İstanbul’daki seçim zaferiyle coşan Bursalı CHP’liler “Bursa Büyükşehir Belediyesi’ni de kazansaydık, işte o zaman her şey duble güzel olurdu” diyerek hayıflanıyorlar.

Peki neden kazanamadılar?

Ekrem İmamoğlu’nun gösterdiği seçim başarısını niye gösteremedi, Millet İttifakı’nın Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Bozbey?

Gelin sayalım:

* İmamoğlu bir dönem ilçe belediye başkanlığı yapmıştı, Bozbey gibi 4 dönem değil.Yani biri siyaseten yıpranmamış, yıpratılmamış yeni bir isim yeni bir yüzdü, diğeri için aynı şeyi söylemek güçtü.

* Bozbey Nilüfer’de seviliyordu ama belediyeciliği ve özel hayatı her dönem tartışıldı.

* Partisinin ilçe ve il yönetimleriyle, bazı milletvekilleriyle arası hep limoniydi.

* 31 Mart’taki yerel seçimde yine gözü Nilüfer’deydi. Büyükşehir’e pek gönüllü aday olmadı. İnce bir operasyon çekiliyor gibi algıladı. FakatBinali Yıldırım gibi o da Genel Başkanı’nın emrivakisine hayır diyemedi.

* Seçim sürecinde CHP İl Başkanlığı ayrı telden çaldı, Bozbey ayrı telden… Aralarındaki bu iletişim kopukluğunu, diyalog soğukluğunu partili partisiz herkese de hissettirdiler.

* İlçe belediye başkan adayları ve meclis üyesi adaylarının belirlenmesinde de, İl yönetimiyle ciddi sıkıntılar yaşadı Bozbey.

* Seçim propoganda çalışmalarını, reklamlarını, hepsini kurduğu kendi ekibiyle yaptı. Partisini pek dahil etmedi. İttifak ortağı İYİ Partililerle daha yakındı.

* Seçim gezileri ve toplantılarında ağırlığı ‘Mustafa’nın tanındığı yerlere vermesi hataydı.

* Rakibi Cumhur İttifakı’nın Adayı Alinur Aktaş’a ve AK Parti’ye çok yüklenemedi.

* Seçim günü, sandıklara sahip çıkma konusunda yetersiz ve çaresiz kaldı. Sevenlerinden oluşan gönüllü ve profesyonellerden oluşan paralı ekibinin gayretleri, çabaları yetmedi.

* Seçim akşamı bile sonuçları partisiyle ayrı ayrı yerlerde takip ettiler.

* Bütün bu olumsuzluklara rağmen yine de çok iyi oy aldı Bozbey ama Bursa’yı gülümsetmeye yetmedi… Seçimi kazanamasa da jübilesi güzel oldu. Gözü de Nilüfer’de kalmadı!

 

Cezacı Başkan!

 

Bir belediye başkanı, vatandaşlarına kötü olmayı yasaklamış!

Yok Ekrem İmamoğlu değil, bu İtalya’nın Luzzara şehrinin belediye başkanı…

Resmen belediyede karar aldırmış, başkalarını dinlemeyen, aşağılayan ya da küçük düşürücü ifadeler kullananlar cezalandırılıyormuş. 

Ceza da;

Kitap okumak, film izlemek, müze ziyaret etmek ya da hayır işlerinde gönüllü çalışmakmış…

Böyle ağır ceza olur mu?

Bu cezayı almak için herkes işler o suçları!

Bizim belediye başkanlarından da bekliyoruz böyle güzel uygulamalar…

Bizde de az kötülük yapılmıyor!

 

Espriden kaçılır kaderden kaçılmaz!

 

OLAY TV’nin başarılı haber spikeri ve programcısı Gülinay Selçuk, 31 Mart’taki yerel seçimde ABD’deydi.

Mesleki gezi amacıyla gitmişti.

Giderken, “Gezi yüzünden sizinle televizyonda seçim programı yapamayacağız. Esprilerinizden, derin seçim analizlerinizden yayında faydalanamayacağım için çok üzgünüm” demişti.

Ben de kendisini, “Üzülme güzel kardeşim, bu memleketin seçim ve geçim derdi bitmez, sen hele sağ salim git gel, yaparız daha çok seçim programları” diyerek teselli etmiştim.

Kader işte!

31 Mart’ta benim esprilerim yüzünden ABD’lere kaçan Gülinay kardeşimle, 23 Haziran akşamı buluştuk ekranda…

Ertelenen İstanbul seçiminin sonuçlarını konuştuk.

Gerçi ben espri yapana kadar oy sayımı bitti, seçim sonuçlandı ama olsun.

Sevdim ben bu seçimi…

Bundan böyle her şehir ayrı ayrı tarihlerde yapsın seçimlerini daha güzel oluyor…

 

Mestan

 

Ali Ay Bursaspor Başkanlığına seçildiğinde, köşemden şu kafiyeli temennide bulunmuştum:

“Başkan Ay, iyi bir takım kur

Sezon sonu demeyelim vay vay vay!”

Sonuç malum!

Yeni seçilen Mesut Mestan için de, “Başkan Mestan, yaz bir destan / Bizi çekemeyenler sezon sonu giysin fistan” temennisinde bulunsam mı?

Yine sakata gelmeyelim!