Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

Büyük deprem geliyorum diyor!

Dilimizde tüy, kalemimizde mürekkep bitti yaklaşan depreme karşı hazırlıksız olduğumuzu söylemekten ve yazmaktan.

Yıllardır Bursa veya İstanbul merkezli, büyüklüğü 7 ve üzerinde olması beklenen  bir depremde 10 binlerce binanın yıkılacağını ve hasar göreceğini, uzmanların ağzından yazıyoruz.

Ancak hiç deprem olmayacakmış gibi davranıyoruz.

ozdal1-154.jpgİşte dün İstanbul merkezli 5,8 büyüklüğünde birkaç saniye süren depremle sarsıldık.

Orta büyüklükteki bir deprem bile insanların panik halinde sokaklara dökülmesine neden oldu.

Ayrıca 5,8 büyüklüğündeki bir depremde  mobil hatlar çöktü, iletişim kanalları kesildi.

İşte bu kadar depreme hazırlıksız bir durumdayız.

O halde Vali Yakup Canbolat, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, İl Sağlık Müdürü Dr. Özcan Akan, Milli Eğitim Müdürü Sebahattin Dülger ve ilçe belediye başkanlarına tekrar soralım:

Bursa’daki binaların depremsel durumu nedir?

Yarım kalanlar da dahil kentsel dönüşüm çalışmaları hangi aşamada?

-İddia edildiği gibi stratejik planlarda yer alan depreme hazırlık ve deprem yönetimi için ayrılan kaynak başka alanlara mı aktarılıyor?

-Kaç okul çürük, kaç okul sağlam, hangi okulların güçlendirilmeye ihtiyacı var?

-Eski hastanelerin depremsellik riski ne durumda?

-Bursa’da deprem sonrası toplanılacak yerler yeterli mi?

-Bursa İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü depreme hazırlıklı mı, deprem sonrası yeterli arama kurtarma çalışması yapacak olan ekip ve ekipmanlar yeterli mi?

 

İletişim ağı çöktü

 

ozdal2-196.jpgİstanbul merkezli 5,8 büyüklüğündeki deprem GSM şirketlerinin teknik alt yapısının yetersizliğini bir kez daha ortaya koydu.

Nitekim depremden sonra saatlerce hiç kimse mobil telefonlarından birbirlerine ulaşamadılar.

Bir diğer ifadeyle orta büyüklükteki bir depremde iletişim ağları çöktü.

Ne oldu, baz istasyonları mı hasar gördü?

Hayır…

O halde telefonlar neden çalışmadı?

 

Deprem anında yapacaklarımız hayatımızı kurtarabilir

 

ozdal3-168.jpgDepremi artık iliklerimize kadar hissettiğimize göre, deprem anında ne yapacağımızı bilmek de hayati önem taşıyor.

Bu nedenle şu bilgiler lazım olabilir:

Deprem anında:

Çamaşır makinesi, fırın, bulaşık makinesi gibi devrilmeyecek nesnelerin yanında cenin pozisyonunda durmamız gerekir.

Çünkü bu bu nesneler, bina yıkılırsa üzerine düşen döşeme ve kirişler arasında üçgen (hayat üçgeni) bir boşluk bırakır.

İşte siz bu boşlukta durursanız, bina yıkılsa dahi hayatta kalabilirsiniz.

Bina yıkılıp, doğru yerde durduğu için çok sayıda insan hayatta kalmış geçmiş depremlerde.

 

Şiddet olayıyla anılan meclis üyesinden yanıt var

 

Dün Nilüfer’de bir belediye meclis üyesinin adının karıştığı şiddet olayına değinmiştim.

Meclis üyesinden yanıt geldi.

İşte o yanıt:

“O akşam bir akrabamız, düğün cemiyeti için bahçemizin kullanılmasını rica etti. Biz de bahçemizde toplandık ve birkaç arkadaşla yemek yedik. Müzik olarak bir akordiyon ve klarnet çalındı. Derken yan komşumuz tel örgülerden atlayarak bahçeye geldi ve yüksek müzik sesi nedeniyle bize küfretti. Ben de, ‘defol git’ diye tepki gösterip dışarı çıkarttım. Daha sonra tavuk alma geleneği için dışarıda bulunan kalabalıkla kavga etmişler. Ben ayırmaya çalıştım ancak şiddet olayıyla bir ilgim yok. Zaten o gece, haneme tecavüz edildiği için ben de şikayetçi oldum. Olay bundan ibaret.”

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X