Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

Biz 3 milyon Bursalıyız

Bu konuyu birkaç günden bu yana gündemde tutmaya çalışıyorum.
 
Çünkü, artık hiç kimsenin mikro milliyetçilik yapmaya, Bursalılığı yok saymaya, hemşehriciliği kişisel çıkarlarına alet edip siyasette mevzi elde etmeye ve politikacıları tehdit etmeye kalkmaması gerekir.
Bunun için iktidarı, muhalefeti, sivil toplum örgütü, medyası el ele verip sağduyulu bir yaklaşımla bu çağ dışı düşünceyi söküp atmalı.
Önümüzde iki önemli seçim var.
Artık siyasi partilerin karar vericileri de şapkalarını önüne koyup, aday adaylarının başvuru formlarındaki doğum yerlerini görmeyip, bilgi birikimine, toplumdaki itibarına, kente katabileceklerine, insani ilişkilerine, kısacası liyakatına bakmalı.
Yani en başta siyasi partilerimiz mikro milliyetçiliğe prim vermemeli ki, feodalizm kalıntısı hemşehricilik prim yapmasın.
Tam da bu noktada Bursa Kent Konseyi yazılı bir açıklama yaparak, Bursalılık bilinci üzerine görüşlerini aktarmış, hemşehriciliği eleştirmiş.
Açıklamayı paylaşıyorum:
“Yüzyıllardan beri acısıyla tatlısıyla aynı kaderi paylaşıyoruz. Balkanlardan Kafkaslara hepimiz bu coğrafyanın çocuklarıyız. Bu topraklarda köklü bir kardeşliğimiz var. Hepimiz farklı şehirlerde doğduk belki, sonra bu şehre geldik. Bu şehir kadim bir şehir. Bu şehir Osmanlı’yı kuran bir şehir. Kökü mazide dalları atide bir çınar gibi Bursa. Balkanlardan, Kafkaslara ve Ortadoğu’ya tüm gönül coğrafyamızın izi var Bursa’da. Geçmişin medeniyetlerinin izlerini taşıyor Bursa. Bursalı olmak aslında tarihi bir kimliğe sahip olmak demektir. Bursa’da 81 vilayetten insan bulunmakta. Bizler de Karadeniz çocuğuyuz. Ama bir Bursalılık kimliği çok farklı bir kimlik. Dolayısıyla bu şehirde bu kadar geniş coğrafyadan insan yaşıyorsa bu şehrin ayrı bir özelliğinden dolayı. Ayrıca 150’yi aşkın ülkeden çeşitli nedenlerle Bursa’da yaşayan başka ülke vatandaşları var. En son Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerden dolayı zorunlu göç etmek durumda kalan birçok Suriyeliye kucak açan şehir Bursa. Yakın tarihimizde Balkanlarda ve Kafkasya bölgesinde sıkıntı yaşayan soydaşlarımızda gene Bursa’ya geldi. Bu şehre karşı hepimizin minnet duygusu var. Bu şehre şükran duygumuz var. Bursa için ne yapsak azdır aslında. Hepimizin doyduğu ve çocuklarını büyüttüğü şehir Bursa. Ayrıca Türkiye ekonomisine en önemli katkıyı sağlayan şehirlerden biri Bursa. Birlik, beraberliğin ve huzurun şehri burası. Bizler Bursa’da yaşayanların çoğunluğun bu görüşte olduğunu biliyoruz. Bizler 3 milyon Bursalıyız.”
 
—————————–
 
Her şeyin yenisi dostların eskisi… ift_6785.jpg
 
Gemlik’e her gidişimde huzur buluyorum.
Nefis Körfez manzarasını, yemyeşil ve ihtişamlı yamaçlarını, dar sokaklarda yükselmiş eski evlerini, sahildeki nostaljik çay bahçelerini, Manastır’ını başka hiçbir yere değişmem.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ilçeye kazandırdığı Atatepe ise Gemlik’e değer kattı gerçekten.
Sahil düzenlemesi bittiğinde bambaşka bir Gemlik göreceğimizi umuyorum.
Önceki akşam yine Gemlik’teydik.
Mahmut Solaksubaşı’nın Devlet eski Bakanı Cavit Çağlar onuruna verdiği yemeği takip ettik.
Çağlar’ın 40 yıllık dostlarının katıldığı yemekte kimler yoktu ki:
Hasan Yıldırım, Abdullah Biçen, Ergün Efendioğlu, İhsan Ateşli, Selim Solaksubaşı, Kaan Dimili, Ekrem Düzgün, Faruk Güzel, Hasan Hamaloğlu, Kemal Gemlik, Zeki Kaptan, İdris Sevinç, Işık Uğurtuğ, Ayhan Barışıcı, Abdullah Bilaçlı, Sedat Akgün, Bayram Demir, Ömer Bal, Adnan Tosun, Feridun Uyruk, Berkay Kırmızıay, Gökhan Taylan, Hüseyin Çiftliklioğlu, Ömer Bay, Şükrü Akyollu, Erhan Mendi, İsmail Hakkı Arslan, Erkan Akçil, Peyami Çağlar.
Gemlik basının da takip ettiği gecede yıllar öncesine gidilerek anılar tazelendi, eski günler yad edildi.
Çağlar’ın her zaman kullandığı “Herşeyin yenisi dostluğun eskisi makuldür” diye bir tabir var.
İşte o gece, eski dostların vefasına tanık olduk.
Yıllar geçse de ne Çağlar, zor günlerinde kendisini yalnız bırakmayan dostlarını unuttu, ne de dostları Çağlar’ın vefasını.
Herşey gelip, geçici.
Ancak samimi dostluklar kalıcı.
Ne mutlu dost kalabilene.
 
 
———————–
 
 
Ne işimiz var Afrin’de diyenlere bir çift söz
 
Fırat Kalkanı operasyonunda ne işimiz var ise Afrin’de de o işimiz var.
Nasıl Fırat Kalkanı ile birlikte terör örgütleri eylem yapamaz hale geldilerse, nasıl metropollerimizde canlı bombaları patlatamaz noktaya geldilerse…
Afrin operasyonu da yapılmazsa, çok daha büyük terör eylemleri bizi bekliyor.
Boğaz’da viskisini yudumlayıp ahkam kesenler, Mehmetçik’in moralini bozmak dışında başka bir etkiniz yok, bilesiniz.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X