İhsan Aydın
İhsan Aydın

Yerel yöneticiler nasıl korunacak?

Önceki gün Gemlik’te yaşanan üzücü hadise bir kez daha gösterdi ki, belediye yöneticilerimiz silahlı eylemlerin, saldırıların hedefi olmaya devam ediyor.

Sıkı kontrolün ve yöneticilere, başkanlara ulaşmak için kat kat güvenlik önlemlerinin bulunduğu bir ortamı da kabullenmek elbette mümkün değil.

Fakat, kamu adına görev yapan yöneticilerin can güvenliklerini de sağlamak zorundayız.

Gemlik Belediyesi’nde Başkan Yardımcısı Zeynep Akış’ın makam odasında kuru sıkı tabancayla rehin alınması üzücü bir hadise.

Sevindirici yanı, Allah korusun bir can kaybının ve yaralamanın olmayışı.

Silahlı saldırgan önce ana kapıdan, sonra katlar içindeki başkan yardımcısı odasına kadar nasıl ulaştı?

Önemli olan, bu sorunun yanıtını bulmak.

Gemlik Belediyesi’ndeki güvenlik tedbirleri zayıf mıydı?

Ayrıca, elinde silah olduğu bilinen ve başkan yardımcısını rehin alan bir saldırgana karşı güvenlik güçleri gelmeden kapının belediye çalışanlarınca kırılarak içeri girilmesi ne kadar doğru bir yöntemdir?

Gürsu’da merhum Belediye Başkanı Cüneyt Yıldız’ın bir belediye çalışanı tarafından şehit edilişini unutmamak gerekir.

Keza, İstanbul Adliyesi’nde Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın makamında teröristlerce rehin alınarak hunharca şehit edilmesi de belleklerimizde yüreğimizi yakan cinayetler olarak duruyor.

Yine, kendi işyerinde uğradığı silahlı saldırıyla yaşamını yitiren Büyükşehir’in eski başkanı merhum Hikmet Şahin de hazin bir şekilde aramızdan ayrılmıştı.

Seçilerek işbaşına gelinen belediye yöneticilerimzin kapılarının etten duvarlarla örülmesi de hoş bir şey değil.

Ancak, böylesi üzücü, güvenlik zafiyeti sonucu ortaya çıkan muhtemel saldırılar için de tedbir almak zorundayız.

Gemlik’teki son rehine alma olayı yerel yöneticilerimize bir kez daha ders olmalı.

Giriş kapılarında, silah ya de metal cisimleri tespit eden tarayıcı cihaz eksiği var ise acilen giderilmeli.

Yöneticiler, işten çıkarılmışlar ya da belediyeye ve idarecilerine husumet besleyenler tarafından tehdit ediliyorsa, bu da savcılık ve emniyet birimlerince yakın takibe alınmalı.

Gerekirse, bu tür tehditlere maruz kalan yöneticilere yakın koruma tahsis edilmeli.

Aksi halde, bu işleri yaptıracak, sorunlu çalışanlara işlem yapacak kamu görevlisi bulmak kolay olmayacaktır.

Devlet adına sorumluluk üstlenenleri yine devletin koruma sorumluluğu bulunmaktadır.

Başka bir ifadeyle, yaşam hakkı bireyler kadar kamu görevlileri için de anayasal bir haktır.

 

Can dostların günü

 

Bugün 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü.

Çoğumuzun bir hayvan türüne karşı sevgisi vardır.

Kimimiz bir kediyi kimimiz bir hamsteri, kimilerimiz atı, bazılarımız köpeği severiz.

Can dostlar, kendisine sevgi besleyenleri davranışlardan hissederler.

Bugün üzülerek görüyoruz ki, savunmasız, sahipsiz sokak hayvanlarına işkence uygulayan, öldüren bundan haz duyan aramızdaki sadistler giderek artıyor.

Daha önceki gün, Bursa’da üzerinde sigara söndürülen, arka ayaklarına yapışkan madde dökülen ve kuyruğu kesilen bir kedi yavrusuna Büyükşehir Zabıtası şefkat elini uzattı.

Son dönem belediyelerimizin sokak hayvanlarının korunup, sağlıklı ortamlarda barındırılması için ciddi yatırımlar yaptığını biliyoruz.

Fakat bunlar yeterli değil.

İçimizde hayvan sevgini de yaşatmamız gerekiyor.

Semtimizdeki, sokağımızdaki dostlarımıza şefkat elini uzatmalıyız.

Onlara zarar veren canileri de emniyet güçlerine bildirmeliyiz.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X