Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek

Bir kitap

Bayramda elimden düşürmediğim kitaptan söz ediyorum. Bu kitabı okuduktan sonra okunmuş kitapların yanına koymadım çünkü bir iki defa daha okunmak üzere masamın üstünde duruyor. Kitabın adı “Bir Sevgili Gibi Yaşamak”. Yazarı Leyla İpekçi. Timaş Yayınları’ndan çıkmış. Elimdeki ikinci baskı.

Yazar kitabında, asıl savaş bu çağda insan kalmak için veriliyor diyor. Tahakküm, haz, kibir veya zorbalık gibi insana dair her sorunun yanıtı, yine insanın içindedir.

Kitaptan seçtiğim bu satırları sizlerle paylaşmak istedim. Kurban ile kasap arasında başlıklı yazı:

Burası mahşerdir. “İlahi tevhidi canlandıran bir gösteri. Kıyametin ardından yeniden diriliş. Korku ile umudun asıl kaynağı. Bu, İbrahim olmaya giden yoldur. Artık rükularımız bir kutsalımızın veya bir idolümüzün huzurunda eğdiğimiz başların ihramıdır. Her secde kendi yarattığımız nice tanrı için toprağa sürdüğümüz alınlarımızın reddidir.” Sessizlik, tefekkür ve aşk.

“Döne döne, yavaş yavaş hissedersin ki, hiçlik yoktur, yalnızca O vardır. Tavafta erimiş bir çizgi, bu yörüngede bütünleşmiş bir nokta olursun. Artık O’nun tavafısın, O’nun Haccı’sın, yalnız O’na teslimsin. Tüm giyindiğin sahte benlerini öldürerek, içgüdülerinin zindanlarından çıkarak’ gerçek ben’e ulaşırsın.” Artık ateşin yakmadığı İbrahim ile bıçağın kesmediği İsmail üzerinden kurban gerçeğine adım atarsın.

Tanrılara insan kurban edilen tüm o şirke dönmüş dinleri reddedersin İsmail’in kesilecek koyuna bir metafor olmasında binlerce sayfa hakikat gizlidir. Hacda herkes kendi özgürlüğünün önüne engel çıkaran bağlardan, şirke varan tutkularından kurtulmak için putlarını taşlar. Herkesin ‘İsmail’i farklıdır; şöhret, öfke, haset, hırs, makam… Ancak “İsmail yerine bir koyun kesmek kurbandır. Yalnızca kesmiş olmak için koyun kesmek ise kasaplıktır.

Öte yandan’ruh’un doktoru olabileceğini sanmak, çamurdan bedene üflenen ‘nefes’i soluduğumuzu unutturmaz mı bize? Acaba burada kastedilen, nefis olmasın? Nefis değil midir ben’liğe ait hastalıkların toplaştığı asıl mahal? Yaradan’a kulluktan ayırıp kendine kulluğa çağıran putların yerleştiği kat? Şirkin uğrak yeri.

Servete, kaba güce veya dinin yerine konulmaya çalışılan ideolojilere, süslü propagandalara tanrı mertebesini nefis verir.” Yeryüzü Rablerinin elindeki din kitaplarını kutsar. Kutsallık kimindir? Hüküm, mülk ve din, insana ait değil, emanettir.

‘Çamur beden’den kurtuluş için Hacca niyet etmem demek, ömür boyunca beni bende tutan, beni kendi içimde örtüp saklayan şablonlarımdan, çerçevelerimden, şişmiş egomdan, nefsimin sınırlı terimlerinden arınmayı istemem, özgürleşmem demektir. Sadece bu niyet bile hemen herkesin depresif haller ve anksiyete içinde çeşitli tutsaklıklarla boğuştuğu bu çağda kıymetli bir çağda kıymatli bir adım değil midir ‘ hakiki özgürlüğe’ yönelik?

Hz. İnsana dair her şeyin İslam’da karşılık bulduğunu görmeye başladım. Peygamberlerin hakikatini, bize ilettikleri mesajı kabul eden, yalnız İslam’dı; çünkü Hz. Muhammed’le mühürlenen bu hakikatin ilk insandan son insana dek kapsayıcılığı sürüyordu. Bu öyle inceliklerle dolu bir süreçti ki, bir sabah mahmurluğu gibi yeniden saflığa, diriliğe götürüyordu beni usul usul!

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X