Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

Çarşamba ve Suriyeliler

Tatilciler, cumartesi günü  Bursa trafiğini  felç etmişti.

Bayramı tatile dönüştürenler ana arterlerde, bayram alışverişine çıkanlar da kent merkezinde trafiğin canına okumuştu.

O trafiğe girmeye gözüm kesmediği için aracımı medya binasının önünde bırakıp toplu taşımayı tercih ettim.

Gece saat 23,00 suları Çarşamba’dan Kent Meydanı’na yürüyorum.

Olağanüstü bir kalabalık var.

Gecenin o saatinde insanlar ne yapıyordu sokaklarda?

carsamba.jpg

İlerledikçe Çarşamba Caddesi’ni boydan boya, sağlı sollu dolduran insanların Suriyeliler olduğunu fark ettim.

Arapça tabelaların asılı olduğu mağazalar, nargilelerin tüttürüldüğü kafeler, yemek kokularının yükseldiği lokantalar tıka basa doluydu.

Seyyar satıcıların önünde kuyruk oluşmuş, gençler her köşe başında sigaralarını tüttürerek sohbet ediyorlardı.

Kimi yürüyüşe çıkmış, kimi cadde üstündeki kafelerde çayını  yudumluyor, kimi de bir duvarın dibinde  telefonuyla konuşuyordu.

Ancak hepsi, gecenin ılık havasıyla serinliyor, bayram öncesi hem işlerini hallediyor hem de  caddenin keyfini çıkarıyorlardı.

Eğer Suriyelilerin gettolaşmasından bahsediyorsak, Çarşamba tam da bu tanıma uyuyor.

Kuşkusuz karşılaştığım manzara, Çarşamba’da oturan Türkleri rahatsız ediyor.

Artık eski mahallelerinden yeller esiyor.

Çarşamba’nın kendine özgü dinginliği gitmiş yerine bohemce yaşayan mültecilerin dolduğu bambaşka bir mahalle gelmiş.

Ancak bir de mahallenin eski halini hatırlayalım.

Travestilerin ve seks işçilerinin cirit attığı, konutların maddi değerinin gün geçtikçe düştüğü, iş yerlerinin kiracı bulamadığı bir mahalleyi andırıyordu Çarşamba.

Bugün ise tam tersi bir tablo var.

Ekonomi canlanmış, konutların değeri yükselmiş, iş yerleri dolmuş ve adeta küllerinden doğan yepyeni bir Çarşamba gelmiş.

Ayrıca  Suriyelilere evlerini ve işyerlerini kiraya verenler de yine Çarşambalılar.

Hasılı, Çarşamba’daki Suriyeliler meselesi, siyah veya beyaz olarak bakılmayacak kadar çok yönlü, iyi ve kötü taraflarının, zararlarının ve faydalarının birbirlerini eşitlediği sosyolojik bir hadisesidir.

 

Seyyar satıcılardan arınmış Kent Meydanı

 

kent.jpgÇarşamba’dan Kent Meydanı’na geldiğimde  her bayram öncesi karşılaştığım manzaradan çok farklı bir görüntüyle karşılaştım.

Seyyar satıcılardan arınmış Kent Meydanı’ydı gördüğüm.

Yazıp sonuç alamamaktan bıktığım için nicedir seyyar satıcıların yarattığı keşmekeşliğe değinmiyordum.

Bursa, bir marka kentse kent merkezindeki sakil görüntü hiç yakışmıyordu.

Bu yıl  Büyükşehir Belediyesi, seyyar satıcıların faaliyetini durdurdu.

Bugüne kadar hiçbir yerel yönetim seyyar satıcılara dur diyememişti.

Ancak, vergi, kira, stopaj  gibi maliyetlere katlanan esnaftan gelen yoğun şikayetleri  dikkate alan Büyükşehir Belediyesi, seyyar satıcılara dur dedi.

Hem vergisini ödeyen esnaf rahatladı, hem de görüntü kirliliği temizlendi.

İyi de oldu.

 

Ramazan Bayramı

 

Bayram…

Savaş baltalarının gömülüp, barışın dilinin egemen olduğu…

Siyasetçilerin çatışmacı ve ötekileştirici söylemlerini bırakıp, birleştirici ve kucaklayıcı  olduğu…

Kadına şiddetin, çocuğa istismarın olmadığı, kadınların hayatın her alanında olduğu, çocukların özgürce çocukluklarını yaşadığı…

Yoksulluğun azaldığı, zenginliğin ve refahın tabana yayıldığı…

Siyasetin daha az konuşulduğu, kültür ve sanatın daha çok yaşandığı günlerin müjdecisi olsun.

Efendim iyi bayramlar, her şey gönlünüzce olsun.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X