Engin Özpınar
Engin Özpınar

Bir lider olarak Cameron’ın hafifliği

İngiltere Başbakanı David Cameron’ın yolsuzluk gafını anımsayalım…

Dünyada en fazla yolsuzluk yapılan ülkelerin Nijerya ve Afganistan olduğunu söylemişti geçenlerde.

Davul zurnayla ilan etmemişti, kazara olmuştu da, İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’e fısıldarken mikrofonun açık olduğunu fark ettiğinde iş işten geçmişti.

Tabii, bu durumda Nijerya ve Afganistan’a yönelik düşüncesini tüm dünya öğrenmiş oldu.

*

Galiba bir de sosyal bilimci edasıyla yolsuzluk ve rüşvet olaylarında ülkeler arasında sınıflandırma yaptı Cameron.

Buna göre yoğunluk, ekonomik ve kültürel açıdan Batılı ülkelerin gerisinde kalan toplumlardaydı.

Örneğin İngiltere’de yolsuzluk ve rüşvet olayları düşük, Nijerya ve Afganistan’da yüksekti.

Acaba öyle miydi?

IMF Başkanı Christine Lagarde’ın açıklaması Cameron’a yanıt niteliğindeydi.

Lagarde, yolsuzluğun kültürel bir sorun olduğu görüşüne katılmadığını belirtti.

Ayrıca, bazı az gelişmiş ülkelerde, gelişmiş ülkelerdeki kadar yaygın yolsuzluk olmadığını da ifade etti.

*

Yolsuzluk ve rüşvetle ilgili tartışma konusu durduk yerde gündeme gelmedi. Bu yıl ki Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Konferansı’nın ev sahibi İngiltere’ydi. Konferans Londra’da yapıldı. Katılımcı ülkeler arasında Nijerya da vardı. Nijerya Devlet Başkanı Muhammed Buhari de oradaydı. Yani, kibirli Cameron Nijerya’yı aşağılarken, ülkesiyle ilgili sözleri kulaklarıyla duydu.

“Hiç kimseden özür talep etmeyeceğim” dedi Buhari gazetecilerin sorusunu yanıtlarken, “Yeter ki, İngiltere’den alacaklarımız bize geri verilsin…”

Nijerya’nın alacağı neydi ki, İngiltere’den?

*

O da ilginç bir öyküydü…

Ülkenin Bayelsa eyaletinin eski valisi devlet hazinesinden milyonlarca dolar çalmış ve Londra’da yakalanmıştı. Çaldıkları da İngiltere bankalarındaydı. Ancak İngilizler o valiyi kefaletle serbest bırakıp, mahkemeye çıkarmadan ülkeden postalamışlardı. Hem de kadın kılığında…

Buhari’nin istediği işte bu eski valinin Nijerya’dan çalıp İngiltere’de istiflediği paralardı.

Aradan 11 yıl gibi epey bir zaman geçmişti. O paralara, dolarlara ne olmuştu?

Sahi, Cameron, Nijerya’yla alay ederken ülkenin devlet başkanının söylediklerine yanıt veriyor muydu?

Ne duyan, ne de yazan oldu. Hiç sesini çıkarmadı.

*

Cameron, öte yandan, Yolsuzluk Konferansı’na katılan liderlerin önünde bir bildiriyi imzaya açtı.

Bildiride yoksulluk ve terörizmle mücadeleyi zayıflatan yolsuzluğa karşı tüm devletler işbirliğine çağırılıyordu.

Bir anlamı var mıydı?

İşte, IMF Başkanı Cristine Lagarde söylüyordu:

Dünyada rüşvet olarak dağıtılan paranın tutarı yıllık 1,3 ila 1,75 trilyon Euro arasındaydı.

Nijerya’nın İngiltere’den istediği alacağı da yoksa bu rakamın içinde miydi?

*

Sahi, David Cameron’ın adı Panama belgelerinden çıkmıştı.

Çıkmıştı da ne olmuştu?

İstifası beklenirken ve de istenirken o işi pişkinliğe vurdurmuştu.

Nijerya’nın yeni lideri bu pişkinlik durumundan huylanmış mıydı, neydi, hazır Yolsuzluk Konferansı’na gelmişken…

Üstelik Cameron da kaşınınca…

İngiltere’nin tavrını Londra’dan dünyaya duyurmak istemiş olmalıydı.

*

Muhammed Buhari’nin amacına ulaştığını rahatlıkla söyleyebiliriz…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X