FETÖ’nün askeri okul öğrencilerini tehdidi iddianamede

FETÖ’nün TSK’daki mahrem yapılanmasına yönelik “ankesörlü telefon soruşturması”nda gözaltına alınan ve itirafçı olan Işıklar Askeri Lisesi mezunları, askeri lisedeki komutanların ve örgüt üyelerinin örgütten uzaklaşanlara tehditlerini anlattı.

FETÖ’nün askeri okul öğrencilerini tehdidi iddianamede

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) Türk Silahlı Kuvvetlerindeki (TSK) mahrem yapılanmasına yönelik “ankesörlü telefon soruşturması” kapsamında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamelerde, örgüt tarafından Işıklar Askeri Lisesine özel hazırlanan ve mezun olanların eğitim gördükleri dönemde yaşadıkları tehdit ve baskılara ilişkin detaylar yer aldı.

FETÖ’nün darbe girişiminin ardından, Işıklar Askeri Lisesinden 2016’da mezun olduktan sonra gözaltına alınan ve savcılıkta itirafçı olarak adli kontrol şartıyla serbest bırakılan F.T. hakkındaki iddianame tamamlandı.

 F.T’nin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak için verdiği ifadede, mahrem yapılanmadaki örgüt üyelerine yapılan baskılar ve tehditlere ilişkin detaylar yer buldu.

Babasını tehdit etmişler

İtirafçı F.T, Işıklar Askeri Lisesini kazandıktan sonra örgüt üyeleri tarafından aynı liseyi kazanan H.B. ile tanıştırıldığını söyledi.

F.T, şunları kaydetti:

“H.B. ve ben çok fazla bu örgüt içinde bulunmak istemiyorduk, onun için çok sık ‘sohbet’ adı altındaki toplantılara gitmez, sürekli bir bahane uydururduk. Şahıslar bunun üzerine babam ile iletişime geçmiş ve ‘Oğlunu askeriyeye biz soktuk, sohbetlere gelmezse askeriyeye soktuğumuz gibi attırmasını da biliriz.’ şeklinde tehdit etmişler. Bunun üzerine babam beni arayarak, ‘Oğlum istemesen de bu adamlar hayatın ile oynayacak, sözlerini dinle, bir şekilde idare et.’ dedi.” 

“Toplantılara katılmayan öğrenci okuldan atıldı”

Tehditler nedeniyle genelde örgüt toplantılarına katıldığını anlatan F.T, “Ancak H.B. düzenli olarak katılmıyor, sürekli bir bahane buluyordu. Biz bu şekilde hazırlık sınıfı bitene kadar devam ettik. Yıl sonunda H.B, İngilizce dersinden sınıfta kaldığı için okuldan atıldı.” ifadelerini kullandı.

17-25 Aralık sürecinden sonra örgütten koptuklarını öne süren F.T, şöyle devam etti:

“Şahıslar genelde M.Ö. ve S.K’yi arayarak sohbete gitmemiz için tehditvari konuşmalar yapıyorlardı ancak biz kesinlikle gitmedik. Ayrıca, ben 11. sınıfın yaz kampında 11. sınıfların lideri olarak görev yapmaya başladım. Bu görevim 12. sınıfın başında da devam ediyordu. Burada bizden sorumlu olan, o zamanlar binbaşı rütbesinde olduğunu hatırladığım İ.B. komutan sürekli bizleri azarlar, görevimizi eksiksiz yapmamıza rağmen görevi iyi yapmadığımızı dile getirerek bizimle uğraşırdı.

İ.B, rütbemizi sökeceğini ve bu görevden alacağını söylerdi, yarıyıl geldiğinde de rütbemizi söktü.” 

“Okuldan attırırım”

Hakkında iddianame hazırlanan aynı okul mezunu itirafçı S.B. de şunları kaydetti:

“Okuldayken S.A, B.S. ve ben kendi aramızda bunların amaçlarının saf olmadığını, neden sürekli terörist elebaşı Fetullah Gülen’in kitaplarını okutturduklarını, sohbetlerini zorla dinlettiklerini konuşup sorguluyorduk. Bir seferinde ‘Zübeyir’ kod adlı şahsa sohbetlerle ilgili konuyu açtığımızda kendisi bize ‘Sizi okuldan attırırım, hafta sonu hiçbir şekilde izne çıkamazsınız, aileniz maddi tazminat ödemek zorunda kalır, görüşmelere düzenli geleceksiniz.’ diye tehditlerde bulundu ve bizi sindirmeye çalıştı.”

Hakkında iddianame hazırlanan aynı okul mezunu itirafçı A.Ö. de öğrenciyken örgüt toplantılarına katıldığını söyledi.

A.Ö, şu bilgileri verdi:

“Bu yaptığımız sohbetlerin birine ‘Şuayip’ diye bildiğim şahıs da geldi. Şuayip, bize derslerimiz hakkında sorular sordu. Bize zayıf olduğumuz derslerin olduğunu söylemişti ve biz şaşırmıştık. Derslerimizin zayıf olduğunu nereden öğrendiğini bilmiyorum. Okuldaki öğrenciler hakkında herhangi bir soru sormadı. Bu dönem içinde gittiğimiz iki üç sohbetten sonra A.S. isimli devremle ‘Şuayip’ kod adlı şahsın bizim derslerimizin kötü olmasını nasıl bildiğini, komutanların da bunların içinde yer aldığı kanaatine ulaştık ve bu durumdan korkmaya başladık.

A.S. devremle kendimizi bu cemaatten kurtarmaya çalıştık ve sohbetlere gitmemeye başladık. Bu süre zarfında iki ay kadar sohbetlere gitmedik. Daha sonra ‘İlhan’ isimli şahıs ankesörlü telefondan beni aradı ve sohbetlere gelmem gerektiğini söyledi. ‘Bundan sonraki buluşmamıza mutlaka sizi bekliyorum.’ dedi. Bunun üzerine bir dahaki buluşmaya A.S. ile beraber başımıza bir şey geleceğinden korkarak bu sohbete gittik. Bu sohbette ‘İlhan’ isimli şahıs, ‘Bizi neden aksatıyorsunuz, neden sohbete gelmiyorsunuz.’ diye kızmıştı.”

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X