Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, MEF Bakanlar Toplantısı, iki ana oturumda çevrim içi gerçekleştirildi. ABD’nin ev sahipliğinde düzenlenen ve ABD Özel İklim Elçisi John Kerry’nin oturum başkanlığını yaptığı toplantıya 22 ülkeden bakan, üst düzey yönetici ile Avrupa Komisyonu başkan yardımcısı ve Birleşmiş Milletler temsilcisi katıldı. İlk oturumda küresel sıcaklık artışında 1,5 derecelik sınırının korunması için alınması gereken tedbirler, iklim değişikliğiyle mücadelede finansal çözümler ele alındı. İkinci oturumda ise bakanlar, ulusal metan eylem planları, ormansızlaştırmayan tarımsal tedarik zincirleri, sıfır karbon gücü ve sıfır emisyonlu araç hedefleri doğrultusunda konuştu.
Bakan Kurum, dünyanın dört bir yanında iklim değişikliği nedeniyle büyük krizler yaşandığını belirterek, “Hayatlarımızı derinden etkileyen bu krizlerle mücadelemizi, iş birliğimizi daha da güçlendirerek sürdürmek zorundayız. Glasgow 26’nci Taraflar Konferansı’ndan dünyamız için önemli kazanımlarla ayrıldık. Küresel sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlandırmak için ihtiyaç duyulan kararlılığı gösterdik. Artık bundan sonra Kural Kitabı ve Taraflar Konferansı kararlarıyla birlikte, Paris İklim Anlaşması’nın uzun dönem hedefini hep birlikte yerine getirmemiz gerekiyor” dedi.
‘YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ’
Türkiye’nin süreci hızlanacak olan sosyal, ekonomik ve çevresel dönüşümü, ülkenin yeşil kalkınma hamlesinin gerçekleştirilmesi için fırsat olarak gördüğünü kaydeden Bakan Kurum, “Türkiye olarak Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı 2053 net sıfır emisyon hedefimiz doğrultusunda ‘Ulusal Katkı Beyanı’mızı 2022 yılının sonuna kadar güncelleyeceğiz. Bu kapsamda tüm taraflarla yürüttüğümüz müzakere süreçlerimiz devam ediyor. Türkiye iklim değişikliğiyle mücadele noktasında acilen yapılması gereken ne varsa, bunun yolunun uluslararası dayanışmadan ve iklim finansmanından geçtiğine inanmaktadır. Bugün küresel sermayeye sahip özel sektörün ve iş dünyasının rolünün çok önemli olduğunu, çok daha büyük sorumluluklar almaları gerektiğini düşünüyoruz. Bu uluslararası şirketlerin, dünyaya pek çok devletten daha fazla destek olmaları, insanlığın selameti için daha çok çaba göstermeleri gerekmektedir. Bu anlamda Türkiye olarak iklim değişikliğiyle mücadelede teknolojiden, akıllı uygulama ve girişimlerden, yenilenebilir enerjiden tam faydalanmak için özel sektörümüzle çok sıkı çalışıyoruz. Özellikle Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın üretim, ticaret ve istihdam üzerinde ne gibi bir etkisi olacağını yakından takip ediyoruz” diye konuştu.
‘DAHA ADİL DÜNYA MÜMKÜN’
Bakan Kurum, Büyük Ekonomiler Forumu başta olmak üzere tüm platformlarda ele alınması gereken konunun, kalkınma dostu dönüşümün ne şekilde tasarlanacağı olması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
“İklim değişikliğiyle mücadelede bölgesinde lider olan, öncü olan Türkiye, emisyon azaltım noktasında ciddi bir potansiyele sahiptir. Bu anlamda dünyadaki tüm yatırımcıların, yeşil finansmanın ülkemize yatırım yapması yaşadığımız coğrafyada bulunan ülkelerinin de iklim değişikliğiyle mücadelesine ve kalkınmasına destek olacaktır. Biz Türkiye olarak her zaman ‘daha adil bir dünya mümkündür’ inancıyla hareket ettik. Dünyadan da beklentimiz; dezavantajlı, iklim değişikliğinden en çok etkilenen ve gelişmekte olan ülkelerin, iklim değişikliğiyle mücadele ederken daha kırılgan hale gelmemesidir, bu ülkelere gerekli desteklerin eksiksiz verilmesidir.”