Engin Özpınar
Engin Özpınar

Biz duymaktan bıktık Washington bıkmadı

ABD’den Türkiye’ye bir S-400 tehdidi daha geldi.

Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Wess Mitchell satış gerçekleşirse Türkiye’ye yaptırım uygulanacağını açıkladı.

Mitchell’in söylediği yaptırım, Türkiye’ye F-35 uçaklarının transferinin durdurulmasından mı ibaret yoksa başka şeyler de mi var? 

Ancak Washington’ın elindeki en güçlü kartın F-35’ler olduğu kesin.

Wess Mitchell söz konusu açıklamaları açılışın hemen ardından Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nda senatörlerin sorularına yanıt verirken yaptı.

Önce övgüyle söz etti Türkiye’den, “IŞİD’le mücadelede, sığınmacı krizinde ve İran’a karşı denge unsuru oluşturmasında en önemli müttefiklerimizden biridir” dedi. Hemen arkasındansa ABD’nin önceliğinin Türkiye’nin Rus yapımı S-400 sistemini satın almasının engellenmesi olduğunu belirtti.

Mitchell, bir soru üzerine yaptığı açıklamadaysa F-35’ler için 21 Haziran’da bir tören düzenlenmiş olmasına karşın uçakların Türkiye’ye gönderilmediğini bildirirken “F-35’lerin transferini durdurma hakkımız vardır” diye konuştu.

Finaldeki cümlesiyse şöyleydi: “Türkiye’yi sadece siyasi olarak değil jeostratejik açıdan da Batı yörüngesinde tutmaya devam etmek, ABD’nin bölgedeki stratejisinin ana hedefi olmalıdır.”

Tabii ki, Ankara’nın değerlendirmesi olacaktır S-400 tehdidine karşı. Belki Moskova da kendi değerlendirmesini buna göre yapmayı düşünmüştür.

Ancak Türkiye’nin eski Washington Büyükelçisi ve Dışişleri Bakanlığı eski Müsteşarı Faruk Loğoğlu Sputnik’teki demecinde Ankara ve Moskova’nın atacağı adımların sinyallerini vermekten çekinmedi.

Loğoğlu ABD’nin tehdidinin Türkiye’nin S-400’lerle ilgili kararlılığını etkilemeyeceğini belirterek, bu durumun ABD’yi Türkiye’ye yaptırım uygulama noktasına getirmeyeceğini de savundu.

Deneyimli diplomat şöyle konuştu: “Bence S-400’ler hikâyesi artık bitmiştir. Bu konuda dönüş olmaz. NATO’daki müttefiklerimiz, deyim yerindeyse, buna da alışacaklardır.”

Loğoğlu’nun iyimserliği iyi güzel de Wess Mitchell’in CAATSA tehdidi de ortada. CAATSA ‘Amerika’nın Düşmanlarına Yaptırımlarla Karşı Koyma Yasası’nın adı.

Tehdit şöyle: “S-400’lerin alınması halinde söz konusu yasanın öngördüğü yaptırımları uygularız.”

Kolay değil tabii. Radikal adımlar atmadan önce, bunun karşılığının olacağını da hesaplayacaktır Washington.

Yoksa ABD’nin Türkiye’yle ilişkilerindeki tutarsızlığın sonu gelmez…

 

ABD’yi anlamak imkânsız

 

Trump ABD’si açtığı ticaret savaşıyla AB’yi kaybetti. Şimdi değerli olan AB-Çin işbirliği. Yani Trump, Avrupa’yla Asya’yı birleştirerek imkânsız olanı başardı.

Bu hafta başında Pekin’de toplanan Çin-AB ekonomik diyalog toplantısı ABD’nin tek taraflılığına ve ticari korumacılığına kararlılıkla karşı çıkılması yönünde ortak tavır aldı.

Öte yandan Trump, başta Güney Çin Denizi olmak üzere Tayvan ve Kore Yarımadası sorunlarını görüşmek üzere Pekin’e Savunma Bakanı James Mattis’i gönderdi.

Mattis Çin’in gelişiminin ABD ve dünya açısından yararlı olduğunu ileri sürerek iki ülkenin uyumlu olarak bir arada bulunması gerektiğini söyledi.

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X