

Almanya Federal Emniyet Dairesi (BKA) Başkanı Holger Münch, IŞİD’in Sultan Ahmet saldırısında Alman vatandaşlarının değil, Türkiye’nin hedef alındığını ileri sürdü. Münch, bir televizyon kanalına yaptığı bu açıklamayla, saldırının Alman Tornado uçaklarının IŞİD’e yönelik operasyonlara katılımı nedeniyle gerçekleştirildiği iddiasını yalanlamış oldu.

Holger Münch, bu arada Almanya’da terör tehdidinin sürdüğünü belirterek “Şu anda gözetim altında tutmamız gereken 400 civarında tehlikeli kişi var” dedi.