Engin Özpınar
Engin Özpınar

İran’a saldırı için uydurulan bahaneler boş çıktı

Mayıs başında ABD, İran’ın Ortadoğu’da petrol tankerlerini ve ticari gemileri hedef alabileceğine ilişkin bir uyarıda bulunmuştu.

Bu uyarının üzerinden 10 günlük bir süre geçtikten sonra Birleşik Arap Emirlikleri karasularında seyreden 4 gemiye saldırı düzenlendi.

4 gemiden ikisinin Suudi tankeri, diğer ikisininse BAE’ye ait ticari gemiler olduğu bildirildi.

Ölen ve yaralanan olmadı. Gemilerde hasar, tankerlerde sızıntı yok. İddia edilen saldırıları üstlenen de yok.

İyi de o zaman BAE karasularında neler oldu?

Anlaşılan İran’ı köşeye sıkıştırmayı amaçlayan bir kışkırtıcılık söz konusu.

Zaten İran da bunun farkına varmış olmalı ki, BAE ve Suudi Arabistan’ın hiç zaman kaybetmeden soruşturma açmalarını istedi.

Tahran yönetimi, olayın “üçüncü bir ülkeden yabancı ajanların bir komplosu” olabileceğini öne sürdü.

Bu arada ABD’nin gemiler üzerinden “sahte bayrak” operasyonu düzenleme olasılığı da gündeme getirildi.

Tahran’dan yapılan açıklamada “Bölge ülkelerinin yabancı ajanların istikrarsızlaştırıcı komplolarına karşı uyanık olmaları gerektiği” ifade edildi.

İran’ın çıkışından sonra ABD’nin açıklaması geldi.

Washington gemilere saldırı olayının henüz teyit edilemediğini belirterek temkinli hareket edilmesi gerektiğini duyurdu.

ABD’nin arkasından da İngiltere benzer bir açıklama yaptı.

Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, “Kazayla çatışma çıkabilir ve bu Washington’la Tahran arasında arzulanmayan bir tırmanmaya yol açabilir” diyerek BAE ve Suudi Arabistan’a uyarıda bulundu.

İlginçtir, ABD ve İngiltere her iki ülkenin de ilk sıradaki müttefikleriydi.

 

Kazanan AB ve Rusya, kaybeden ABD ve İsrail

 

AB’den İran nükleer anlaşmasına güçlü bir destek çıkınca Rusya yolundaki ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Brüksel’e zorunlu iniş yaptı.

Washington’ın tepesini attıran, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’nin “İran nükleer anlaşmasını ve tam olarak uygulanmasını güçlü bir şekilde destekliyoruz” diyerek Tahran’ın elini rahatlatması oldu.

Pompeo’nun Lavrov’la randevusu salı günüydü. Pazartesi günü Moskova’da ABD’li diplomatlar ve işinsanlarıyla yapacağı görüşmeyi iptal etmesinde hiçbir sakınca yoktu. Brüksel’deki temasları daha önemliydi. Önemliydi ama AB kararını vermiş ve İran’la anlaşmayı sürdürme konusunda ABD’yle aynı görüşte olmadığını bildirmişti.

Mogherini, İran anlaşmasında imzası bulunan İngiltere, Fransa ve Almanya dışişleri bakanlarıyla toplantıya girerken yaptığı açıklamada “Tüm enstrümanlarımız ve siyasi irademizle mümkün olan en fazla şekilde anlaşmaya desteğimizi sürdüreceğiz” diyordu.

Mogherini ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun sürpriz ziyareti için de “Planlanmış bir görüşmenin olmayacağını ama kendisini her zaman ağırlamaktan memnuniyet duyacaklarını” söyledi.

İran, Ortadoğu’da, Rusya ve Türkiye’yle birlikte hareket ederek ciddi bir ağırlık kazandı.

Tabii İran’ın güçlenmesinde ABD ve İsrail’in hatalı politikalarının büyük payı var. AB’yi kaybetmelerinden de belli oluyor artık.

Pompeo bugün de Rusya’da İran’ı konuşacak ama etkili olması kuşkulu…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X