Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Cumhurbaşkanlığı Kabinesi sona erdi.
Toplantı, 2 saat 45 dakika sürdü.
Toplantının ardından kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önemli açıklamalarda bulundu.
Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle;
“Afrikalı liderleri bir kez daha ülkemize misafir ettik. 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi de hamdolsun öncelikler gibi başarılı ve verimli geçti. Afrikalı mevkidaşlarımla ikili ilişkilerimizi ve bölgesel meseleleri değerlendirme imkanımız olduk.
Bakanlarımızın iştirakiyle düzenlenen oturumlarda önümüzdeki 5 yılda kıtanın eğitim, sağlık, güvenlik, tarım ve insan kaynaklı kapasitesinin güçlendirilmesine yönelik atılacak adımları konuştuk.
‘AFRİKA İLE TİCARETİMİZİ 30 MİLYAR DOLARA ÇIKARDIK’
Afrika’ya ile ticaretimizi 5.4 milyar dolardan 30 milyar dolara çıkardık. Şimdi hedefimiz önce 50 milyar dolara ardından da inşallah 75 milyar dolara taşımaktır. Ülkemizdeki ve batıdaki kimi oryantalistler gibi Afrika’yı sorun ve tehditler yumağı olarak görmüyoruz.
Tarihinde sömürgecilik ayıbı olmayan millet olarak kazan kazan, eşit ortaklık temelinde işbirliğimizi daha da güçlendirmeye çalışıyoruz.
‘FAİZ DIŞI AÇIK 38 MİLYAR LİRA’
TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmeleri tamamlayarak 2022 yılı bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Cumhurbaşkanı adına Cumhurbaşkanı Yardımcımız Fuat Oktay Bey’in nezaret ettiği görüşmelerde 67 stratejik programla yatırım, üretim, ihracat hedefimize katkı sağlayacaktır.
2053 vizyonumuzun iddialı devrimi olan yeşil kalkınma hedefiyle yeşilci ve çevreci özelliğiyle öne çıkmıştır. Rakamlarla ifade edecek olursak 2022 bütçemizin giderleri bir önceki yıla göre yüzde 30 artışla 1 trilyon 751 milyar lira. Gelirleri 1 trilyon 473 lira olarak öngörülmüştür. Faiz dışı açık 38 milyar lira olarak hesap edilmektedir.
‘5.1’LİK BÜYÜME BAŞARISI GÖSTERDİK’
Bütçede tarımsal desteklere 26 milyar lira, kurumlara verilecek görev giderleri 23 milyar lira, yatırıma 148 milyar lira kaynak ayrılmıştır. Bütçe hazırlık sürecinde emeği geçen kurumlarımız ile yasama safahatında teklif, tenkit ve değerlendirmeleriyle sürece katkı veren milletvekillerimize teşekkür ediyorum.
Türkiye geçtiğimiz 19 yılda ortalama yüzde 5,1’lik büyüme başarısı göstermiş bir ekonomiye sahiptir. Küresel finans krizinin etkisiyle 2009 yılda yaşadığımız küçülme dışında her yıl ekonomimizi büyüterek Cumhuriyet tarihinde görülmemiş başarıya imza attık.
‘SALGINDA HERKES KÜÇÜLÜRKEN, BİZ YÜZDE 1,8 BÜYÜDÜK’
Salgında herkes küçülürken biz yüzde 1,8 büyüdük. Hükümetlerimiz döneminde ülkemizin nüfusu 65 milyondan 84 milyona çıkmasına rağmen istihdamımızı 29 milyona yükseltmek suretiyle milletimizin iş ve aş sahibi olmasını sağladık.
3,5 trilyon dolarlık altyapı ve üst yapı yatırımı sayesinde bölgesinde ve dünyada yıldızı parlayan bir Türkiye inşa ettik. Tüm dünyada her alanda önemiyle gerçekten herkese dudak ısırtacak adımları attık. Her adımda hangi engellerle karşılaştığımızı en iyi aziz milletimiz biliyor.
Vesayetin tuzaklarından darbe girişimlerine, terör saldırılarından uluslararası ambargolara kadar nice engeli aşarak ülkemizi bugünkü seviyesine getirdik. Biz her hesabın üzerinde bir hesap olduğuna, medeniyetimizden ve tarihimizden aldığımız güçle üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir mesele bulunmadığına inanan insanlarız.
‘BAKANLARIMIZ HAREKETE GEÇTİ’
Finans hareketlerinin, fahiş fiyat artışlarının yol açtığı sıkıntılar elbette hepimizin canını yakıyor. Bu konjonktürel sıkıntılara başa çıkabilecek iradeye sahibiz. Hükümet olarak gereken adımları atıyoruz. Stokçuluk, fahiş fiyatla günlük hayatı zorlaştıranlar hakkında bakanlıklar ve ilgili kurumlarımız harekete geçmişlerdir.
