Futbolda etik kurallardan falan bahsedilir.

İnanın hepsi hikaye.

Sözleşmesi süren bir futbolcuyla görüşme de yapılır, önüne yığınla para da serilir.

‘Biz yapmıyoruz‘ diyen bir yönetici bir başkan varsa emin olun yalancıdır.

Başkan Bölükbaşı dün Şener, Fernandao ve Şenol Güneş’in çok önceden gittikleri kulüplerle anlaşma yaptıklarına dair cümleler kullandı.

Hiç şaşırmadım çünkü bilenen birşeydi.

Şenol Güneş’in Beşiktaş’a imza attığı gün kullandığı bir cümle var; ‘Ben Beşiktaş’la görüşmeye daha 2 gün önce başladım’

Bu ifadelere yabancı değiliz, olmayacağız da.

Benim için önemli olan konu; bir futbolcunun bir teknik adamın başka bir kulüple anlaşsa bile o terini akıttığı formanın hakkını son ana, son düdüğe kadar vermesidir.

İşte o açıdan Jose Fernandao benim için farklıdır.

Aldığı her kuruş anasının ak sütü gibi helal olsun.

Bursaspor için gidene kadar savaştı, Galatasaray final maçında o kupayı almak için uğraştı.

Son haftalarda ortalıklarda gözükmeyenleri, iki orta yapamadım diyerek oyundan çıkmak isteyenleri biliyoruz.

Bununla birlikte bu takımda sakatlığı geçmesine rağmen, sağlık heyeti onay vermesine rağmen, ‘bir sorunu yok’ denmesine rağmen gideceğini bildiği için sahaya çıkmayanlar da oldu.

Bundan sonra bulacaksanız Fernandao gibi Belluschi gibi oyuncular bulun.

Gidenlere, gitmek isteyenlere bir mesajım var.

Başkanlara kızabilirsiniz, paranızı zamanında alamayabiliriz ama..

Sercan Yıldırım gitti şimdi Bursa rüyalarını süslüyor.

Eren Albayrak (istemeyerek de olsa) gitti, gelmek istiyor.

Volkan Şen gitti, gelmek için can attı.

Ertuğrul Sağlam gitti, burayı mumla aradı.

Egemen Korkmaz bile ‘acaba olur mu’ diye nabız yokluyor.

Hatta hatta Emre Belözoğlu gibi bir isim bile bugün bu formayı giymek için binbir yolu deniyor.

Bu örneklerden sonra varın başınıza gelecekleri düşünün. Siz de sonra tekrar kapıyı çalmak için sıraya girmeyin…

 

Tom De Sutter’in maliyeti!

 

Belçikalı Tom De Sutter forvet adaylarından birisi.

Beşiktaş’ın Club Brugge ile oynadığı maçlarda akıllarda kalmıştı.

Transferi için çok rakamlar yazılıp çizildi.

Net olarak belirteyim; kulübü bonservis için 1,5 milyon Euro’ya kadar indi.

Kendisi de 1,5 milyon Euro istiyor. İndirim talebini ise reddetmiş.

 

Yok artık daha neler!

 

John Guidetti, Bursaspor’un talip olduğu değil, bizzat menajer tarafından önerilen bir futbolcu.

‘Geleceği parlak olan bir isim için bu olur mu?’ demeyin.

Bir hikayesi var bu işin. 1 ay önce olan bir olay bu.

Teklifi sunan menajer Bursaspor’dan yıllık 3 milyon Euro talep edince sopayla kovalamışlar kendisini Özlüce’den.

‘O kadar para olsa zaten Fernandao’yu alırdık‘ diye de eklemişler.

 

Traore’de son durum

 

Bakaye Traore, Bursaspor’da olmadı. Herşeyi çok bilen Hikmet Karaman gazladı, Şenol hoca da ‘tamam’ deyince bomba elimizde kaldı.

Verilen o gazla Diakhate de gelseydi evvah eyvah.

Traore’yi Ertuğrul hoca da düşünmüyor. Başkan da zaten bunu açıkladı.

Menajeri oyuncusuna talipler olduğunu söylemiş ancak şu ana kadar ne gelen var ne giden.

 

Bu scoutingler ne yapmak istiyor?

 

Batuhan Hamburg’a gitti, Enes City’ye.

Artık bir kulağımız Almanya’da olacak diğeri İngiltere’de.

Daha kısa bir süre önce de Başakşehir altyapısından Cerem Talha Dinçer de Villereal’e transfer olmuştu.

Samsunspor’dan Doğan Erdoğan da Avusturya’nın Lask Linz takımıyla sözleşme imzaladı.

1 ay gibi kısa süre içersinde gerçekleşen transferler bunlar.

Scouting ekiplerinin nasıl çalıştıklarını görüyoruz.

Bu hareketleriyle resmen Süper Lig’in üstü rezil altında çok iş var diye yüzümüze vuruyorlar.

 

‘Enes’ten 3-4 gömlek daha iyi’

 

Enes Ünal’ın 13 yaşında bir kardeşi var Hasan Basri diye.

Uzun zamandır iyi şeyler duyuyoruz onun için.

Vodafone Cup’ta gol kralı olmuştu.

Bursaspor Futbol Okulu’ndan çıktı ve şu an 13 yaş grubunda oynuyor.

Futbol Okulu Koordinatörü Hakan Cenkçiler “Enes’ten 3-4 gömlek daha iyi bir oyuncu. Yaşı çok küçük ancak gelişimi çok iyi ” demişti onun için.

Dün aradım sordum ‘Aynı düşüncelerim devam ediyor‘ dedi.

Enes’ten 3-4 gömlek iyiyse gerisini tahmin edin artık.