Derya Demir PINAR
EKODER, DOĞADER ve Nilüfer Kent Konseyi 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü dolayısıyla Gölyazı’da basın açıklaması düzenledi. ‘Uluabat Yaşasın’ diyen paydaşlar, göl için gerekli önlemlerin alınması çağrısında bulundu.
1998 yılında, Uluslararası Ramsar Sözleşmesi uyarınca korunacak sulak alanlar listesine dahil edilen Uluabat Gölü’nün ev sahipliği yaptığı canlıların tehdit alında olduğunu söyleyen Nilüfer Kent Konseyi Genel Sekreteri Emre Karagöz, “Uluabat Gölü, dünyada nesli tehlike altında olan küçük karabatak, tepeli pelikan, bıyıklı sumru, pasbaş patka, alaca balıkçıl ve kaşıkçı gibi kuş türlerine ev sahipliği yapıyor. Bunların yanı sıra gölde, turna, sazan, kızılkanat, kerevit gibi 21 balık türü yaşıyor. Fakat bugün görüyoruz ki Bursa’da büyüyen kentleşme baskısı, endüstrinin su tüketimi, izinli veya izinsiz avcılık, göç yolları üzerine yapılan rüzgar tribünleri ve göle su taşıyan havzadaki taş-maden ocakları gölün yaşamasının karşısında en büyük engeli oluşturuyor. Yer altı sularını çekerek kullanan ve kirleten sanayi alanları, Uluabat Gölü’nün sonunu hazırlıyor” dedi.
“HER YIL 1,7 MİLYON KÜÇÜLÜYOR”
1965-1995 yılları arasında Devlet Su İşleri tarafından yapılan ölçümelere değinen Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Çevre Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy ise, “1965 yılında Uluabat Gölü’nün hacmi 200 milyon metreküptü. 1995 yılında ise bu oran 150 milyon metreküpe düştü. Bursa Uludağ Üniversitesi olarak 2010 yılında yaptığımız ölçümlerde acı tabloyla karşılaştık. 1995-2010 yılları arasında minimum su işleme kotundaki hacim azalmasının 7 milyon metreküp olduğunu gördük. Yani ölçümlere göre Uluabat Gölü her yıl 1,7 milyon metreküp sediment dolarak küçülüyor. Gölün, 3 metre kotunda ise 88-100 yıl arasında ömrünü tamamlayacağını öngörüyoruz. Uluabat Gölü’nün suyu kirlenmeye devam ediyor. Madencilik faaliyetleri sürüyor. Sedimantasyon olarak hacmi küçülüyor. Yani yavaş yavaş Uluabat Gölü’nün öldüğünü söyleyebiliriz. İlerileyen 88-100 yıllık süreçte bu göl bataklığa dönüşecek” diye konuştu.
“SANAYİ BASKISI ALTINDA”
Sulak alanlar arasında dünyanın en önemli yerlerinden birinin Uluabat olduğuna vurgu yapan DOĞADER Yönetim Kurulu Üyesi Murat Demir, “Uluslararası Ramsar Sözleşmesiyle koruma altında olan Uluabat Gölü’müz, birçok hayvan ve bitki çeşitliliğine ev sahipliği yapıyor. Yaşayan Göller Ağı’nda tek olmasına rağmen Uluabat, kötü yönetim politikaları nedeniyle her geçen gün ölüme doğru koşar adım gidiyor. Uluabat Gölü, bugün ciddi bir sanayi baskısı altında. Badırga’da Uluabat Gölü’nden tekstil organize sanayi bölgelerine, boyahanelere günlük tonlarca litre su çekebilmek için resmi toplantı yapılıyor. Tüm bunlara yönetenlerin ‘dur’ demesi lazım” ifadelerini kullandı.