Meclisimiz de stokçuluk yapanlara cezaları arttıran bir kanunla bu mücadeleye katkı sağladı. Asgari ücrette yüzde 50’nin üzerinde artış yaparak en düşük gelir rakamını 4 bin 253 liraya çıkardık. İşverenlerimizin yükünü 450 lira azalttık.
Üretimi ve istihdamı desteklemek için çok sayıda paketi hayata geçiriyoruz. Kurdaki dalgalanmayı durdurarak serbest piyasa ekonomisi kuralları çerçevesinde yeni araçları devreye alıyoruz.
TL MEVDUATLARI İÇİN YENİ DÜZENLEME
Tasarruflarını değerlendirirken kurdaki yükselişten kaynaklanan kaygılarını gidermek isteyen vatandaşlarımıza yeni bir finansal alternatif sunuyoruz. Bu yeni araç şöyle işleyecektir; insanlarımızın bankadaki TL varlığını, mevduat kazancı kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek. Kur getirisi mevduat kazancının üstünde ise aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek bu kazanç stopaj vergisinden muaf tutulacak.
Bundan sonra hiçbir vatandaşımızın kur daha yüksek olacak diye mevduatını TL’den dövize geçirmesine ihtiyaç kalmayacak.
Döviz kurundaki dalgalanma sebebiyle fiyat vermekte zorlanan ihracatçı firmalarımıza Merkez Bankası aracılığı ile ileri vadeli kur rakamı verilecek. Kur farkı TL olarak ihracatçı firmamıza ödenecek.
BİREYSEL EMEKLİLİK DESTEĞİ
Bireysel emeklilik sistemimizin cazibesini arttırmak için devlet katkısını yüzde 30’u çıkarıyoruz. Devlet iç borçlanma senetlerine buradaki stopajı yüzde 0’a indiriyoruz. Vergi yükünü azaltarak uluslararası rekabeti desteklemek amacıyla ihracat ve sanayi şirketleri için kurumlar vergisinde 1 puanlık indirim planlıyoruz.
Katma değer vergisini yeniden düzenliyoruz. Amacımız kayıt dışı ekonomiyi azaltmak, iş ve yatırım ortamını iyileştirmek, ihracatı özendirmek, firmalarımızın KDV iadesi yoluyla finansmana hızla erişimini sağlamaktır.
Şirketler tarafından yapılacak temettü ödemeleri üzerindeki stopajı yüzde 10’a indiriyoruz. Yatırım ve fon kazançları kurumlar vergisinden istisna olmasına karşılık diğer fon kar payları istisna dışındaydı. Bu farklılığı ortadan kaldırıyoruz.
‘ÜLKEMİZDE 5 BİN TON ALTIN OLDUĞU BİLİNMEKTEDİR’
Ülkemizde yastık altında 280 milyar dolar değere sahip 5 bin ton altın bulunduğu bilinmektedir. Bu altınların finansal sisteme dahil edilerek ekonomiye kazandırılması için piyasa paydaşlarıyla birlikte yeni araçlar geliştirilecektir.
Kredi garanti fonu desteğiyle uzun vadeli istihdamı koruma ve destekleme işletme kredileri verilecektir. Ülkemizdeki istikrar ve güven iklimini güçlendirecek tüm tedbirleri ilgili kurum ve meclisimizle süratle hayata geçireceğiz.
Türkiye’ye geçmişte defalarca olduğu gibi küresel ekonominin yeniden yapılanma sürecinin dışında bırakacak hiçbir oyuna itibar etmedik. Bir müjde de memurlarımıza vermek istiyorum.
Asgari ücretin gelir ve damga vergisinden muaf olması uygulamasını tüm çalışanlarımızı kapsayacak şekilde genişletmiştik. Aldığı ücret ne olursa olsun tüm çalışanların asgari ücret kadar kazancının gelir ve damga vergisinden muaf olmasını temin etmiştir.
‘İYİ NİYETLE YAPILAN ELEŞTİRİYİ SAMİMİYETLE DEĞERLENDİRİYORUZ’
Memurlarımızın fiilen aldıkları ücretlerin artmasını sağlıyoruz. Ekonomi programımıza yönelik her eleştiriyi dikkatle inceliyor önüne arkasına bakıyoruz. Kur dalgalanması ve fahiş fiyat artışlardan canı yandığı için söylenen vatandaşlarımızı anlıyoruz, iyi niyetle yapılan eleştiriyi samimiyetle değerlendiriyoruz.
