Engin Özpınar
Engin Özpınar

Meğer Kuzey Kore diplomasiyi iyi biliyormuş

Şu yaptığına bakın: Güney Kore’yi ABD’nin etki alanından kopartıp masaya çekmeyi başardı. Nükleer silahların komşularını değil sadece ABD’yi hedef aldığını belirterek Güney Kore’ye güvence verdi.

Washington Post’taki yoruma göre, Güney Koreli yetkililer Kuzey’le yapılan görüşmeyi, karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesi adına atılan önemli bir adım olarak nitelendirdi.

İki ülke öncelikle Seul’de gelecek ay düzenlenecek kış olimpiyatlarına katılım konusunda anlaşma sağladı.

Buna göre Kuzey Kore, Güney Kore’ye bir heyet gönderecek.

Ama daha önemlisi iki ülke askeri sorunlarda doğrudan iletişime geçebilmek için kırmızı hattın açılmasında görüş birliğine vardı.

Seul ile Pyongyang arasında atılan bu iki adımın Washington’da endişeyle karşılandığını tahmin etmek zor olmaz.

Endişe şöyle: ABD nükleer silahlar konusunda Kuzey Kore’ye baskı yapıyor ya, bundan böyle Güney Kore “Yeter artık!” derse ne olur? Pentagon’un kurduğu savunma sistemine “gerek kalmadığını” dayatırsa ne olur?

Washington’ı Asya-Pasifik’te sıkıntılı bir dönem bekliyor olabilir.

Çünkü ABD, Kore’ler arasında Çin’in büyük etkisinin olduğundan da endişeli görünüyor.

Nedeni, Kuzey Kore’nin gösterdiği diplomatik başarı.

Bu konuda hemen akla gelense Pekin’in strateji oluşturmaktaki ustalığı.
 

IŞİD çökertilince El Kaide devreye sokuldu

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun “İran’ın Suriye’deki varlığına izin vermeyeceğiz” şeklindeki açıklamasının ardından iki olay yaşandı.

Birincisi, İsrail savaş uçaklarının Şam kırsalındaki Suriye ordusuna ait bir askeri üsse saldırısıydı.

Saldırının amacının “Suriye üzerinden Hizbullah’a silah sevkiyatını önlemek olduğu” ileri sürüldü. “Suriye üzerinden” derken “gönderenin” İran olduğu ima ediliyordu.

Anlaşılan İsrail, İran ve Hizbullah bahanesiyle Suriye’nin askeri yapılanmasını engellemeye çalışacaktı. Ne var ki, Rusya’nın varlığı ve Esad’a verdiği destek Tel Aviv’in önündeki en büyük engeldi. Ancak, şu anda Netanyahu’nun bu konuda önlem alabilecek gücü yoktu. ABD de Rusya konusunda bir şey yapamazdı. Netanyahu kıvranıyordu.

İşte o zaman da El Kaide faktörü devreye sokuldu.

IŞİD’in etkin olduğu dönem sona ererken El Kaide, “Suriye kolunu kurduğunu” ilan etti.

Bu da ikinci olaydı.

Suriye’de uykudaki El Kaide liderleri, öylesine uyarıcı teşviklerle karşılaştılar ki, hepsi birden canlanıp terörü örgütlemeye soyundu.

Bu durumda Suriye’de terörle mücadele biter mi? Bitmez tabii.

Ne var ki, İsrail’de Netanyahu dönemi, karanlık bir dönem olarak tarihe çoktan geçti bile…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X