Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

Bursagaz’ın afilli faaliyet raporu

İktisatın en temel kuralı, insan ihtiyaçlarının sınırsız, kaynakların sınırlı olmasıdır...

Amiyane tabirle iktisat der ki, ‘insanoğlu aç gözlüdür, istedikçe ister, dünyalarını versen doymaz. Oysa doğada herşey sınırlıdır. Kaynakları hoyratça kullanırsan, bir gün, aç, açıkta kalırsın. Ölçülü ol ve Tanrı’nın sana bahşettiği nimetleri israf yapmadan tüket.’

Tanrı‘nın bize en büyük armağanlarından biri de kuşkusuz yemyeşil ormanlardır.

Yıllardır, masama gelen, kapağı renkli ve parlak, görselliği olan ancak içerikten yoksun, buram buram belediye reklamı kokan, bilumum dergi, bülten, kitapçık ve ajandayı görünce içim cız eder, çöpe atmaya elim varmadığı için de, çevremdekilere dağıtırım.

Bu tür yazılı ürünlerin çoğu da, sahibine ulaştıktan saniyeler sonra çöp tenekesini boylar.

Ağaç katliamından hiçbir farkı olmayan kağıt israfını, en çok da belediyeler yapar.

Belediye başkanlarının, israfın çok farkında olduklarını sanmıyorum.

Peki, başkanların yanlarında ‘basın danışmanım’ diye dolaştırdıkları, çoğu gazetecilikten gelen, ne var ki basın danışmanlığını, kahvaltılı, yemekli toplantılara fazla sayıda ‘gazeteci‘ toplamaktan ibaret gören, sabahtan akşama kadar facebook’ta fotoğraf paylaşan, fotoğraf beğenen ve paylaşımlara yorum yapan arkadaşlarımız ne iş görür?

Daha dün, bir dergi daha geldi.

Çağdaş Eğitim Kooperatifi, yaklaşık 100 sayfadan oluşan ‘Çağdaş Bakış‘ isimli dergiyi, yollamış.

Kaç adet basmışlar bilmem.

Ancak, zaman zaman bu köşeden sitayişle bahsettiğim, işi sadece eğitim olması gereken ÇEK, yayıncılığa soyunmuş belli ki…

Oysa, ÇEK’in dergiye ihtiyacı yok, her istediklerinde ekranlardan da, gazete sayfalarından da, köşelerden de seslerini duyurabiliyorlar zaten.

Kitap basma sevdalısı kervanına Bursagaz da katılmış.

Tam 158 sayfa, son derece afili, epey kaliteli kağıttan imal edildiği besbelli 2013-2014 Bursagaz Faaliyet Raporu’ndan söz ediyorum.

Önemli olan gaz, geliyor mu, gelmiyor mu; arızalara anında müdahale ediliyor mu, edilmiyor mu; kaçak gaz var mı, yok mu, fatura ödemeleri pratik mi, değil mi; gazın fiyatı hesaplı mı, pahalı mı? 

Vatandaş bunları merak ediyor.

Üstelik 2016’ya girmemize şunun şurasında birkaç ay kalmasına rağmen, Bursagaz yetkilileri 2013’teki faaliyetlerini anlatan kitap basmış, nerden akıllarına geldiyse artık?

Bu israfa tahammül edemiyor ve köşemden, başta belediyeler olmak üzere, kamu veya özel kurum, kuruluşlara, tek bir sayfa, dergi, kitap, bülten ve hatta davetiye istemediğimi bildiriyorum.

 

Ahmet Hakan’a yapılan çirkin saldırı ve gazetecilerin tutumu

 

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan Coşkun‘a yapılan saldırı, son derece vahim.

Vahim ve basın özgürlüğüne ciddi bir tehdit.

Tıpkı, Star Medya Grup Başkanı Murat Sancak‘a yapılan silahlı saldırı gibi.

Sözünü ettiğim iki saldırı, kamuoyunda ciddi yankı buldu.

Ancak gerek gazeteci örgütleri gerekse de gazeteciler, bu saldırılarda da sınıfta kaldı.

Gazeteci örgütleri sınıfta kaldı, çünkü bir kısmı sadece Sancak‘a yapılan kurşunlu saldırıyı kınarken, bir kısmı da Coşkun‘a yapılan saldırıya duyarlılık gösterdi.

‘Yandaş’, ‘candaş’, ‘paralel’, gazeteciler de benzer tutumu gösterdiler.

Kimi Ahmet Hakan’a yapılan saldırıyı kınadı, Sancak‘ın ölümden döndüğü kurşunlanmayı görmezden geldi.

Kimi de Ahmet Hakan’a saldırı olmamış gibi davranıp Sancak‘ı kurşunlayanları kınadı.

Oysa, iki olay da basın özgürlüğü adına kınanması gereken saldırılardı.

Ayrıca gazetecilere yapılan saldırı ne Ahmet Hakan ile ne de Murat Sancak‘la sınırlıydı.

HDP yetkilileri, partilerinin basın bürolarında çalışan onlarca gazetecinin haksız yere gözaltına alındığını defalarca söylemelerine rağmen seslerini duyuramadılar.

Bir dönem günlük tirajı 70 bin olan Aydınlık gazetesi basıldı, genel yayın yönetmenleri, yazı işleri müdürleri ve çok sayıda çalışanı yıllarca cezaevinde kaldı, ana akım medya ve gazeteci örgütleri ses çıkarmadı.

Adını duyuramamış muhabirler, çeşitli baskılara ve saldırılara maruz kalıyor, ancak aynı çevreler tepki göstermiyor.

Emin olun, o muhabirler ve o muhalif gazetecilerin de en az Ahmet Hakan kadar, yüreği gazetecilikle atıyor.

Üstelik onların korumaları da yok.

 

Nilüfer Belediyesi’ne mahkemeden kötü haber…

 

Nilüfer Belediyesi‘nin yıkmaya çalıştığı bir park var İhsaniye‘de.

Ancak yol yapma gerekçesiyle parkın yıkılmasına, mahkeme geçit vermiyor.

Belediyenin kararına, Bursa Barosu ve çevreci dernekler yürütmenin durdurulması davası açmıştı.

Mahkeme, talebi kabul etmiş ve yürütmeyi durdurma kararı vermişti.

Nilüfer Belediyesi, karara itiraz etmişti.

Bursa 3’üncü İdare Mahkemesi, itirazı reddeti.

Yani yıkım yok…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X