Yılmaz, yazısında şu ifadeleri kullandı:
Gerçek olan şu… Vatandaşın gündeminde hayat pahalılığı her şeye karşın ilk sırada olmayı sürdürüyor. Çarşı, Pazar, market resmen cep yakıyor.
Nitekim…
Seçimin ertesi günü marketlerde etiketler değişmeye, fiyatlar yükselmeye başladı. Tırmanışa geçen döviz gün aşırı akaryakıt zamlarını getirdi.
Bütün bunlar…
Zaten zor durumda olan, hayat pahalığı karşısında her geçen gün ezilen ve geçim sıkıntısı artan vatandaşı daha da zor durumda bırakıyor.
Üstelik…
Sıkıntı yalnızca son tüketici için değil, üretici açısından da ortada sıkıntılı bir durum var.
Örneğin, şimdilerde hasada başlayan dağ yöresindeki çilek üreticileri büyük bir şaşkınlık yaşıyorlar.
Çünkü…
Pazarda, manavda, markette fiyatı 30 liranın altında olmayan çilek için aracı esnaf tarlasından alım yaptığı çiftçiye kilosu 7 lira olarak fiyat veriyor.
Çiftçi diyor ki:
“Tarladan çileği toplamak içim işçi tutuyoruz. Bir işçi günde 40 kilo çilek topluyor. Aracının verdiği fiyatla 280 lira. Fakat işçinin yevmiyesi 300 lira. Bunun bir de ekimi, sulaması, ilaçlaması var. Verilen fiyat bırakın maliyeti karşılamayı çiftçinin geçimine bile yetmiyor.”
Doğal olarak…
Bu soruna çözüm bulunmasını istiyorlar.
Benzer durum…
Karacabey’deki soğan üreticilerinin de büyük sorunu. Seçim döneminin en büyük polemiklerinden olan soğan fiyatı pazarda, manavda, markette gerilemiş gibi olsa da, tarla fiyatıyla satış arasında yine fark var.
Üstelik…
Bu farklar üretici mağduriyetine yol açıyor.
Üretici diyor ki:
“Tarlada çuvallı soğanın kilosu 4-5 lira. İşçi ve çuvalın kilo maliyeti 1.5 lira. Diğer maliyetler hesaba katılmadan, üreticiye 2-3 lira kalıyor. Onlar da eklendiğinde çiftçi bırakın kazanmayı, borçlu duruma düşüyor. Çiftçiye ceza verilse bu kadar olur.”
Bir kere daha anladık ki…
Tarlada üretenle sofrada tüketen hep kaybeden taraflar. Asıl çözülmesi gereken de bu.
Tüketim süresi kısa olan taze soğan için ihracat isteniyor
Karacabey’de… Fiyat sıkıntısı yaşayan soğan üreticileri, tüketim süresi kaynaklı beklenti içindeler.
O beklentiyi…
Karacabey Ziraat Odası Başkanı Erhan Erdem şöyle açıklıyor:
“Karacabey, Adana, Hatay, Amasya’da soğan hasadı nisan ayında başlayıp haziran sonuna kadar sürüyor. Pazarda ve markette ‘taze soğan’ olarak satılan bu soğanlar depolanamadığı için kısa sürede tüketilmesi gerekiyor. Çiftçinin elinde soğan kalmaması için ihracat kapıları açılmalı.”
Olay Gazetesi Yazarı Ahmet Emin Yılmaz’ın yazısının tamamı için tıklayın…
ne zaman aracıları ortadan kaldıracak kanunlar hukumet tarafından alındıgında HALK ta URETICE de kurtulacak