Türkiye, 23 Haziran’da yenilenecek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine kilitlenmiş durumda.

Gözler artık 23 Haziran akşamı çıkacak sonuçlara çevrili.

Ancak öncesinde adaylar 9 günlük bayram tatilini İstanbul dışında geçirdiler.

Hem AK Parti Adayı Binali Yıldırım hem de CHP Adayı Ekrem İmamoğlu Anadolu turuna çıktılar.

İki aday da İstanbul’un Anadolu’dan göç etmiş nüfustan ibaret olduğunun farkında.

Adaylar taşraya, memleketine bayrama giden seçmenin gönlünü alabilmek için Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu turu yaptılar.

CHP adayı İmamoğlu’nun yerleşik teamül ve kuralları delip Ordu Havalimanı’da VİP salonunun kullanma girişimi ve burada sarf ettiği iddia edilen sözler bütün bayrama damgasını vurdu.

İmamoğlu’nun Ordu Valisi’ne dönük söylediği iddia edilen ‘İt’ ifadesi koca bir metropolü yönetmeye talip isme hiç mi hiç yakışmadı.

CHP’liler montaj olduğunu iddia etseler de, böyle bir ifadeyle İmamoğlu adının yan yana gelmesi, zihinlerde oluşturulmak istenen sözde olumlu imajı zedeledi.

Oysa İstanbul’u yönetmeye talip bir ismin VİP listesinde kimlerin yer aldığını ve salonlardan kimlerin faydalanacağını bilmesi gerekmez mi?

Belki de bildiği halde fiili bir durum meydana getirip, kuralsızlığı dayatmak istemiş olabilir.

Fakat, Ordu Valisi kendisine ve beraberindekilere o kuralları hatırlattı.

Hatırlattığı için de hiç hak etmediği bir hakaretle karşı karşıya kaldı.

Diyelim ki, 23 Haziran’da İmamoğlu seçimi kazandı.

İktidar partisi bu işin peşini bırakır mı?

Ordu Valisi’ni İstanbul’a atayıp ona seçildiği 5 yılı zehir etmez mi?

Devlet adamlığına yakışmayan tavır, tutum ve davranışlardan, sözlerden kaçınmak gerek.

Devlette küslük olmaz.

Kural herkes için geçerlidir.

İmamoğlu’na hakkı olmadığı halde VİP salonunu kullandırmak da doğru olmazdı.

Tıpkı 31 Mart sonrası şaibeli sonuçlarla, mazbatayı almadan Anıtkabir’e koşup oradaki deftere İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı diye yazmak gibi.

Eğer İstanbullular böylesi saldırgan, hakaretvari bir dile sahip ismi Büyükşehir Belediyesi’nin başına getirecekse, benzer tartışmaları Türkiye daha çok yaşayacak demektir.

İstanbul ve Türkiye böylesi bir üslubu hak etmiyor.

Kamunun önüne geçenlerin öfkesine ve diline de sahip olmaları gerekir.

 

İzlanda’nın ayıbı

 

Dış politikada ve diplomaside mütekabiliyet denen bir olgu var.

Eğer bunu kullanmıyor, basit kınama ve nota ile geçiştiriyorsanız, daha sonra benzer uygulamalara başka ülkelerde da maruz kalabilirsiniz.

İzlanda’ya giden Milli Futbol Takımı’mızın havalimanında karşı karşıya kaldığı çirkinlik Türk milleti olarak hepimizi derinden üzdü.

Havalimanında sporcularımızın 3 saat bekletilmesi, üst ve çantalarının  didik didik aranması bugünkü karşılaşma öncesi psikolojik yıpratma taktiğidir.

Bunun başkaca izahı olamaz.

Hele, terbiyesiz bir seyircinin takım kaptanına tuvalet fırçası uzatması da ayıbı daha da büyütmüştür.

Şimdi eğer aynı uygulama Türkiye’ye gelecek İzlanda ekibine bizim görevlilerimiz tarafından yapılmazsa, isterse 100 kez olayı kınayın, nota verin bu milletin hıncı ve hırsı geçmeyecektir.

Bu işi mütekabiliyet, yani aynı karşılığı vermek temizler.

 

Kılıç ile ülke gündemi

 

AK Parti Genel Sekreter Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç bu akşam Olay TV’de konuğum.

Olay’ın İçinden programında ağırlayacağımız Ahmet Kılıç ile Türkiye’nin iç ve dış  siyasi gündemini, İstanbul seçimlerini ve Bursa projelerini konuşacağız.

Olay’ın İçinden bu akşam 20.20’da Olay TV’de.

Programı kaçıracaklar için yayın tekrarı bu gece 01.00 ve yarın saat 14.00’de.