Sureti haktan görünerek Türkiye’nin siyaset, diplomasi, güvenlikte olduğu gibi ekonomide de hak ettiği yere gelmesine yönelik sinsi çelmelere eyvallah etmiyoruz, etmeyeceğiz. Ülkenin hayrına yapılan destek vermeyi bir kenara bırakalım, yaptıkları riyakarlığın bizim nezdimizde hükmü yoktur.
Geçmişte gazete ilanlarıyla hükümet kurup, hükümet kurmuşların iktisat kurallarına hızla dönülmeli diyerek karın ağrısını gayet iyi biliyoruz. Dövizdeki akıl dışı yükselişi önlemek için Merkez Bankası’nın müdahalelerine karşı kendilerince cinlik yapanları dikkatle izliyoruz.
Kambiyo rejimi diye ülkesini ve milletini sırtından hançerlemek için hangi sinsilikler peşinden koştukların farkındayız. Açıklamalarıyla, analiz adı altında dolaşıma soktukları artniyetli yorumlarıyla milletimizi, ülkeleri gelecekleri konusunda kötümserliğe sürüklemek isteyenleri dikkatle not ediyoruz.
İnşallah ülkemiz hedefe bir adım daha yaklaştığında bu felaket tellalı müfterilerin her dediklerini her sözlerini alınlarına yaftalayacağız. Biz bu oyunu kendi kurallarıyla oynayarak hedefimize ulaşacağız.
Amerika’ya, tüm Batıya baksınlar, şu anda faiz politikaları nasıl çalışıyor onların faiz politikaları nasıl çalışıyor onu görsünler. Çin’e baksınlar, Hindistan’a baksınlar. Amerika’ya bakıyorsunuz sıfır faiz. Biz şu anda faizdeki indirimle beraber evelallah birkaç ay sonra enflasyonda nasıl düşmeye başlayacak hep beraber yaşayacağız.
Biz dün bu ülkede yönetime gelmedik. 19 yıl önce göreve geldiğimizde faiz, enflasyon neredeydi ve biz nereye getirdik lütfen şöyle bir geçmişi incelesinler, baksınlar. Bunu da hangi yönetim yaptı görsünler. Biz yaptık ve şimdi yine aynısını biz yapacağız.
Ülkedeki ekonomi nedir bundan anlamayanların ağzına bakacak halimiz yok. Biz yaşadık ve uyguladık. Faizi ve enflasyonu nereden nereye çektiğimiz ortada.
‘FAİZLERİN YÜKSELTİLMESİNİ SAVUNMAK İNSANLARIN AKLIYLA DALGA GEÇMEKTİR’
Ülkemizde durum bu iken dünyadaki vaziyet nedir? Dünya ekonomisinin yüzde 80’ini oluşturan küresel güçler yakın tarihin en büyük kavgasını veriyor. Tüm büyük ekonomilerin amacı kendi ülkelerindeki istihdamı korumaktır. Sürekli parasal genişlemeye giden gelişmiş ülkelerin kendi aralarındaki görünmez savaşın sebebi budur.
Çılgınca para basan, faizleri sıfıra yakın ve hatta ekside tutan merkez bankası bilançoları neredeyse milli gelir seviyesine çıkaran bu ülkeler belirsizlik batağından çıkamadıklarını bizzat kendileri ifade ediyor.
Avrupa ülkeleri Avroya geçiş sürecinde paralarını bir gecede yüzde 50 devalüve edilmiştir. Hükümetlerimiz döneminde verdiğimiz emekler, fedakarlıklar sayesinde sanayimizi ayakta tutmayı, ticaretimizi ve ihracatımızı geliştirmeyi başardık. Dünya 90 trilyon doları kamuya ait olmak üzere toplamda 220 trilyonu geçen borç batağında yüzerken Türkiye’ye faizlerin yükseltmesini dayatmak insanların aklıyla dalga geçmekten öte bir anlam taşımaz.
‘DÖVİZ KURUNU İSTİKRARA KAVUŞTURACAĞIZ’
Salgın döneminde yaşadığı sağlık krizine ve toplumsal kırılmalara karşı yetersiz kalan, siyasi ve ekonomik konulara çözüm bulmakta zorlanan sisteme umut bağlayanları tüm bu hakikatleri görmeye davet ediyoruz. Mesela risk primlerinin yüksekliğinin Türk ekonomisinin gerçekliği ile ilgisi olmadığını vicdan sahibi her iktisatçı teslim eder.
