Türkiye ekonomisinin lokomotif kentlerinden Bursa küresel rekabette öne çıkma çabasında.

Ancak, küresel oyuncu olmak yepyeni üretim anlayışlarını da zorunlu kılmakta.

Yüksek teknoloji odaklı ve yenilikçi olmayanın ayakta kalma şansı da giderek azalıyor.

Bir yanda Almanya’nın başını çektiği Endüstri 4.0’ın zorlayıcı rekabeti…

Diğer yanda da ABD’nin öne çıkardığı nesnelerin internetiyle gelen değişim…

Dünyada üst seviyede bir sanayi liginin oluşmakta olduğunu gösteriyor.

Endüstri 5.0’ın konuşulduğu bir dönemde Bursa’nın da hızlı bir dönüşüme ihtiyacı olduğu kesin!

Yoksa ihracat hızını koruması da iç pazarda yabancılarla mücadele etmesi de zora girer.

Peki değişim için umut ışıkları var mı?

BTSO’nun son yıllarda attığı adımlar bir dönüş sinyali vermekte! 

Çünkü ana projeler yenilikçi bir vizyonla sanayiyi değiştirme iddiasında.

Dolayısıyla hedeflere ne kadar yaklaştığımız kritik konular arasında öne çıkmakta.

Projelerde alınan mesafeyi BTSO Başkan Yardımcısı Cüneyt Şener’le masaya yatırdık.

Ve öncelik doğal olarak TEKNOSAB’ın oldu!

Çünkü dönüşümün simge projesi konumundaki TEKNOSAB’la Bursa’nın sanayileşme sürecinde yüksek katma değerli yeni bir evreye geçmesi hedefleniyor.

Ve yılda 40 milyar dolarlık bir ihracata imza atılarak Bursa’nın kg başına ihraç birim değerinin 4 dolardan 8 dolara çıkarılması planlanıyor.

Peki bu kritik proje ne aşamada?

“Şu anda altyapının neredeyse yarısı bitti.

 Bine yakın insan günde 24 saat çalışıyor. Ve bu senenin sonunda yaklaşık 60-70 parseli altyapısı hazır olarak teslim eder noktada olacağız.

İlk fabrikaların temellerinin bu sene sonunda atılması planlanıyor.

Önümüzdeki sene bitmeden ilk fabrikaların yükselmeye ve çalışmaya başladığını göreceğiz”.

İlgi nasıl?

“250’den fazla talep geldi. Yaklaşık 120 talep sahibine tahsisler gerçekleşti”.

Sanayi dönüşümünde kritik projelerden biri de Model Fabrika Projesi.

“Model Fabrika, Türkiye’nin sanayi altyapısının değişim ve dönüşümüyle ilgili en önemli tesisi olacak. BTSO’nun koordinatörlüğündeki bu tesis çok önemli.

Firmalar burada verimlilik artışını yalın üretim metodlarıyla destekleyip dijital dönüşümü gerçekleştirme fırsatı bulacak. Dolayısıyla karlılıklarını artırmaları da mümkün olacak.

Tesisin açılmasına çok az kaldı. 9 Kasım’a yetiştirmeye çalışıyoruz”.

 

GUHEM ve kaynak meselesi

 

Ciddi bir ihracat artışına sahne olan savunma ve havacılık alanında ise Türkiye’ye örnek bir çalışma nihayetlenmek üzere.

“GUHEM de hükümetin 100 günlük eylem planı içinde yer alıyor.

9 Kasım itibarıyla açmayı planladığımız bu merkez Avrupa’da uzay ve havacılık alanındaki 5. büyük eğitim merkezi olacak”.

GUHEM’de verilecek eğitimin önemine vurgu yapan Şener, çok ciddi bir turizm potansiyeli olduğunu da vurguladı.

Tekstille başlayan ve kompozitle devam eden mükemmeliyet merkezleri de kentin endüstriyel dönüşümde pay sahibi olmaya aday!

Peki bu kadar projeye BTSO parayı nereden buluyor?

“BTSO’nun parasını sadece ve sadece tulumbaya ilk su olarak kullanıyoruz.

Zaten BTSO’nun böyle bir parası yok.

Biz doğru projeyle doğru destekleri doğru şekilde konfigüre ederek yatırımlara  kaynak buluyoruz.

Mesela GUHEM 200 milyon liralık bir yatırım. 90 milyon TL TÜBİTAK’tan, 50 milyon TL civarında da belediyemizden geliyor.

Keza Model Fabrika da devletin yüzde 75 desteğiyle bitme aşamasına geldi.

TEKNOSAB da Ankara’nın mega endüstri bölgeleri kapsamında sahiplendiği bir çalışma.

Ur-Ge projelerine de ciddi destek söz konusu.”.