Dünyanın ve Türkiye’nin en büyük metropollerinden İstanbul’da 23 Haziran’da büyük bir seçim var.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanılığı seçimleri AK Parti ile CHP’nin vaat yarışına dönüştü.

AK Parti, iktidar olmanın avantajıyla adeta kesenin ağzını açtı.

Seçmeni etkileyebilmek, 31 Mart’ta sandığa gitmeyenleri yeniden oy kullanmaya getirebilmek için vaat üstüne vaat açıklıyor.

Üstelik; merkezi hükümetin sorumluluğundaki kimi hizmetleri de İstanbul vaadi olarak taahhüt ediyorlar.

Örneğin; doğalgazda yüzde 10’luk indirim vaadi bir İGDAŞ hizmeti gibi gözükse de bunun BOTAŞ’a kadar uzayacak süreci var.

Su ve doğalgaz faturalarındaki gecikme bedellerinin alınmayacak olması da sevindirici.

Keza, gençleri etkileyebilmek için sıralanan vaatler de küçümsenecek değil.

Paralı staj, bedava internet, yeni iş kuracaklar hibe, yeni evlenecekler maddi yardım.

Daha akla gelebilecek onca vaatle ilk kez oy kullanacak genç seçmenin gönlü de alınmak isteniyor.

Tabii ki, su ve ulaşımdaki indirimler de bütün bunların üstüne bonus gibi.

İstanbul’da su ve ulaşımda azımsanmayacak oranda indirime gitmek kentli için büyük bir avantaj.

İstanbul’da her yaştan seçmeni cezbedecek bu vaatler sandığa ne kadar etki edecek, bunu 23 Haziran akşamı göreceğiz.

Ancak bir de bütün bu vaatlerin artık Türkiye genelindeki kentlerde yaşayan yurttaşlar için büyük bir beklentiye dönüşmesi söz konusu.

Örneğin;

İstanbul’da bayram süresince ulaşımın ücretsiz oluşu Bursa’da da sosyal medyada sorgulanmaya başlandı.

Sorgulayanlar muhalefete mensup hemşehrilerimiz ama bunun Bursa gibi tüm Türkiye’de de bir beklenti oluşturduğunu söyleyebiliriz.

Yani, İstanbul seçimini kazanabilmek için yapılan stratejik hamleler diğer şehirlerin sakinlerini de doğal olarak beklentiye soktu.

Bunun da mali açıdan sıkıntılı bir süreçten geçen belediyelerimizi vatandaş ile sınırlı bütçe arasında bıraktığını düşünüyoruz.

İstanbul’u örnek göstererek kendi illerinde de su, elektik, doğalgaz, ulaşım vb. gibi ana yaşam kalemlerinde tenzilat bekleyen yurttaşlarımız bunun eşit vatandaşlık hakkı olduğunu düşüneceklerdir.

İstanbul seçimleri öyle gösteriyor ki, daha yeni yeni vaatlerin de kapısını aralayacak.

Asıl hamle bayram sonrası başlayacak.

Seçime son iki hafta kala iki taraf da kazanabilmek için son kozlarını kullanacaklar.

31 Mart’ın ardından 18 günlük icraatı örnek gösteren CHP adayı ise bunu seçmene referans olarak sunuyor.

 

Zabıta ve kararlılık

 

Bursa Büyükşehir Belediyesi bayram öncesi radikal bir kararla  ana caddelerde tezgah açan seyyar satıcılar için önlem aldı.

Aslında bu şimdiye kadar görülmedik bir uygulama idi.

Geçmişte caddelerdeki yasal olmayan bayramlık seyyar satıcı işgaline hep hoşgörü ile bakılır, akşam belirli saatten sonra görmezden gelinirdi.

Büyükşehir Belediyesi Zabıtası siyasi otoritenin de desteğiyle bu yıl farklı bir uygulamaya geçti.

Kentin en işlek caddelerinde tezgah açmak istenen seyyar satıcılara izin vermedi.

Bu konuda hazırlıklar yapıldı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da Zabıta teşkilatının arkasında durdu.

Siyasi iradenin bu kararlığı Zabıta’ya da güç verdi.

Bu konuda tolerans isteyenlere ise, ‘Benden yasadışı bir şey beklemeyin’ diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da kararlılığını ve Zabıta’ya olan desteğini ortaya koymuş oldu.

Caddelerimizde her bayram öncesi yaşanan nahoş görüntülerin ortadan kaldırılması için tek yanlı bir yasak kararı uygulamaya konmadı.

Osmangazi ve Yıldırım belediye başkanlıklarıyla da ortak hareket edilerek, seyyar tezgah açmak isteyenlere semtlerin pazar alanları tahsis edildi.

Bu kentin sakinleri olarak Büyükşehir Belediyesi’nin ve Zabıta’nın kararlılığına hepimiz destek olmalıyız.

Aksi halde, kentte kanun ve nizamı sağlamak zorlaşır.