Ghebreyesus, DSÖ’nün İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan merkezinde video konferans yöntemiyle düzenlenen basın toplantısında, dünya genelinde Kovid-19 vaka sayısının 23 milyonu, ölü sayısının da 780 bini geçtiğini söyledi.
Salgında sadece vaka ve ölüm sayısının önemli olmadığını anlatan Ghebreyesus, ayrıca hastaneye yatış ve yoğun bakım hastalarının sayısında artış olduğunu, bunun sağlık sistemleri üzerinde büyük bir baskı oluşturduğunu ve diğer sağlık hizmetlerinin aksadığına dikkati çekti.
Ghebreyesus, isim vermeden dünyada birkaç ülkede çok az veya hiç iletimin olmadığı uzun bir dönemden sonra salgının yeniden ortaya çıktığına işaret ederek, ülkelerin toplu vakaları hızlı bir şekilde belirleyip önlem almasının hayati öneme sahip olduğunun altını çizdi.
Aşı bulunana kadar hiçbir ülkenin mevcut durumu sürdüremeyeceği uyarısında bulunan Ghebreyesus, şöyle konuştu:
“Aşı hayati bir araç olacak ve mümkün olan en kısa sürede aşı bulunmasını umuyoruz. Ancak bir aşımızın olacağının da garantisi yok ve aşımız olsa bile bu pandemiyi tek başına sona erdirmeyecek. Hepimiz şu an sahip olduğumuz araçları kullanarak bu virüsü kontrol etmeyi ve yönetmeyi öğrenmek zorundayız. Kendimizi ve birbirimizi güvende tutmak için günlük yaşamlarımızda gerekli olan düzenlemeleri yapmalıyız.”
Ghebreyesus, salgını bastırmak için “ülkelerin kapatılmasının” sağlık sistemleri üzerindeki baskıyı azaltacağını belirterek, “Fakat, kapatmalar hiçbir ülke için uzun vadeli bir çözüm değil. Yaşam ve geçim kaynakları arasında veya sağlık ile ekonomi arasında seçim yapmamıza gerek yok. Bu yanlış bir seçimdir. Aksine salgın, sağlık ve ekonominin birbirinden ayrılamaz olduğunu bize hatırlatıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmasının son bölümünde 1918’de ortaya çıkan İspanyol gribinin iki yılda sona erdiğini anımsatan Ghebreyesus, “Küreselleşme, yakınlık ve bağlanmışlık gibi dezavantajlarımız var. Fakat gelişmiş teknoloji gibi bir avantajımız var. Dolayısıyla bu salgının iki yıldan daha kısa bir sürede bitirmeyi umuyoruz.” ifadelerini kullandı.