Galatasaray’ı evinde bu kadar aciz durumda bırakmak her takımın harcı değil. Bursaspor, TT Arena’da aldığı maçı son 8 dakikada verdi. Sarı kırmızılıları bu kadar çaresiz bırakıp, 7-8 netin neti pozisyondan faydalanamayıp 1 puanla ayrılmak açıkçası içimizi acıttı. Şenol Güneş belli prensipleri ve duruşu olan, bunlardan taviz vermeyen bir teknik adam. Bunu bir kez daha İstanbul‘da gösterdi. Maça direkt katkısı olacağını kendisi çok iyi bildiği halde Josue‘yi kadroya almadı. Bizimde tam olarak bilemediğimiz ama muhakkak haklı gerekçeleri olduğu için takım disiplininden taviz vermedi. Joseu‘yi Bursaspor bu maçta aradımı? Bence aramadı…

Çok açık bir şekilde gördük ki Galatasaray, Bursaspor‘dan oldukça fazla korkmuş. Korkunun ecele faydası yoktu ama akıl almayacak pozisyonlar cömertçe heba edildi. Şenol Hoca rakibini çok iyi analiz etmiş. Öğrencileride rakibinin her zaafını çok iyi kullandı. 1-0 geriye düşmelerine rağmen yeşil beyazlılar özgüvenlerini ve kazanma inançlarını bir dakika olsun kaybetmediler. Volkan maçı aldı ve sonra da verdi. Attığı gol, Fernandao‘ya asist ve oyun içerisindeki liderliği atıldığı dakikaya kadar kusursuzdu. Sarı kırmızılıların tükenme noktasına geldiği dakikalarda sebebiyet verdiği penaltı ve oyundan atılması büyük bir şanssızlıktı. Canı sağolsun. Bu dakikaya kadar Bursaspor‘un gerek defans anlayışı gerekse hücüm varyasyonları dört dörtlüktü. Çaresizlikten şapkadan tavşan çıkarmaya çalışan Hamza Hamzaoğlu maçı çevirmek adına sistem ve oyuncu değişikliğine kadar herşeyi yaptı. Şenol Hoca’nın talihsizliği tam oyuna müdahale etmeye hazırlandığı dakikalarda Galatasaray‘ın attığı beraberlik golüydü. Biraz daha erken davranıp hem oyunu soğutma adına hem de kan değişikliği adına erken hamleler yapabilseydi belki de sonuç farklı olabilirdi. Sonuç olarak Bursaspor’u ısrarla görmek istemeyen gözlere çomak sokar gibi yeşil beyazlı kramponlar, Türk Telekom Arena‘da oynadığı futbolla herkese gösterdi. Keşke bu sezon maçlar 80 dakika oynanabilseydi…