Bir hayvanla yaşamaya başlamanın vicdani sorumluluğu üzerine

Yaşadığı ortamı bir hayvanla paylaşmak, bir kedi, köpek, kuş ya da balıkla beraber yaşamak pek çoğumuz için tatlı bir hayaldir.

Bir hayvanla yaşamaya başlamanın vicdani sorumluluğu üzerine

Kimimiz bu hayali gerçekleştirir ve hayatımıza bir hayvanı dahil ederiz. Ancak bir hayvanla birlikte yaşamaya başlamadan önce bilmemiz ve kabul etmemiz gereken en önemli konu onun yaşamı süresince büyük bir sorumluluk altına girdiğimiz gerçeğidir. Eğer yaşam ortamımıza yavru bir köpek alıyorsak ortalama 15 yıl, yavru bir kedi alıyorsak ortalama 20 yıllık vicdani sorumluluğu da üstleniyoruz demektir. Tabii hayatımıza aldığımız o canlının bize, ailemize, çocuklarımıza neler katacağını söylemeye bile gerek yok.

Hayvan sahiplenmede en büyük sorun bazı insanların bu 15-20 yıllık süreci başlangıçta iyi hesaplayamamasından kaynaklanıyor. Bir kedi ya da köpek çok iyi duygularla alınıp eve getiriliyor ama onunla yaşamanın zorluk ve sıkıntıları karşısında sorumsuz ve vicdani olmayan adımlar atılabiliyor. Hayatı paylaşmak için evimize, yaşam ortamımıza dahil ettiğimiz hayvanlar için mutsuz son bir dağ başında terkedilmek olabiliyor.

Olay Gazetesi Yazarı Mustafa Özdal bugünkü köşesinin büyük bölümünü hayvan dostlarımıza ayırdı. Yazısında hafta sonu Bursa Hayvanlarla Yaşam Derneği’yle birlikte Keles’e gittiğini anlatan Özdal, asıl mesleği veterinerlik olan Keles Belediye Başkanı Mehmet Teke’nin yaptığı çalışmaları da okurlarıyla paylaştı.

Hayvanlar dilsiz yasalar kör

Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde erkek kedi, aracın çarpmasıyla ölen eşinin yanına yatıp, başını bedeninin üzerine yaslayarak saatlerce bekledi. Kısa süre önce doğum yapan kedinin yanına, erkeği geldi. Önce eşinin başında bekledi. Ardından yanına yatıp, başını ölen eşine yaslayarak saatlerce öyle kaldı. Bu acı manzara görenleri duygulandırdı.

Bir kedinin duygularının bir insanın duygularından hiçbir farkı olmadığını gösteren binlerce hadiseden sadece biri! 

Çünkü kediler, köpekler, kuşlar, yani tüm hayvanlar, insanlar gibi acıkırlar,  susarlar, üşürler, sevinirler, bunalıma girerler ve vicdansız bir araç sürücüsünün çarpıp öldürdüğü eşleri için üzülürler, kahrolurlar.

İnsanlardan tek farklarıysa, mahkeme koridorlarında eşini öldürenlerden   hesap soramazlar, en fazla kaybettikleri eşlerinin cansız bedeninin üzerine yatıp, yas tutarlar birkaç dakikalığına da olsa.

Oysa dünyada bizden önce onlar vardı ve onların yaşam alanlarını işgal edenler de yine insanlardı.

Yani bu dünyada insandan çok onların hakları  var.

Ancak şiddete uğrayan, tecavüz edilen, işkenceye maruz kalan, hakları gasp edilen, yağmurda ıslanan, kışın ayazında donan, yazın kavurucu sıcağında susuzlukta can verenler de yine onlar.

Daha dün Balıkesir’de 9 köpek zehirlendi ve hayvan katliamlarına bir yenisi eklendi.

Tüm bunların sorumlusu, onların yaşam alanlarını gasp eden biziz.

Tek tesellimiz tüm bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak için didinen bir avuç hayvanseverin  Bursa’da ve Türkiye’nin dört bir yanındaki varlıklarıdır.

Geçen cumartesi Bursa Hayvanlarla Yaşam Derneği’nin davetlisi olarak Keles’teydim.

Bursa Hayvanlarla Yaşam Derneği ve Nilüfer Kent Konseyi Hayvan Hakları Çalışma Grubu gönüllüleri, Keles’te canlar için kulübe bıraktılar, mama dağıttılar.

Keles Belediye Başkanı Mehmet Teke’nin de destek verip hazır bulunduğu çalışmada, hayvanseverlerle mini bir toplantı yapıldı. 

Veteriner hekim olması nedeniyle hayvan haklarına duyarlı bir belediye başkanı olan  Teke, Keles’e başka ilçelerden toplanıp bırakılan yüzlerce köpekten söz etti.

Yazının tamamı için tıklayın…

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X