Kulak çınlamasındaki büyük tehlikeye dikkat! Bunu sakın yapmayın

Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği, 3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü dolayısıyla bir toplantı düzenledi.

Kulak çınlamasındaki büyük tehlikeye dikkat! Bunu sakın yapmayın

Toplantıda konuşan Prof. Mete Kıroğlu, Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği gibi birçok örgütün 3 Mart’ta işitme engeline dikkati çekmek, bu konuda farkındalık oluşturmak amacıyla etkinlikler düzenlediğini söyledi.

Prof.Dr. Mete Kıroğlu, işitmenin ve konuşmanın en önemli iletişim yolu olduğunu ifade ederek insanların iletişim olmadan yaşayamadıklarını ve bu iletişimi sağlayan en önemli organın kulak olduğunu söyledi.

KULAK ÇINLAMASI BİR İŞARET

Çevresi ile konuşup anlaşamayan kişilerin zamanla depresyon ve yalnızlığa itilmekte olduğuna dikkati çeken Prof.Dr. Mete Kıroğlu bu durumun sadece yaşlılarda değil, çocuk ve gençlerde de geçerli olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Doğumsal veya sonradan gelişen işitme kayıplarının önemli bir kısmı önlenebilir. Örneğin yüksek sesle temas azaltılabilir. Normal şehir trafiğinin sesi ortalama 85 desibeldir (dB). İç kulağımızdaki hücreler bu sese 8 saate kadar dayanabilir, daha uzun süreli bir maruziyet kalıcı hasara yol açar. Eğer o gün 8 saat trafik sesine maruz kalmış isek aynı gün müzik dinlememeliyiz. 85 dB’i 88 dB’ye çıkaralım, bu durumda izin verilen süre 4 saattir. İç kulak hücrelerimiz 91 dB’ye 2 saat, uçak sesi 95 dB’ye ise 1 saat dayanabilir. 120 dB şiddette bir ses kulaklarımızda ağrı oluşturur.”

Prof. Dr. Mete Kıroğlu, bazen işitme kaybının ilk belirtisinin kulak çınlaması olduğuna işaret ederek bu durumda bir kulak burun boğaz hekimine başvurmak gerektiğini vurguladı.

SAĞIRLIK TARİHE KARIŞTI

Erken tanının önemine dikkati çeken Prof.Dr. Mete Kıroğlu, “Erken tanı koyduğumuz bir bebek artık sağır olmuyor. Sağırlık ve dilsizlik erken tanı ile tarihe karıştı diyebiliriz. Bu çocukları 1 yaş civarında biyonik kulak ameliyatı ile dış ortamdaki sesi elektrik enerjisine çevirerek işitme sinirini uyarma yolu ile duyar ve konuşur hale getiriyoruz. Bu teknoloji belki de tıp alanında son yıllardaki en önemli gelişmedir. Eğer çocukta iç kulak hiç gelişmemişse, işitme siniri olmasa bile direkt beyin sapındaki işitme merkezine bir elektrot yerleştirerek duymayı sağlamak mümkün olabiliyor” açıklamasında bulundu.

‘KULAKLIKLA YÜKSEK SESLE MÜZİK DİNLEMEYİN’

Dünya Kulak ve İşitme Günü’nün bu yılki temasının “Geleceği Dinle” olduğunu aktaran Prof. Dr. Mete Kıroğlu “Uzayan insan ömrüne karşın çok daha fazla ses kulaklarımızın erken yaşlanmasına ve yarınlarda herkesin işitme kaybına maruz kalmasına yol açacak. İç kulak insan doğduğu anda ortamdaki seslerden dolayı hücrelerini kaybetmeye başlar, yani insan kulağı doğduğu andan itibaren yaşlanmaya başlar. Gençlerde ve ergenlerde hayatın en sağlıklı döneminde neden işitme kaybı görmeye başladık? Bu durumun önemli sebeplerinden birinin kulaklıkla yüksek sesli müzik dinleme ile alakalı olduğunu sanıyoruz. Bir çalışmaya göre 6 ila 19 yaş arasındaki kesimde yüzde 12,5 oranında özellikle yüksek volümde kulaklık kullanmaya bağlı işitme kaybı gelişmekte. Yeni teknoloji ile her gün binlerce müzik indirmek mümkün. Eski kaset çalarlar  ile karşılaştırıldığında daha uzun dinleme süreleri söz konusu. Yüksek kaliteli kulaklıklar veya kulak üstü cihazlar, 60/60 kuralı (60 dakikadan uzun dinleme, maksimum volümü yüzde 60 olarak ayarla), kulaklıklar ile uykuya dalmama, yüksek sesli ortamlarda kulakları tıkama alınabilecek önlemlerden bazıları” diye konuştu.
 

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X