Kanada’da tartışmalı terör taslağına tepki!

Kanada’da Kamu Güvenliği Bakanlığı tarafından hazırlanan ve parlamentoya sunulan yeni Terörle Mücadele Kanunu taslağı, tartışmalara neden oldu.

Kanada’da tartışmalı terör taslağına tepki!

Kanada’da Kamu Güvenliği Bakanlığı tarafından hazırlanan ve dün parlamentoya sunulan yeni Terörle Mücadele Kanunu taslağı, tartışmalara neden oldu.

Sivil toplum kuruluşları, Kanada gizli servisi CSIS başta olmak üzere tüm güvenlik makamlarına olağanüstü yetkiler veren ve yaz aylarında yasalaşması beklenen taslağa tepki göstererek özgürlüklere sınırlama getiren ve özel hayata dair gizlilik sınırlarını aşan düzenlemeleri tehlikeli olarak niteledi. 

“Seçim taktiği”

Kanada Müslüman Avukatlar Derneği Sözcüsü Ziyaad Mia, tasarının insan haklarını kısıtlamak konusunda ciddi bir potansiyele sahip olduğuna işaret etti. 

Düzenlemenin gereksiz olduğuna inandıklarını belirten Ziyaad Mia, şunları söyledi:

“Taslağı, hükümetin seçim taktiğinin önemli bir parçası olarak görüyoruz. Bu, terörizme karşı sert tavır alarak rakip partileri terörizm konusunda zayıf göstermek için yapılan bir propagandadır. Bir hukuk devleti olan Kanada’da, kanunlar böyle yapılmamalıdır. Çıkarılacak her kanunda hukukun üstünlüğü ve anayasanın temel değerleri esas alınmalıdır. Yeni Terörle Mücadele Kanunu taslağında ise tüm bu değerler eksiktir.”

“Hükümet çok ileri gitti”

Tasarıyla ifade özgürlüğüne sınırlamalar getirildiğini ve bazı ifade biçimlerinin suç kapsamına alındığını hatırlatan Ziyaad Mia, “Hükümetin, ifade özgürlüğünü sınırlamada çok ileri gittiğine inanıyoruz. Tasarı, özel hayata ilişkin bilgilerin toplanmasına ve çeşitli devlet daireleri arasında paylaşımına izin veriyor. Bu, son birkaç yılda geliştirilen gizlilik korumasını altüst eden ve masum Kanadalıları risk altına sokacak bir uygulamadır. Ulusal güvenlik gücünün bu kadar gizlilik içinde kullanılmak istenmesini anlamakta zorluk çekiyoruz. Bu denli gizlilik, sağlıklı bir demokrasiye aykırı olduğu gibi, Kanada’nın anayasal değerlerini de ihlal eder” dedi.

Şüphelilerin tüm sosyal hesaplarının yanı sıra, e-posta ve hatta kargolarının bile kontrolüne imkan sağlayan tasarıya tepki gösteren Mia, Kanada Gizli Servisi CSİS’e yeni ve geniş yetkiler vermenin sivil özgürlükler konusunda ciddi risk oluşturduğunu vurguladı. Aşırı yetkiye dayanan gücün, bir istihbarat ajansının rolüne uygun olmadığına dikkati çeken Mia, tasarının Kanada’nın sosyal dokusuna zarar vereceğini söyledi.

“Yeni yasalar, güvenliğin garantisi değildir”

Kanada Sivil Özgürlükler Derneği (CCLA) İcra Direktörü Sukanya Pillay da yeni düzenlemeden endişe duyduklarını belirtti.

Yeni yasalar ve getirdikleri yeni güçlerin, güvenliğin garantisi olmadığını ifade eden Pillay, “Yeni kanunlarla hatalarımızı düzeltmenin reçetesi, anayasal haklarımızdır. Burada sorulması gereken soru, mevcut kanunlarla yetkilerin neden işe yaramadığıdır” dedi. Geçmişte yaşananlardan ders almadan, bilgi paylaşımını artırmanın akılsızlık olacağını anlatan Pillay, şöyle konuştu:

“Kanadalılar, halihazırdaki kanunların, Patrice Vincent ve Onbaşı Nathan Cirillo’nun geçen yılki trajik ölümlerini önlemede neden yetersiz kaldığını bilme hakkına sahiptir. Yeterli sorumluluk ve gözetim olmadan geniş ve denetlenmeyen yetkiler, sadece gelecekte sorun yaratacaktır. CCLA olarak, CSİS’e Kanada içinde ve dışında genişletilmiş yetkiler verilmesinden ciddi endişe duymaktayız.”

İfade özgürlüğünü tehdit

Terörizmin savunulmasını savunmadıklarını, ancak tasarıda bunun suç haline getirilmesinin ifade özgürlüğünü tehdit anlamına geldiğini belirten Pillay, “Tehlike, ifade özgürlüğü ve meşru konuşmanın açıkça suç kapsamına alınmasındadır. Bunun, akademisyenler, gazeteciler veya blog yazarları üzerindeki olası ürkütücü etkisini kolayca hayal edebilirsiniz. Tasarı, şeffaflığı artırmak ve bireylerin gizliliğini korumak yerine, özel bilgilerin paylaşımında hükümet birimlerine açık yetki vermekte ve mahkeme işlemlerine yasal erişimi de imkansız hale getirmektedir.  Biz anayasal güvencelere uygun, sivil özgürlüklerin korunduğu net güvenlik kazanımlarını savunuyoruz” dedi.

“Ciddi şekilde kaygılıyız”

Uluslararası Sivil Özgürlükleri İzleme Grubu (İCLMG) Ulusal Koordinatörü Roch Tasse, hazırlanan tasarının kendilerini ciddi şekilde kaygılandırdığını söyledi.

Tasarı ile daha önce 3 gün olan gözaltı süresinin 7 güne çıkarılacağına işaret eden Tasse, “Terör önleme amaçlı gözaltılardaki delil gerekliliği seviyesinin düşürülmesi, iyi hal nedeniyle şartlı salıverme, kefalet koşulları, uçuş yasaklıları listesine alma gibi hükümler ve bunları gerektiren halleri savunanların suçlu sayılmasını endişe ile karşılıyoruz” diye konuştu.

“Güvenlik güçlerine verilecek olan bu tür olağanüstü yetkiler, zaten yetersiz olan izleme imkanımızı tamamen ortadan kaldıracaktır” diyen Tasse, şunları söyledi:

“Mevcut uygulamalar, masum insanların haklarında zaten ciddi ihlallere yol açmaktadır. Hükümet, yaşanan bu ihlallere bakmadan, Kanada halkını korumak için gerekli gözetim ve izleme mekanizmalarına bağlı kalmadan yeni düzenlemeler getirmektedir. Açıklanan tasarı, ulusal güvenlik ihlallerini gelecekte daha da kötüye götürme potansiyeline sahiptir. Böylesi köklü değişimlerin, parlamento başta olmak üzere ciddi gözetim ve izleme mekanizmalarına sahip olması gerekir. Terörün teşvikinin suç sayılması gibi subjektif yorumlar, konuşma, düşünce, akademik ve basın özgürlüğünü sınırlayacaktır. Örneğin bu çerçevede terörün köklerini tartışmak suç sayılacağı için, sorunun kökenini araştırmak da imkazsız hale gelecektir. Bu tehlikeli bir çizgidir.”

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X