Yılmaz, yazısında şu ifadeleri kullandı:
“Hafta içinde… 30 yıllık DSİ yaşamının 23 yılında DSİ 1. Bölge Müdürü olarak Bursa’nın su sorunu için projeler yapan, 1994-1999 dönemi Büyükşehir Belediye Başkanı olarak kenti yöneten Erdem Saker’in su sorununa ilişkin değerlendirmesini Olay’da okuduk.
Saker…
Küresel ısınma etkisiyle yağışların azalıp mevsim normallerinin altına indiği bugünkü süreçte yaşanan su sıkıntısı kaynağı olarak kentin hızlı nüfus ve sanayi artışına dikkat çekiyordu.
Önümüzde…
1964’ten bu yana Bursa’nın içme suyu projeksiyonunu ve kentin gelişimini karşılaştıran bir teknik rapor var.
Rapora göre…
DSİ tarafından 1964 yılında Bursa İçme Suyu Projesi’ne etüt ve planlama çalışmalarıyla başlandı.
İlk adım olarak…
Bursa’nın yıllara göre nasıl büyüyeceği ve bu büyüme karşısında ne kadar içme, kullanma ve sanayi suyuna ihtiyacı olduğuna ilişkin nüfus ve ihtiyaç projeksiyonu yapıldı.
1976 yılında ODTÜ’ye Bursa Şehri İçme, Kullanma ve Endüstri Suyu Temin Projesi Master Plan ve Fizibilite Raporu hazırlatıldı.
2040 yılı hedefli o raporda; 2000 yılı Bursa nüfusu 1 milyon 050 bin öngörüldü ve bu hedef tuttu. 2010 yılı nüfusu 1 milyon 493 bin, 2020 yılı nüfusu 1 milyon 872 bin, 2030 yılı nüfusu 2 milyon 264 bin ve 2040 nüfusu 2 milyon 675 bin kişi olarak öngörüldü.
Gelin görün ki…
2040 yılı nüfus tahmini, hızla artan göçlerle daha 2012’de 2 milyon 688 bin kişiye ulaşarak 28 yıl önceden aştı ve öngörülenin üstüne çıktı. 2020 yılından itibaren de 3 milyonu aştı.
Çarpıcı bir nokta da şu:
Aynı dönemde, Bursa’nın 1/100 binlik imar planında Bursa OSB ve NOSAB olmak üzere 2 OSB yer aldı. Bugün, çoğu tarım alanlarına kurulmuş 21 OSB var.
Artan sanayinin istihdam açığı göçlerle sağlanırken kent nüfusunun öngörülen hedeflerin üstüne çıkması yanında, tarım alanları sanayi bölgesine dönüştü.
Kısacası…
Bursa 2040 hedefini 20 yıl öncesinden, 2020’de aştı.
Planı yapıyoruz, ama koruyamıyoruz
Aslında… Bursa’nın karşı karşıya kaldığı ve yaşadığı sorunların ülkenin genel durumundan farkı yok.
Nitekim…
Plan yapma konusunda başarılıyız ve gayet güzel planlarla hedefler belirliyoruz.
Gelin görün ki…
Yaptığımız planları korumada ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Günlük yaşamdaki hızlı gelişme ve değişimler planları aşınca da planın gelişimin gerisinde kaldığını düşünüp, ortaya çıkan fiili durumu kabulleniyoruz.
Olay Gazetesi Yazarı Ahmet Emin Yılmaz’ın köşe yazısının tamamını okumak için tıklayın…