Altan Kutucu
Altan Kutucu

Basketbolda altyapı antrenörlüğü

Ülkemizde altyapılarda en büyük eksiğin “Antrenör” olduğu artık yadsınamaz bir gerçek. Tesis çöplüğü haline gelen şehirlerimizde, altyapılara antrenör yetiştiremezsek olimpiyat ve diğer uluslararası müsabakalarda nal toplamaya devam etmemiz kaçınılmaz bir son.

Seneler sonra kaç tane maç kazandığınızı kimse hatırlamaz ancak yetiştirdiğiniz çocuklar ve aileleri sizi sevecekler mi, yoksa sizden nefret mi edecekler ?  İşte esas nokta bu. 

Yardımcı koçluktan geliyorsanız, başlangıçta birlikte çalıştığınız ve başarılı bulduğunuz antrenörleri örnek almanız çok normaldir.

Başantrenör olduğunuzda örnek aldığınız koçun sisteminin üzerinde yapacağınız düzeltmeler ve ilaveler, ilk denemeleriniz olacaktır.

Oyunculuktan gelen antrenörler ise daha önce çalıştıkları koçların özelliklerini ve çalışma düzenini örnek alarak, bir sistem oluşturabilirler ve eski antrenörlerinin kendilerine hissettirdiklerini hatırlayıp, bu yönde edindikleri tecrübelerden yararlanabilirler.

Fazla tekrar başka bir açıdan baktığımızda sıkıcıdır, oyuncunun motivasyonunu düşürür. İyi antrenör yaratıcı olmalı ve vermek istediği teknik ve taktik konuları oyuncuları sıkmadan ve motivasyonlarını düşürmeden en çabuk şekilde verebilmelidir.

Bu mesleğe başladığınızda, oyuncuların ve yöneticilerin gözünde oluşturacağınız saygı çok önemlidir daha sonra bunu ele geçirebilmek çok zordur

Yeterli tecrübeyi kazandıktan sonra sağlam temellere dayalı bir oyun felsefesi oluşturabilirsiniz.

Altyapıda, isteseniz de istemeseniz de eğitim ve yarışma bir arada yürür. Temel teknik konusunda eksikleri bulunan tecrübesiz oyuncular ile maç kazanmak zordur.

Ancak altyapının en büyük avantajı oyuncular, koçun söylediğini yapmak için her şeylerini vermeleridir.

Altyapıda oyuncu yetiştirmeyi hedefleyen koçların en büyük düşmanı “skor tabelasıdır.” Bazen skor tabelası kaybettiğinizi gösterirken aslında geleceğin yıldızını kazanıyorsunuzdur. Bazen maçı kazanırken, geleceğin yıldızını kaybediyorsunuzdur.

Altyapının ikinci büyük düşmanı ise “taktik tahtası”dır. Her antrenör molada çizdiği bir son saniye oyunu ile maç kazanmak ister ama temel teknik hareketlerini ve oyuncuların hangi süratte koşmaları gerektiğini hiçbir zaman o tahtaya çizemezsiniz.

Basketbol öncelikle strateji oyunu değildir. Bu oyunu oynamak için öncelikle koşmak zıplamak gerekir.

Bu oyunda temel etken antrenörler değil oyunculardır. Altyapı antrenörlerinin birinci gayesi bu oyunu herkese sevdirmek olmalıdır.

Günümüzde çocukların ilgisini çeken bir çok eğlence bir çok oyun var.

Bir an önce takım oluşturmak için o anda elinizdeki iyi oyunculara ilgi gösterip, diğerlerini ihmal ettiğiniz zaman ihmal edilenlerin bu spordan soğumasına sebep olabilirsiniz. Tek bir oyuncuya odaklanmayın. Sisteminizi kurun ve sistem oyuncusunu size versin.

İstinasız tüm genç oyuncular hiç çıkmadan kırk dakika sahada kalmak ister. Artık basketbol maçların temposu o kadar yükseldi ki, günümüzde hiçbir oyuncu 40 dakika sahada kalamıyor. Eğer böyle bir sorununuz varsa takımınızı yüksek tempoda oynatın ve şunu bilin ki, sporda torpil olmaz.

Özellikle aileler bu konuda antrenörlere baskı yapmakta ve antrenörleri çok zorlamaktadırlar.

Çocuk yetenekli ise zaten öne çıkar. Yeteneksiz bir oyuncuya kendinin çok üstünde görevler yüklemeniz ve hayaller içine sokmanız hayatının ilerleyen yıllarında onda büyük travmalara neden olabilir.

Bu yüzden çok okuyun okuduğunuz kitap hangi konuda olursa olsun onu muhakkak basketbol içinde bir yerlere oturtabilirsiniz.

Okumak eğitim, motivasyon, istatistik, taktik gibi konular için sayısız yarar sağlar.                   

Haftaya görüşmek üzere…

 

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X