Engin Özpınar
Engin Özpınar

Filistin sorunu Çin’in yakın takibinde

Doğaldır ki, dünyada şu anda en çok konuşulan haber, Kuzey Kore ve Güney Kore liderlerinin tarihi buluşması olacak.

Macron’dan sonra Merkel’in Washington’da Trump’la bir araya gelmesiyse ikinci sıraya yerleşecek.

Ne ki, diğer dünya haberlerinin önemsiz kaldığı düşünülmesin.

Çok önemli başka haberler de var.

Ancak, önemlilik bakış açılarına göre değişebilir.

Örneğin Filistin’de yaşananlar, gündemin en alt sıralarına itelenebilir.

Oysa çok önemlidir olan biten.

*

Filistin halkının cuma günleri Gazze sınırında düzenlediği barışçıl eylemlere karşı İsrail tarafından yapılan saldırılar, “savaş suçu” niteliğinde sayılacak türdendir.

30 Mart’tan bu yana geçen tüm cuma günlerini toplarsak Filistin tarafında toplam 42 ölü, 5 binden fazla yaralı var. Çünkü İsrail askeri plastik merminin yanı sıra gerçek mermi de kullanıyor.

Yaralılar arasında durumu ağır olanların sayısı şimdilik 21 olarak veriliyor: Kolunu, bacağını, gözünü kaybedenler, parmakları kesilenler… Hem de kendi topraklarında.

*

Bu zulüm yetmiyormuş gibi İsrail Batı Şeria’daki Filistin okullarını yıkıyor, Filistinli çocukların eğitim hakkını hiçe sayıyor.

İnsan Haklarını İzleme Örgütü (HRW) İsrail’in okulları yıkmasının da “savaş suçu” olduğunu belirtiyor.

Bu durumun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne taşınması gerekir.

Ne var ki, bu görevi kimse üstlenmeyince İran devreye girerek BMGK’dan harekete geçilmesini talep ediyor.

*

İlginçtir, aynı günde, belki de aynı saatlerde İsrail Savunma Bakanı Avigdor Liberman Washington’da Pentagon’a bir ziyarette bulunuyor ve ABD Savunma Bakanı James Mattis’in konuğu oluyor.

Mattis, Liberman’la yaptığı görüşmenin içeriğini şu cümleyle özetliyor: “ABD’nin İsrail’e bağlılığı Ronald Reagan’dan bu yana sarsılmazdır.”

ABD’nin düşüncesi böyle.

Bunun üzerine Başkan Trump’ın Kudüs kararını da koyarsak, İsrail’i durdurmanın olanağı kalır mı?

*

Ne ki, her şeyin bir sonu var. Gerçekleşmesi uzun sürse de var. Filistin sorununun da elbet bir sonu olacak.

Bugüne değin hep ABD ve müttefiklerinin sözünün geçerli olduğu bir bölge olarak kaldı Ortadoğu. O yüzden değişim olanaksız gibi görünüyordu.

Artık öyle değil. Bir kere Rusya’nın varlığı dengeleri değiştirdi. Şimdi de Çin geliyor…

*

Pekin, “İki devletli çözüm planının tek doğru yol olduğunu, uluslararası toplumun BM’nin ilgili kararları gereğince görüşmelerin yeniden başlatılması konusunda ortak çaba harcaması gerektiğini” söylüyor.

Hep söylenen laflar bunlar ama bugünkü fark, Çin’in Filistin’deki tüm gelişmeleri daha yakından izliyor olmasında.

Dünya, Pekin yönetiminin yeni yaklaşımını BM Daimi Temsilcisi Ma Zhaoxu’nun açıklamasından öğreniyor.

ABD’nin çiçeği burnunda Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun acilen İsrail’i ziyaret edecek olmasının nedeni Ortadoğu’ya artan Çin ilgisi olabilir mi?

*

Hem ABD’nin hem İsrail’in önünde sonunda böyle bir gelişmenin gerçekleşeceğini öngörmesi gerekirdi.

Günün birinde Tahran ve Şam ellerini uzatırsa İsrail geri mi çevirecek yoksa?

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X