Avatar
Selahattin Adıgüzeller

Biz dünyanın en büyük aşığı olabiliriz!

Bu aralar dillerden düşmeyen bir şarkı var…

Ayla Çelik söylüyor…

Adı “Bağdat”

Çıktığı günden beri müzik dünyasında listebaşı olan şarkının müziği ve özellikle nakarat kısmı çok güzel :

Ben dünyanın en büyük aşığı olabilirim

Ben kalbinde yüz sene bin sene durabilirim

Ben Kerem’i, Aslı’yı, Mecnun’u, Leyla’yı bilmem ama

Bağdat’ı iki gözüm kapalı bulabilirim!

 

*

 

Korkarım ki, bu ramazan ayında sahura kaldıracak davulcular bile mani yerine bu şarkıyı söyleyecekler.

Yediden yetmişe herkesin diline takılmış durumda şarkı…

Akşam haberlerde izledim…

Avrupa Şampiyonası’na uğurladığımız A Milli Futbol Takımı‘na da uyarlarmışlar şarkının sözlerini…

Milli futbolcular, Fatih hoca ile birlik söylüyorlardı…

Harika olmuş…

 

*

 

Dinlerken farkettim…

Şarkı siyasete de uyarlansa ikinci bir Dombıra etkisi yaratır…

Tam bir seçim şarkısı olabilir.

AK Parti‘nin yerinde olsa hemen bugünden anlaşmayı yapar, Başbakan Binali Yıldırım’a göre uyarlatırdım o şarkıyı…

Nakaratını yazdım bile:

Biz dünyanın en büyük başkanını seçebiliriz

Biz iktidarda yüz sene bin sene durabiliriz

Biz Kemal’i, Devlet’i, Selo’yu bilmez ama

Reis’i iki gözü kapalı bulabiliriz!

 

*

 

Aslında MHP‘nin olağanüstü kurultayına gider bu şarkı…

Genel Merkez ile muhalif kanat arasında uzun süredir yaşanan yaşanan seçim gerginliğini de bitirirdi…

Hele bir de sözleri şöyle olursa:

Biz davanın en büyük aşığı olabiliriz

Biz koltukta yüz sene bin sene durabiliriz

Biz Meral’i, Koray’ı, Sinan’ı paralele bağlar ama

Devlet Bey’i iki gözü kapalı seçebiliriz!

 

*

 

Laf aramızda, bu şarkı dış politikaya da cuk otururdu…

Nasıl mı?

Biz bölgenin en büyük ülkesi olabiliriz

Biz AB’siz yüz sene bin sene durabiliriz

Biz Esad’ı, Putin’i, Merkel’i, Fetullah’ı biliriz ama

Obama’ya iki gözü kapalı kanabiliriz!

 

Müslümanların Rock’siydi O!

 

Çocuk yaşlarındaydık henüz…

TRT’de sabaha karşı canlı yayınlanırdı maçları…

İzlemek için saati kurar da yatardık…

O ringe çıkınca açılırdı gözümüz, o yumruklarını salladıkça rakibin yüzü dağılırdı bizim uykumuz…

Kelebek gibi uçardı rakibinin etrafında, arı gibi sokardı…

Onun adı Muhammed Ali’ydi…

Dünya şampiyonu efsane boksördü…

Yalnız ringlerdeki başarısıyla değil açık yüreklilikle dile getirdiği düşünceleriyle de hep gündemdeydi…

Müslüman ve siyahi hareketleri, şöhretine, sporuna vereceği sıkıntıları düşünmeden desteklerdi.

Hayata karşı yaptığı son maçını kaybeden efsane boksöre, Allah’tan rahmet diliyorum.

Saatleri onun unutulmaz nakavt anılarına kurabiliriz artık!

 

Ramazan ayı gelince…

 

Camiler müminlerle…

Marketler, erzak kutuları, iftar ve sahura yönelik yiyecek-içeceklerle…

Kültürpark’taki çay bahçeleri, kahvehaneler tavlacılar, taşlı okeycilerle…

Gazeteler, lokanta ve restoranların ağız sulandıran iftar mönülerinden oluşan ziyafet ilanlarıyla…

TV’ler, dini programlarla…

Baklavacı ve pastahaneler, oruçluyken tatlı krizine girenlerle…

Ve;

Şehir trafiği, orucu başına vuran öfkeli vatandaşlarla dolup taşıyor…

 

İzin…

 

Bursa için iftar, yazarınız için izin vakti!

Onbir Ayın Sultanı Ramazan Ayı’nı karşılamaya gittim…

15 gün sonra döneceğim!

Haberiniz olsun!

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X