Dünya genelinde plastik ve geri dönüşüm fabrikalarındaki yangınların artması ve 2020 yılı Ocak ayında İnterpol tarafından konuyla ilgili bir rapor yayınlanmasının ardından Türkiye’deki durumu incelemek için bir proje başlatıldı.
Bu sektördeki fabrikalarda çıkan yangınları, haber siteleri gibi açık kaynaklardan elde ettiği bilgilerle listeleyen Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, kurduğu sistemle durumu haritalandırdı.
Haritaya göre, belli bölgelerde yoğunlaşan yangınların en çok yaşandığı iller, İstanbul, Kocaeli, Bursa, İzmir, Manisa ve Adana olarak sıralandı.
“HER 2-3 GÜNDE BİR YANGIN ÇIKIYOR, CİDDİ ARTIŞ VAR”
2019 yılından sonra bu tip yangınlarda ciddi bir artış olduğunu belirten Doç. Dr. Gündoğdu, “2019’da Türkiye’de 33 plastik ve geri dönüşüm fabrikası ile ilişkili depo yangınlarının olduğunu rapor ettik. 2020’ye gelindiğinde sayının 65’e çıktığını gördük. 2021 yılında sayı birden 121’e çıktı. Hatta 2022’nin başında bile ocak ayının ilk 10 gününde 3 yangın çıktı. Bu sektördeki fabrikalarda her 2-3 günde bir yangın çıkıyor” dedi.
“BU İŞLETMELERİN SORUŞTURULMASI GEREK”
Bu fabrikaların bazılarında ithal edilen atıkların da yakılmış olma ihtimali olduğunu söyleyen Doç. Dr. Gündoğdu, “Yangınlar, çoğunlukla kimsenin olmadığı zamanlarda, gece saatlerinde çıkıyor. Ayrıca depo kısmında olması dikkat çekiyor. Nedeni bilinmiyor. Nedeni bilinenler arasında ‘elektrik kontağı’ gösteriliyor. Geri dönüşüm sektörünün bu duruma önlem alıp, almadığı konusunda da işarete rastlamadık. Geçtiğimiz yıl yayınlanan bir yönetmelik değişikliği ile yangınların, kasıtlı çıktığı tespit edilirse o işletmenin lisansının iptal edileceği belirtildi. Bu işletmelerin ciddi anlamda soruşturulması gerekiyor” diye konuştu.
“BESİN ZİNCİRİ İLE İNSANLARA TAŞINIYOR”
Tüm bunların ekosistemin yanı sıra insan sağlığı açısından da büyük riskler taşıdığını belirten Gündoğdu, şunları söyledi:
“Bu dumanların içerisinde plastiğin 1 tonunun yanmasıyla 1 ton karbondioksit gazı çıkıyor. Karbondioksit salımı da iklim krizinin en büyük nedenlerinden. Bunların yanmasıyla dioksin, furan, kalıcı organik kirleticiler, alev geciktiriciler, ağır metaller atmosfere yayılıyor. Böylelikle çok miktarda zehirli kimyasal, besin zincirinden içme suyuna kadar dahil oluyor. Bunlar sonsuza kadar toprakta kalabiliyor ve besin zinciri ile insanlara taşınıyor. Yer altı sularına, içme sularına karışabiliyor. Bölgede yaşayan çocuklar ve yetişkinler de ciddi anlamda bu yangınlar sonucu ortaya çıkan zehirli kimyasalların riski altında.”
DHA