AK Parti tarihinde ikinci kez alınan erken seçim kararıyla birlikte 24 Haziran’da sandık başına gideceğiz. Cumhur ittifakı avantajlı gibi gözükse de kimse sandık sonuçlarını kesin olarak görmesin. Çünkü mevcut tabloda muhalefet mağdur pozisyonuna düştü.

16 Nisan referandumundan sonra muhalefetin yüzde 49 oy alması geçmişe nazaran büyük bir başarısıydı. O akşam seçim sonuçlarını izlerken Kılıçdaroğlu’nun ağzından ‘Bir önceki seçimde yüzde 60’ın üzerinde oy alan evet blokundaki partiler bugün yüzde 50’yi almakta çok zorlanmıştır.

Mevcut tabloda erken seçim zoraki hale gelmiştir’ türünden bir açıklama bekledim. Çünkü AK Parti kıl payıyla zafer elde etmişti. Muhalefetin cesurca erken seçim istemesi Erdoğan’ı ve Bahçeli’yi çok zorda bırakabilirdi.

Ekranların karşısına geçen Kılıçdaroğlu ayağına kadar gelen fırsatı bir çırpıda tepmeyi tercih etti. Erken seçimden ve hükümetin güç kaybettiğinden hiç bahsetmedi. Seçim sonucundaki tartışmayı ‘mühürlü oylar’ üzerinden sürdürmeyi tercih etti. Sonuç olarak kaybetti.

Ancak diğer taraftan siyaseti çok iyi okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan referandum gecesi yaptığı konuşmasında 3 Kasım 2019 seçimlerini işaret ederek üstü kapalı biçimde erken seçim yoktur mesajı verdi.

Referandumdan sonra ‘AK Parti bitti, çok oy kaybetti’ konuşmaları yapılırken partide yapılan ciddi reformlar sonucunda AK Parti’nin oy oranı tekrardan yüzde 50 bandına oturmuş oldu. Üstelik bu süreçte Muharrem İnce’nin genel başkan adayı olması ve Kılıçdaroğlu’nu ciddi biçimde sarsması muhalefetin gücünü aşağı çekti.

Geldiğimiz süreçte Cumhur İttifakı çok rahat biçimde 24 Haziran seçimlerinde ipi göğüsleyecek gibi gözüküyor. Ancak erken seçim tartışmalarının Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kesin bir dille yalanlanması, akabinde iki ay sonra erken seçim kararı alınması millet nezdinde şaşkınlıkla karşılandı.

Üstelik İYİ Parti’nin seçime girememesi gündeme gelmişken muhalefetin mağduriyet rolü iyice arttı.

Yasalar gereği giremeyecek olsa bile, yasalar değiştirilerek İYİ Parti’nin seçime girmesi sağlanmalı. Eğer bu yapılmazsa milletin Akşener hakkındaki gerçek düşüncesi anlaşılamaz.

Anlaşılamadığı için bir sonraki seçime kadar Akşener hakkında söylenen tüm dedikodu haberleri meşru bir zemin kazanır.

Hem Akşener’in gerçek gücünün ortaya çıkması açısından hem de muhalefetin mağdur rolüne bürünmesinin engellenmesi açısından İYİ Parti’nin seçime katılması gerekir.

Cumhur İttifakının seçim gecesi galip gelmesi için seçim sürecinde muhalefetin mağdur olmadığına ilişkin milletin kafasındaki soru işaretlerini kaldırması gerekir.

Ayrıca abartılı anket sonuçlarının engellenmesi gerekir. Eğer milleti irrite eden konuşmalar yapılacak olursa tepki oyları yüzünden AK Parti oy kaybı yaşayabilir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 yıllık başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı döneminde iç politikada kendi sözlerini yalanladığı vaka sayısı azdan azdır.

 5 gün önce erken seçim yok dedikten sonra erken seçim kararı alması Bahçeli’ye ve Cumhur İttifakına verdiği önemi gösteriyor. Erken seçimi kendi istemesine rağmen muhalefetin baskın seçim iddialarına ve Akşener’in seçime katılmayarak mağdur pozisyonuna düşmesine izin vermeyecektir.

FUTBOLA VERİLEN ÖNEM

Cumartesi akşamı oynanan Galatasaray-Alanyaspor maçından sonra Twitter’da en çok konuşulan konulardan birisi Hasan Şaş oldu. Hasan Şaş maçın son dakikasında Galatasaray’ın attığı golden sonra sevinçten koşarak yere kaydı ancak yanlış yere kaydığı için komik bir tablo ortaya çıktı.

İzleyince birkaç saniye gülümsettiren bu olayın binlerce insan tarafından uzun süre konuşulması futbola verilen gereksiz önemi gösteriyor.

Spor elbette ki çok önemlidir ancak her şeyin abartısı zararlıdır. Basit bir olayı bile uzun süre tartışabilen insanlar olduğu sürece kulüpler arasındaki münakaşa ve ve teknik direktörlerin kafasının yarılması azalmayacaktır.