Feridun Eyüpoğlu
Feridun Eyüpoğlu

Piyasaların dış sınavı

Ekonomik görünüm piyasa gelişmelerine sıkı sıkıya bağlı.

Fazlasıyla dolarize olmuş bir toplumun kur hareketlerinden çok yönlü olarak etkilenmesi zaten kaçınılmaz bir sonuç.

Keza faizdeki seyir de reel ekonomiyi yakından ilgilendiriyor.

Yatırım araçlarının ilgi görmesi yani piyasalara para girişi bu anlamda büyük önem taşımakta!

Dolayısıyla dış siyasi ilişkilerimiz, yabancı sermaye akımları ve küresel gelişmeler ekonomimizi doğrudan etkiliyor.

Örneğin ABD Başkanı Donald Trump’ın S-400 konusunda ‘yeni yaptırım düşünmüyorum’

tarzındaki açıklamaları bir anda piyasalarımızı tozpembe bir manzaraya büründürdü.

Dolar 5,61 TL’ye kadar gerilerken BIST 100 Endeksi 103 bin puana yaklaştı.

Yani dışa bağımlılığımız en ufak haberde bile kendini fazlasıyla gösterebilmekte!

Kısacası piyasaların ve reel ekonominin geleceğini okuyabilmek için çok daha fazla dış gelişmelere odaklanmakta fayda var.

Özellikle döviz ve faizin kritik önemde olduğu bugünlerde barometreyi dış gündem oluşturmakta.

Yeni başkanına kavuşan TCMB’nin 25 Temmuz’daki Para Politikası Kurulu toplantısındaki faiz indiriminin derecesi bile dışa bağlı!

İlk indirim adımının doğru atılması dünyadaki gidişatı da doğru biçimde okumaya bağlı neticede.

Öncelik siyasi gelişmelerde elbette.

ABD ile ilişkiler açısından S-400’ün yanında etkisini artıran Doğu Akdeniz enerji krizi de gündemde.

S-400 teslimatının gerçekleşmesi karşısında Washington Yönetimi’nin Türkiye’yi F-35 savaş uçağı projesinden çıkarma adımlarıyla tırmanan gerilim dozu, Başkan Trump’ın yumuşatıcı sözleriyle nispeten düştü.

Ancak, Trump’ın tam olarak ne dediği konusunda bir parça belirsizlik mevcut!

Türk kamuoyuna “S-400 konusunda Türkiye’ye şu an yaptırım arayışında değilim” şeklinde yansıyan ifadelerin tam da bu biçimde olmadığını iddia edenler de var.

“Yaptırımlara bakıyoruz, fakat henüz bir karar yok” tarzında ilave açıklamalar yaptığı da belirtilmekte.

Nitekim zaman zaman Trump’ın söylemine rağmen hükümet ve kongrenin farklı kararlar aldığı da aşikar!

Bir nevi ‘iyi polis kötü polis’ hikayesi.

Bu atmosferde Rusya’nın F-35 yerine kendi savaş uçaklarını önermesi bir yeni bir gerilim işareti olarak algılanmakta.

Ancak, Amerika Türkiye ile ilişkilerde dengeli gitme konusunda kararlı görünüyor.

Eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın tahliye edilmesi bu anlamda bir sinyal niteliğinde!

Kısacası ‘bir dargın bir barışık’ hava hakim ikili ilişkilerde.

Piyasalardaki oynaklığın gündemde kalması da temelde bu yüzden.

 

Fed ne yapacak?

 

Diğer yanda Doğu Akdeniz’deki gelişmeler de artık piyasaların daha fazla odaklandığı konular arasında bulunuyor.

Bir yandan ABD ve AB, Türkiye’nin sondajlarına set çekme çabasında! 

Diğer yandansa Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nden Türkiye ile işbirliğine yönelik kafa karıştıran sinyaller gelebilmekte.

Bizi etkileyen küresel çaptaki gelişmelerinse birbirine bağlı iki temel odağı var.

ABD-Çin ticaret savaşları ve Amerikan Merkez Bankası Fed’in kararları!

Bu nedenle özellikle 31 Temmuz’daki Fed toplantısında gözler.

Bazı Fed yöneticilerinin 50 baz puanlık indirim olasılığını dile getrimesine rağmen mevcut veriler bu oranı desteklemiyor.

Yani sürpriz ihtimali mevcut.

Fed’in kararı biraz da ticaret savaşlarının seyrine bağlı görünüyor.

Bu cephede ise belirsizlikler gündemdeki yerini korumakta.

Bu arada İran faktörü de bir risk olarak unutulmamalı!

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X