İnşaat sektöründe olumlu sinyaller

Cumartesi güne İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin Zingat.com ile birlikte Mercure Otel’de düzenlediği seminerle başladık.

Konu, elbette inşaat sektörüydü.

Yanıtını aradığım, ‘Faizlerin düşüşü sonrası inşaat piyasası ne alemde?‘ sorusuydu.

Öyle ki yaklaşık 1 yıldır deyim yerindeyse yaprağın kımıldamadığı bir sektör olarak gösteriliyor inşaat.

Tabii inşaat sektöründeki durgunluk, sayısız sektörü de etkiliyor.

Organizasyon seminer olunca ve İMSİAD Başkanı Mustafa Andıç da geçmiş döneme ait verileri paylaşınca tam olarak soruma yanıt alamadım.

Ancak umut verici gelişmeler de yok değil.

En azından Bursa açısından.

Nitekim Bursa, yabancılara konut satışında Ankara’nın bile önünde.

Öyle ki Türkiye genelinde toplam konut satışında yabancıların payı yüzde 3, Bursa’daki oran yüzde 6.

Yani yabancılara konut satışında Bursa, Türkiye ortalamasının 1 kat üzerinde.

Bu veri, özellikle Arap müşterilerin Bursa’ya olan ilgisini gösteriyor.

Ancak yabancılara konut satışının artması bir yandan da konutların ne kadar ucuza satıldığını gösteriyor.

Nitekim, Bursa’da 50 bin ile 100 bin Dolar arasında satılan konutların İstanbul’da çok daha yüksek fiyatlardan alıcı bulduğunu biliyoruz.

O halde Andıç’ın da ifade ettiği gibi Bursa’nın tanıtım eksikliği inşaat sektöründe de kendisini gösteriyor.

Gelelim Türkiye satış rakamlarına.

Türkiye genelinde 720 bin konut satılmış.

Bu yüksek bir satış rakamı mı?

Geçen yıl 550 bin çiftin boşandığını, 140 bin çiftin evlendiğini ve nüfusun da her geçen gün arttığını düşünürsek, daha fazla konutun satılması gerektiği gerçeğiyle yüzleşmiş oluruz.

Bir de konut alma yaşının 35’lere kadar düştüğünü hesap edersek, inşaat sektörünün içinde bulunduğu durumu görmüş oluruz.

Veriler çok olumlu olmasa da, önümüzdeki yıllarda inşaat sektörünün ayağa kalkacağına dair umut var.

Çünkü konut arzının azalması, ihtiyaç fazlası konutun erimesi demek.

Krizin hayırlı tarafı da bu olsa gerek.

Ayrıca her inişin bir çıkışı vardır.

Dünün fakir Çin’i…

Çin Halk Cumhuriyeti vatandaşları son bir yılda Türkiye’den 95 milyon liralık konut satın almış.

İlk bakışta rakam küçük görünse de, geleceğe dönük umut verici bir veri bu.

Nitekim AB’nin kotaları nedeniyle Çinliler farklı ülkelere yönelmek zorunda kaldı.

Dünün fakir ülkesi Çin’in vatandaşları, bugün Türkiye’den lüks konutlar satın alacak duruma geldi.

Nerden nereye…

İstiyoruz ki hem cam kenarı hem şoför mahalli olsun

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, kentsel dönüşüme yeniden başlayacaklarını, ilk olarak Merinos altındaki 7 mahalleyi dönüştüreceklerini açıkladı ve ekledi:

“Önceki yıllara ait planlarda 25-30 katlı binaların inşası düşünülmüş ancak biz öyle yapmayacağız. Çünkü 4 katlı bir binaya 14 katlı yeni bina inşa edersiniz, başta alt yapı olmak üzere birçok sorunu da beraberinde getirirsiniz. Bir kere vatandaş, 50 yıllık dairesine karşı sıfır bir daire almayı düşünmemeli. 20 yaşındaki bir arabayla sıfır kilometre bir arabanın fiyatı aynı değilse, 50 yıllık daire ile sıfır bir daire arasında da fiyat farkı olmalı. Vatandaş, ‘benim 3 tane kaçak evim var, buna karşılık, 3 yeni daire istiyorum‘ dememeli”

Aktaş’ın açıklamasının anlamı şu:

Hem evini yenileyip depreme dayanıklı yapacaksın.

Hem evini yenileyip, ekonomik değerini artıracaksın.

Hem evini yenileyip, ferah ve modern bir daireye kavuşacaksın.

Hem de cebinden tek kuruş çıkmayacak.

Çok değil birkaç yıl öncesine kadar vatandaşın cebinden para çıkmadan yapılan kentsel dönüşümlerin hali ortada.

İşte Nilüfer’deki yüksek katlı binalar, işte Doğanbey faciası.

Bu kentsel dönüşümlerde müteahhitler kazandı, hak sahipleri kazandı ancak kent kaybetti.

CHP Nilüfer’de kartlar yeniden karılıyor

CHP Nilüfer İlçe Başkan adaylığı için ilk olarak Erman Aydıngün çıktı.