Engin Özpınar
Engin Özpınar

Kuzey Irak için işte fırsat mı diyorlar?

Kuzey Irak’ta bağımsız bir Kürt devleti kurulabilir mi?

Çekiç Güç’ün icadından bu yana en kritik sorularından biri buydu. Bugün de öyle.

Kuzey Irak Kürt Bölgesi Başkanı Mesut Barzani, bunun için yıllardan beri uğraşıp duruyor.

Kürt lider en son “Bağımsızlık referandumu” kararını dayattı, bilindiği gibi.

Ve böylece cepheleşme de tam olarak açığa çıkmış oldu.

ABD artı İsrail ve koalisyondaki ülkeler Kürdistan’ın kurulması konusunda Barzani’ye destek veriyor.

Tabii, bu destek az buz bir destek değil.

ABD dünya egemeni, yanında da İsrail var, diğerleri de İngiltere, Fransa, İtalya ve Körfez ülkeleri. Araplar yani… Hepsi birlikte Barzani’nin arkasında duruyorlar.

Ne var ki, karşı cephede de Kuzey Irak’ı kuşatan bölgenin en güçlü ülkeleri Türkiye, İran ve Irak bulunuyor.

Bir kere Irak yönetimi, yani Bağdat hükümeti, her ne pahasına olursa olsun ülkenin toprak bütünlüğünü savunuyor. Yani, “Gerekirse savaşırız” diyor.

Öte yandan İran, Irak’ın toprak bütünlüğünden yana olduğunu belirterek referandumun ülkedeki istikrarsızlığın devam etmesini isteyenlerin bir planı olduğunu öne sürüyor.

Türkiye de öteden beri Irak’ın toprak bütünlüğünü ve ulusal birliğini savunuyor.

Örneğin, dünkü Bakanlar Kurulu toplantısının ardından bir açıklama yapan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş Ankara’nın bilinen görüşünü bir kez daha yineliyordu.

Katar krizi, Barzani’nin girişimlerine yönelik dikkati bir parça dağıtmış olsa da Ankara, Tahran ve Bağdat yakın takibi bırakmış değil… 
 

Katar için devreye giren Pakistan’a Suudi engeli

 

Katar krizinin çözümü için Pakistan devreye girdi. Bu amaçla Başbakan Navaz Şerif Suudi Arabistan’a gitti. Suudi yetkililerle görüştü. Oradan Katar karşıtı diğer ülkelere de geçeceği bildirildi.

Ama Araplar hemen tezvirata başladılar: Pakistan, Katar’daki Türk askerlerine destek için asker gönderecek filan diyerek ziyareti provoke ettiler.

Tabii bu durumda Pakistan Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yapmak zorunda kaldı. “Körfez’deki kardeş Müslüman ülkeler ve Pakistan arasında yanlış anlamaya yol açma amacı güden iddialar kötü niyetli bir kampanyadır” diyerek Arapları yalanladı.

Suudilerin ve koalisyondaki diğer Arap ülkeleri elitlerinin Pakistan’ı küçümsemesi de var bu tezvirat kampanyasının arkasında: Pakistan’a da ne oluyor, o ne yapabilir ki gibisinden. Biraz aşağılama filan…

Ancak İslamabad onların eskiden bildikleri İslamabad değil.

Pakistan ŞİÖ’nün tam üyesi oldu Haziran başında itibaren, Hindistan’la birlikte…

Yani Araplar, Pakistan dendiği zaman Rusya’yı, Çin’i ve Hindistan’ı da hesaba katacaklar artık.

Aslında ŞİÖ, o üç dev ülkeyle de sınırlı kalmıyor; Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan da sıralanıyor tam üye olarak…

Körfez ülkeleri, halkı Müslüman olan her ülkeyi kendileri gibi sanıyorlar herhalde…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X