Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cuma namazını Beşiktaş´ta bulunan Yahya Efendi Camii´nde kıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradan, vefatının 6. Yıl Dönümü’nde Hasan Karakaya’yı Anma Programı’na katılmak üzere Haliç Kongre Merkezi´ne gitti. Cumhurbaşkanı Erdoğan anma töreninde şunları ifade etti:
“Bir 30 Aralık gecesiydi. Otelde kendisiyle sohbet etmiştik. Daha sonra geçirdiği kalp krizi sonrası Hakk’a yürüdü. Gerçekten Hasan Karakaya kardeşimiz kaleminin silahşörüydü. Rabbim Hasan Karakaya kardeşimize rahmet eylesin. Ben hep şunu söyledim. Dünyada iki kalem vardır ki beni çok etkilemiştir. Bir Necip Fazıl Kısakürek, iki Hasan Karakaya. Bu iki isim malum cephelere korku salmışlardır ama korkmamışlardır.
En büyük hayalinin Peygamberimizin döneminde onun dizinin dibinde onun verdiği dersi dinlemek olduğunu söylemişti. Hasan Karakaya belki Peygamberimizi dünya gözüyle göremedi ama o son nefesini onun manevi huzurunda verdi. Rabbim, Hasan kardeşimizin o samimi duasını Peygamberimizin şehrinde alarak adeta kabul buyurdu.
İnsan hangi istikamet üzerine yaşarsa, son nefesini de öyle verir ve öyle hesaba çekilir. Bu alemde ne biriktirmişse hesap gününde de onu görür. Emaneti Peygamberimizin şehrinde teslim ettiğine inanıyoruz. Kıymetli kardeşlerim ben sizi Allah için seviyorum.
Rabbim bizi burada olduğu gibi Peygamberimizin sancağı altında da hep bir eylesin. Son nefesimize kadar samimiyetle çalışmaya devam edeceğiz. Dünyayı ahiretin tarlası görerek her türlü gayreti göstereceğiz. Kuran’ı Kerim’in rehberliğinde mücadelemizi sürdüreceğiz. Hasan kardeşimizin dediği gibi önemli olan şan şöhret değil; bu dünyada adam gibi yaşamak ve son nefesimizi de bir Müslüman olarak vermektir.
Gençler Hasan ağabeyinizi iyi tanıyın ve TÜGVA olarak bunun hakkını da dört dörtlük verin. Hasan kardeşimizin 1957 yılında Manisa’da başlayıp 2015 yılında Medine’de son bulan ömrünü, milletin hakkını, onurunu savunmaya adamış bir cengaverdi. Hasan Karakaya’nın özellikle 28 Şubat döneminde verdiği mücadele hepimizin hafızasına kazınmıştır. Hasan Karakaya o dönemde halkın ve Hakk’ın sesi olmuştur.
Darbeciler onun kalemini esir almaya çalışmış ama başaramamışlardır. Hasan Karakaya linç edilmesi pahasına milletin iradesini savunmayı sürdürmüştür. Korkaklara pirim vermemiş, gazetecilik mesleğinin haysiyetini son nefesine kadar korumuştur. Ne söyleyecekse hesapsız söylemiş, Hakk’ın hatırını daima yüksekte tutmuştur. Korkmamış, sinmemiş adam gibi adam olmuştur.
Hasan Karakaya Türkiye’nin son yarım asrının en karanlık dönemini yaşayan insandı. 1990’larda ülkenin tekrar istikrarsızlık ortamına sürüklenişine şahit olmuştu. Bu ülkenin elitler tarafından nasıl soyulduğunu görmüştü. AK Parti’yle başlayan yeni dönemin önemini Hasan Karakaya çok iyi biliyordu. Bunu da zaman zaman yazılarında belirtiyordu.
Mert bir gazeteci olarak Cumhuriyet mitinglerinden, Gezi olaylarına cesur duruşuyla milletin mücadelesine büyük destek verdi. Özellikle başkanlık sistemiyle ilgili söyledikleri Hasan Karakaya’nın çok önemlidir. Hasan Karakaya dobra bir gazeteci olmanın yanı sıra kimseye eyvallah etmeyen bir polemik ustasıydı. Zorbaların maskesini düşüren gerçek bir muharrirdi. Akit gazetesine baktığınızda vesayete karşı sesini yükselten, bu aziz milletin değerlerine sahip çıkan, dürüst bir gazeteci, hepsinden öte samimi bir dava adamı görürsünüz.
Onun hayatına baktığınızda başörtüsüne serbestlik getirilmesine, Ayasofya’nın açılışına kadar birçok olayda onun katkısını görürsünüz. Hani şair diyor ya, “Bir gün Ayasofya açılacak”, hamdolsun bize nasip oldu.
Son nefesine kadar kalemiyle verdiği mücadeleyle Hasan kardeşimin amel defterinin kapanmayacağına inanıyorum. Kendisini hayırla yad ediyor, özlemle anıyorum. Elbette geride bıraktıkları mirasa meslektaşları sahip çıkacak. Bakın burada sizinle bir hakikati paylaşmak istiyorum. 2002’den beri tek parti zihniyetini, darbeci anlayışları tek tek parçaladık. Anti demokratik müdahalelere rağmen muhalefete rağmen son verdik.
Darbecilerle hesaplaşmayı da sağladık. Millete parmak sallayanlar bizim dönemimizde önce milletin vicdanında sonra bağımsız Türk mahkemelerinde mahkum oldular. Zaman zaman CHP içinde 28 Şubat’ı övenler, milletin inancıyla kavga edenler çıksa da bunların hiçbir hükmü kalmamıştır. Milletimiz gücün ve yetkinin kendisinde olduğunu seçimlerde açıkça göstermiştir.
15 Temmuz ise milletimizin neleri göze alabileceğini göstermesi açısından dönüm noktasıdır. Darbeci gazetecilerle hesaplaşma yapılamadı. Bu kalemşörler demokrasimize yönelik her girişimde tetikçi oldular. Gün oldu çapulcuları savundular. Gün oldu yabancı güçlere ülkemize müdahale çağrısı yaptılar.
Demokrasiye karşı darbecilerin yanında saf tutanlar, yine bizim gayretlerimiz ve milletimizin desteği sayesinde siyasetten tasfiye edildiler. 2023’e giden süreçte medyamızın bu iç hesaplaşmayı da yapacağına, bu habis zihniyetten kendisini bir an önce kurtaracağına inanıyorum.
Bu düşüncelerle sözlerime son verirken Hasan Karakaya’yı rahmetle, şükranla, özlemle yad ediyorum. Sizleri bir kez daha muhabbetle selamlıyorum.”