Kahvenin yüzyıllık öyküsü

Farklı kültürlerin ortak keyfi olan kahve, yüzyıllar öncesinden bugüne kadar hayatımızda yer aldı. Kahvenin ilginç öyküsü ise “Ben gerçek kahve tüketiyor muyum” sorusunu akıllara getiriyor.

Kahvenin yüzyıllık öyküsü

DİLEK ATLI

Osmanlı İmparatorluğu’na Yemen ve Etiyopya’dan gelen kahve çekirdeği bugün dünyanın birçok yerinde olduğu gibi yaşadığımız toprakların da en büyük keyiflerinden biri.

Günümüzde birçok yabancı kahve zincirinin sunduğu farklı kahve seçenekleriyle kahve kültürü gelişiyor diye düşünsek de kahvenin gerçek öyküsü, “Ben, gerçek kahve tüketiyor muyum?” sorusunu akıllara getiriyor. Son 5 yıldır başta İstanbul olmak üzere birçok dünya kentinde açılan ‘thirdwave’ adlı gurme kafeler sayesinde kahvenin gerçek öyküsü ve tadıyla buluşmak mümkün.

Geçtiğimiz hafta sonu Bursa Podyumpark’da bulunan Sephia Cafe’de düzenlenen kahve atölyesi, gurme kafecilik kavramına değinerek meraklılarını gerçek kahve ile buluşturdu. Atölyede kahve türleri, pişirme teknikleri ve tadım çalışmaları yapıldı.

Kafe sahipleri Önder Yapıcı ve Enes Şen’in düzenlediği ve Alice Coffee Culture’in kurucusu, kahve araştırmacısı Cihan Başpınar’ın gerçekleştirdiği atölyeye Bursalı genç kahve meraklıları katıldı. İki gün boyunca süren atölyede katılımcılar keyifli anlar yaşarken kahvenin gerçek lezzetini tatma şansı buldu. Dalından koparılan kahve meyvesinin fincana gelene kadar geçen tüm aşamaların anlatıldığı atölyede tek çeşit kahvenin 4 farklı demleme çeşidiyle nasıl farklı tatlat kazanıldığı test edildi.

‘ALIŞKANLIKLARI DEĞİŞTİRİN…’

Ekvator kuşağı bitkisi olan kahvenin yaklaşık 600 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu’na girdiğini belirten Cihan Başpınar, kahvenin yüzyıllık serüvenini şu sözlerle aktardı:

“Yemen ve Etiyopya’dan gelen ve bu topraklara giren kahve o kadar çok beğenildi ki birçok padişah tarafından yasaklatıldı. Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde Orta Amerika’dan gelen kahve çekirdeğinin ise kalitesi düşüktü, daha acı bir tada sahipti. Bu nedenle şekerle içildi. Kaliteli kahve acı olmayacağı için şekerle içilmez oysa ki. Osmanlı, bu bitkiyi şekersiz içti örneğin. İkinci Dünya Savaşı yıllarında kahve ülkeye giremeyince çay bitkisine yönelme oldu. Son 20 yıldır uluslararası kahve zincirleri hayatımıza girdi. Bunlar, seri üretimi baz alan endüstriyel hızlandırıcıların kullanıldığı kalitesi düşük kahveler üretiyor. Sephia Cafe gibi gurme kafeler, lezzeti geri çağırıyor. Tüketicilerin de bir süre gurme kafelerde kahve deneyimleri yaşayarak kahvenin gerçek lezzetine varmalarını ve alışkanlıklarını değiştirmelerini öneriyorum.”

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X