Dr. Mete Ekşioğlu
Dr. Mete Ekşioğlu

Kukumav kuşu

Baykuşgillerden olan bu kuş genellikle Asya kıtasının hemen her yerinde görülür. Geceleri avlanır. Tarla faresi başta olmak üzere pek çok ufak memeli gurubu hayvanları, sürüngen ve böcekleri yer. İnsanlar için zararsızdır. Başını 180 derece çevirebilir. Eski Yunanda kutsal sayılmasına karşın ortaçağda uğursuz sayılmış ve günümüze kadar da bu inanış bazı topluluklarda süregelmiştir.

Avlanmadığı zamanlar bir yere sinen ve bir noktaya bakan halleri vardır. Halk arasında kukumav (kukuman) kuşu gibi ne düşünüyorsun şeklinde bir deyim vardır. Devamında da kalk biraz iş yap, oturma öyle denilir genellikle.

Daha önceleri çok yazdım ve yazmaya da devam edeceğim. Enerji olarak depoladığımız yağımızı ancak ve ancak fizikte tanımlanan Kuvvet x Yol formülü ile artırabilmekteyiz. Bu nedenle vücudundaki fazla yağları yakmayı kafasına koyan insan mutlaka ve mutlaka egzersiz yapmak zorundadır. Takdir edeceğiniz gibi aç kalmadan, kendisine yetecek gıdayı da alarak bu süreci başlatmalıdır.

Kadınlarda erkeklere göre kas yapısı daha az olduğu için bazı bilim insanları ağırlık çalışmalarının kadında erkeklere göre uzun vadede daha yararlı olduğunu belirtmektedir. Özellikle insülin direnci olan bireyler büyük kas gruplarına sahip bölge olan bacak kaslarını çalıştırarak bu işe başlamalıdırlar. Yapılan çalışmalar, hafif açlığın başladığı dönemde yapılan sportif aktivitenin daha süratli yağ yakılmasına sebep olduğunu göstermiştir. Ayrıca hareketten sonra 1-1.5 saat daha bir şey yenilmez ise yağ yakımının maksimuma eriştiği kabul edilmektedir.

200 yıl önce bitkisel bazlı yağ tüketmiyorduk. Katkılı, koruyuculu gıdalarımız yoktu. ABD Tarım Standartları Enstitüsü genlerimizin halen tahıllar ile uyum içerisinde olmadığını belirtiyor. Hareketli yaşantımız ise yok denecek kadar az. Her ne kadar ölüm oranı yaşı atalarımıza göre arttı deniliyorsa da (ki son yıllarda aksi de söyleniyor) atalarımız kronik hastalık görmeden ve kolay kolay elden ayaktan düşmeden ömürlerini tamamlıyorlardı. İleri yaşlara kadar ihtiyarlık belirtileri göstermiyor ve formda oluyorlardı. Köy kökenli olanlarınız mutlaka bu satırların altına imzalarını atacaklardır.

Son yıllarda artan hastalıkların altında yatan temel neden şudur: Ömrümüzü sürdürmek için yaratıldığımız şekilde yaşamıyoruz. Yani genlerimizin şifresi neyi gerektiriyorsa biz tersini yapıyoruz. Hayvanlar alemine baktığınızda bunun ne kadar doğru olduğunu görüyorsunuz. Doğal ortamındaki bir kedi veya köpek ile bizim evlerimizde beslediklerimiz arasında bile yapısal anlamda çok farklılıklar var.

2009 yılında ünlü ve saygın bir nöroloji dergisinde yayımlanan çalışma şöyle diyor: Vücut yağ oranını ne kadar artırırsanız beyin dokunuz o kadar küçülüyor. Yani şişmanladıkça beynimiz küçülüyor. İşte bu yazıyı okuduğum zaman ne hikmetse ilk aklıma gelen kukumav kuşu oldu. Sağlıklı günler dilerim.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X