Üretim, inovasyon, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm gibi konular öne çıkarken eski dünyanın kalıplarıyla ülkemizi değerlendirenler önce kendilerini yenilemelidir. Biz milletimize yeni bir vizyon öneriyoruz. Biz milletimize eski Türkiye alışkanlıkları değil 2023 hedefleri, 2053 vizyonu doğrultusunda hizmet etmeyi sürdüreceğiz.
Döviz kurunu istikrara kavuşturacağız, enflasyonu dizginleyeceğiz. Sevgili milletim, biz sizi seviyoruz, size inanıyoruz, siz bize inanın. Bugüne kadar inandınız, güvendiniz. 19 yıl Türkiye’nin altyapı, üstyapısıyla Türkiye’nin nereden nereye geldiğini gayet iyi biliyorsunuz.
‘ABD VE AVRUPA TARİHLERİNDE GÖRMEDİKLERİ BİR ENFLASYONLA YÜZLEŞMEKTE’
Dünyadaki para bolluğu önce maliyetleri, sonra fiyatları arttırmaya başlamıştır. ABD ve Avrupa yakın tarihinde görmedikleri enflasyon rakamlarıyla yüzleşmeştedir. Küresel metal, enerji, gıda hammadde fiyatlarındaki son dönemde gözlenen aşırı artışlar, para bolluğunun yol açtığı tehlikelerden kaçınmanın ürünüdür.
Sözde büyük ekonomiler kendi aralarındaki kavganın faturasını diğer ülkelere kesmek istiyorlar. Bunun için yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla, cari fazlayla büyüme diyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak yatırımları durduracak, istihdamı azaltacak, ihracatı engelleyecek hiçbir adımın atılmasına izin vermeyeceğimi buradan bir kez daha ilan ediyorum.
Artık bu ülke yüksek faizle parasına para katanların, ithalatın cenneti olmayacaktır. Bu ülke IMF programları yoluyla ekonomi ve siyasetini dışarıya rehin veren ülke olmayacaktır. Göreve geldiğimizde 23,5 milyar dolar IMF olan borcu sıfırladık. Şu anda IMF’ye borcumuz yok. Bay Kemal bu borç yükünü nereden aldık? Sizlerden aldık.
Bu ülke sıcak para hülyasıyla avutulup, ekonomisi asıl ihtiyaç duyduğu adımlardan uzak tutulan bir ülke olmayacaktır. Bütün yatırımcılarımız lütfen kamu bankaları onların her zaman yanındadır, emrindedir. Amma kamu bankasından krediyi alıp, bunu bir başka yere aktarmak suretiyle paradan para kazanma yoluna, yöntemlerine başvuranların da alnını karışlarız.
Projeye bağlı her türlü yatırıma destekte varız. Buyursunlar yatırımları yapsınlar. Bu konuda TUSKOM, TÜSİAD hadi gilin yatırımlarınızı yapın. Üretimimizin bir kısmı ithalata bağlı olduğu için sanayi ve tarımın henüz arzu ettiğimiz esnekliğe kavuşmadığını biz de biliyoruz, inşallah bunları tek tek çözeceğiz.
‘ÇOK CİDDİ YATIRIM ANLAŞMALARI YAPIYORUZ’
Ülkemizde bir kesimin hala döviz kurundan kazanç elde etme peşinde koştuğunu üzüntüyle takip ediyoruz. Başta Hazine ve Maliye Bakanımız buraları gayet iyi takip ederek, buradan taviz vermeyeceğiz. Yeter ki yatırımcı karşımıza bu tür spekülatif adımlar atmak için gelmesin. Samimi olarak, projesiyle gelsin.
İnşallah bu kötü alışkanlıkların sonunu da getireceğiz. Körfez sermayesi başta olmak üzere çok ciddi yatırım anlaşmaları yapıyoruz. Yerli ve uluslararası yatırımcılar milyar dolarlarla ifade edilen projeleri hayata geçiriyor. Bunun son örneği Antalya Havalimanı kapasite arttırma ihalesidir. Bu ihaleyi 8 milyar 555 milyon Avro ile en yüksek teklifi veren girişim grubu kazanmıştır. Türkiye burada. Türkiye çökmedi.
‘HAZİRAN 2023’Ü BEKLEYECEKSİNİZ’
Ey TÜSİAD bak Türkiye nerede? Bu ihalenin içinde yerlisi, Fransası, Almanyası var. Siz hala acaba biz bu iktidarı nasıl indiririz diye bunun hesabını yapıyorsunuz. Utanmadan sıkılmadan Bay Kemal’le bir araya gelip erken seçimi konuşuyorsunuz. Boşuna sayıklamayın bunlar rüyadır, rüya. Haziran 2023’ü bekleyeceksiniz.”