Engin Özpınar
Engin Özpınar

BM raporundan korkan Prens Selman’a Trump morali

ABD Başkanı Donald Trump cuma günü Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’la petrol piyasaları ve İran konuları üzerine bir telefon görüşmesi yapmış.

Görüşmeye ilişkin açıklama Beyaz Saray’dan, Trump’ın sözcülerinden geliyor. Ciddi bir açıklama sayılmaz. Bilinen konuların tekrarının ötesinde yeni bir şey yok.

*
Ancak… Zamanlaması anlamlı.

Bir gün önce, yani perşembe günü BM raportörü Agnes Callamard, Kaşıkcı cinayetiyle ilgili hazırlanan raporu açıklıyor.

Raporda, Veliaht Prens’in cinayette rolü var mıydı, sorusunun yanıtı da araştırılıyor ve soruşturmanın derinleştirilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Callamard, basın toplantısında Trump yönetiminin cinayetle ilgili tutumunu soran bir gazeteciyi de şöyle yanıtlıyor:

“ABD yönetimi [olayın hemen ardından] cinayeti şiddetle kınayan açıklamalar yaptı.

Ancak bu noktada ABD hükümetinin atabileceği başka adımlar olduğuna inanıyorum. Raporumda FBI’ın cinayeti önlemek için önceden atılabilecek adımlar olup olmadığını araştırmasını önerdim. 

CIA’ye cinayetle ve [kendi] sorumluluğuyla ilgili değerlendirmesini kamuoyuyla paylaşması çağrısında bulundum. 

Bu nedenle ABD hükümetinin ve ABD makamlarının almaları gereken bir dizi ek önlem olduğunu saptadım. Çok kısa zamanda gerekli adımların atılacağını umuyorum.”

*

Tabii Callamard, ABD’nin yapması gerekenleri yapacağına inanarak iyi niyetli bir şekilde çağrıda bulunuyor.

Ama olması gereken şuydu: ABD Başkanı Donald Trump ertesi gün Callamard’ı aramalı ve Kaşıkcı cinayetinin aydınlatılması için FBI ve CIA’ye talimat vereceğini bildirmeliydi.

Trump ne yaptı? Kaşıkçı cinayetiyle doğrudan bağlantısı olduğundan kuşku duyulan Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ı aradı.

*

Şundan emin olabiliriz…

Trump, BM raporunun açıklanmasının hemen ardından telefon açarak Selman’a moral vermiş, “Korkma, ABD senin arkanda duracaktır” demiştir.

ABD-İran gerilimini düşürmek mi, yükseltmek mi istiyorlar?

ABD’yle İran arasındaki gerilimi düşürmek için İngiltere devreye girdi. 

İngiltere’nin Ortadoğu’dan sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Andrew Murrison bu amaçla Tahran’a resmi bir ziyaret gerçekleştirecek.

İyi de gerilimin diğer tarafında da ABD var. İngilizler ABD’den de gerilimin azaltılması talebinde bulunacaklar mı acaba? 

Ayrıca ABD yalnız da değil, İsrail, Suudi Arabistan, BAE, Ortadoğu’da gerilim yaratanların başında geliyorlar.

Reuters’ın haberine göre İngiliz diplomat, Tahran yönetimine ayrıca Irak’tan, Suriye’den ve Yemen’den çekil diyecekmiş.

Peki, İngiltere, ABD’den de aynı şeyi isteyebilecek mi? Örneğin, Irak’tan ve Suriye’den askerlerini çekmesi gerektiğini söyleyebilecek mi?

Tamam tansiyon yüksek ama tanker saldırılarını kimlerin gerçekleştirdiği de belli değil. ABD, hiçbir kanıt olmadan İran’ı suçluyor ve savaşla tehdit ediyor.

Ya provokasyon olasılığı? Umman Körfezi’nde yaşanan saldırılarda İsrail’in parmağı olamaz mı? Kimse sürpriz saymaz. İsrail’in başında Netanyahu gibi bir lider varken çok normal karşılanır.

Gerilimi düşürmek için İngiltere devreye girdi ama o da iyi niyetli değil…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X