Dr. Mete Ekşioğlu
Dr. Mete Ekşioğlu

Aylardan ağustos yıl 2019

Derler ki Julius Sezar, Mısırlı Astronomi Bilgini Sosigenes’e takvimde değişiklik yapmasını, karışıklıkların giderilmesini emreder. Doğduğu aya da kendi  isminin verilmesini ister (July, Temmuz). Sonraki imparator Augustus da bir sonraki aya kendi adını verdirir ve Sezar’dan aşağı kalmamak için o ayın da 31 gün olmasını sağlar. Bu nedenle 365 gün 6 saatten şubat ayına çok az pay düşer.

2020 yılına fazla bir şey kalmadı. Zaman hızla akıp gidiyor. Pek çok şey değişiyor ama beslenme konusunda statüko bir türlü yıkılamıyor. Ara öğün konusunda, kalori konusunda, sağlıklı yağlar konusunda halkımız yeterince bilgi sahibi değil. Gıdalar hakkında öğrencilik yıllarında ilk bilgiler verilirken vücudumuzun yapısına katılan gıdaların ayrı, enerji için olanların ayrı olduğu anlatılırdı. Yani aynı kaloriye sahip bir yumurta ile aynı kalorideki bir dondurmanın farklı etkileri olduğu ta o zamanlar anlatılırdı. Asıl ilginç olanı ise şu: Obezite için başvuran 100 hastama aynı kaloriye sahip 1 yumurta ile 1 dilim ekmeğin hangisi kilo yapar dediğimde genellikle 80 tanesi ekmek cevabını vermekte. 20 tanesi ise ikiside yapar diyor. Çoğunluğun bildiği bu gerçek iş diyet listelerine girdiği zaman muammalaşıyor.

Birkaç yıl önce ara öğünlerin vücudun temizlik yapma fırsatını engelleyen en önemli sebeplerden biri olduğu bulundu. Kontrollü hücre ölümünün gerçekleştirildiği bu dönemde atıştırmalar yapmak bu temizliği engelleyerek vücudumuzu daha da kirli hale getirir. Bazı kronik hastalıkların oluşumunu sağlar. Yılların çalışması sonucu elde edilen bu kıymetli bilgiye rağmen halen ara öğünler insanlara öneriliyor.

Sağlıklı yağlar vücudun kalp başta olmak üzere bazı organlarının çalışması için gerekli enerji kaynağını oluşturur. Yani bu yağlar depolanmaya gitmeden çok daha önce bu organların çalışması için adeta benzin gibi tüketilir. Çalışan motor nasıl benzini kullanır ve aracın bir kısmına depo etmez ise  vücutta da olay aynıdır. Sağlıklı yağların antioksidan etkileri vardır. Serbest radikal dediğimiz hücreyi yıpratarak kanserleştirebilen maddeleri bertaraf ederler. Hücre duvarının sağlamlaştırılması için kullanılırlar. Saniyede yapılan milyonlarca hücrenin yapısına katılırlar. Oysa sofra şekerini düşünün. Vücut bunu hangi yapısal kısmına katabilir. Şeker süratle kana emilir ve yine süratle kandan uzaklaştırılarak hücrelerin içinde binlerce yıldır yapıldığı gibi yağa çevrilerek gerektiği zaman kullanılmak üzere sırasını bekler. O sıra gelir mi, gelmez mi görüyoruz etrafımızdaki insanların halini. Pek gelmiyor.

Sadece çevre kirliliğinden değil. Pek çok gıda maddesinden de öyle veya böyle ağır metaller alıyoruz. Bazı tahminlere göre ABD’de bile halkın % 25’e varan kısmında bir ölçüye kadar ağır metal zehirlenmesinden bahsediliyor. Civa, kadmiyum, arsenik, nikel, alüminyum, siyanür ve başka maddeler beynimizde, böbreklerimizde, bağışıklık sistemimizde birikiyor. Sebebini bilemediğimiz yorgunluk, başağrıları, sık sık gripal enfeksiyonlar, kas ağrıları, hazımsızlık, kansızlık, koordinasyon eksikliklerinin altında bu kronik zehirlenmeler yatabiliyor. İyi çalışan bir karaciğer bunları temizlemede başarılı ama kaç kişinin karaciğeri yağsız acaba?

Ağustos 2019’dayız. Sorguladınızmı hiç daha kaç ağustos’luk yolumuz var? Çok dikkat etmek gerekiyor şakası yok.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X