Feridun Eyüpoğlu
Feridun Eyüpoğlu

Ekonomik desteklerin önemi

Ekonomik faaliyetlerdeki yavaşlama milli gelir artış hızını da etkiledi.

TÜİK’in dün açıkladığı 2018’in 3. çeyreğine ait veriler ekonomik büyümenin zayıfladığını net biçimde ortaya koydu.

Öncü veriler, Temmuz-Eylül döneminde yüzde 2 civarı bir milli gelir artışı olabileceğine işaret ediyordu.

Açıklanan büyüme rakamıysa yüzde 1,6 seviyesinde kaldı.

Bu oran 3. çeyrekler bazında 2010’dan bu yana kaydedilen ikinci en düşük artış seviyesine denk gelmekte!

Sadece başarısız darbe girişiminin gerçekleştiği 2016’nın 3. çeyreği daha kötü bir performans ortaya koymuş görünüyor.

Ve aslında ekonominin uğradığı çeşitli saldırıların gecikmeli yansımalarını da yaşadığımızı söylemek mümkün.

Neticede Türkiye ekonomisi daralma sürecini aşmak üzere bir mücadele vermek durumunda!

Çünkü…

Nisan-Haziran dönemine göre yüzde 1,1’lik eksi büyüme söz konusu geçen çeyrekte.

Yani ağustosta başlayan şok piyasa hareketlerinin ekonomiyi daraltıcı etkisini rakamlarda görüyoruz artık.

Vatandaşın harcamalarını kıstığı, özel sektörün yatırımlarını azalttığı bir süreçte devletin harcamaları ekonomiyi ayakta tutmuş görünüyor.

Özel tüketimin büyümeye katkısı sadece 0,7 puan olarak kayıtlara geçmiş durumda.

Tüketimin hız kaybetmesinde özellikle dayanıklı mal tüketimindeki yüzde 24’lük azalma etkili oldu.

Yarı dayanıklı malların tüketimindeki yüzde 4,5’luk daralma da vatandaşın tüketimden elini nasıl çektiğinin bir başka göstergesi!

Beyaz eşya ve mobilyaya gelen vergi indirimlerinin de boşuna olmadığı söylüyor bu rakamlar.

Toplam yatırımlardaki -1,1 puanlık negatif katkı işverenlerin de frene bastığının işaretini vermekte. Bu alandaki küçülmenin ana kaynağı ise makine ve teçhizat grubunda kendini gösteriyor.

Neyse ki devlet baba imdada yetişerek eksi büyümenin önüne geçmiş harcamalarıyla!

Devletin tüketim harcamaları yüzde 7,5’lik artış ve büyümeye 0,9 puanlık katkıyla dikkat çekiyor.

 

İhracat ve turizmin nimetleri

 

Milli gelir artışında bir de ihracatçıların sağladığı katkı var.

Yüzde 13,6 artan ihracatın büyümeye katkısı 2,9 puana çıkmış vaziyette.

İthalatsa yıllık yüzde 17 daralmayla cari açığın küçülmesine de katkı sundu.

Neticede net ihracatın 6,7 puanlık bir katkısı oluştu manşet büyüme rakamına!

Büyümenin sektörel tarafında ise inşaatın yüzde 5,3’lük şiddetli daralması adeta malümun ilanı olmuş.

Keza sanayideki yüzde 0,3’lük artış da duran çarkların teyidi niteliğinde.

Yüzde 1 büyüyen tarım sektörünün de kendine dahi pek faydası olmadığını görüyoruz.

Turizmin başı çektiği hizmetler sektörü ise yüzde 4,5 oranındaki büyüme ile adeta kurtarıcı role bürünmüş!

 

Yıl sonu ne olur?

 

Kısacası vatandaş az harcadığında ve yatırımlar yavaşladığında ekonomi durma noktasına yaklaşıyor.

Yani devlet harcamalarının destekleyici artışı yanında tüketimi ve yatırımları destekleyen adımlar daha fazla önem taşıyor.

Nitekim son çeyrekte gelen vergisel düzenlemeler geçici de olsa umutları tazeledi.

Ancak, yüksek faiz ve kur baskısı nedeniyle azalan yatırım ve tüketim iştahını yılın son aylarında eksi büyümeyi karşımıza çıkarmaya aday!

Yüksek enflasyonun azalttığı alım gücü de dikkate alındığında yüzde 2 civarı bir daralma ihtimali son çeyrek adına belirmiş durumda.

Neticede Türkiye, 2018’i yüzde 2,5 – 3,0 bandındaki bir milli gelir artışı ile tamamlayacak gibi görünüyor.

2019’da ise ilk çeyrekte daralma sancıları, ikinci yarıda toparlanma süreci öne çıkacak.

Yıllık bazdaki büyüme beklentimiz ise yüzde 1’in biraz üzerinde. 

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X