Nereden geliyor bu kalp şekli?

Kalp denince akla ilk gelenler, içinden geçen okla, kupa kızıyla özdeşleşmiş, Sevgililer Günü’nün de resmi sponsoru oluşu. Şimdilerde Instagram’da tek tuşla gönderecek kadar meşhur kalp sembolünün aslında nereden geldiğini biliyor musun?

Nereden geliyor bu kalp şekli?

Hakkındaki pek çok şehir efsanesiyle işte kalp sembolünün tarihçesi.

Bugün kalp olarak bildiğimiz şeklin ilk kez görüldüğü yer Antik Yunan. M.Ö. 6’ncı yüzyılda paraların üstünde kullanılıyor. “Yazı mı, tura mı” derken atılan bu paraların üstündeki şekil aslında Ege bölgesinde yetişen Silphium isimli bitkinin meyvelerinden geliyor.

Yazı mı, Tura mı Kalp mi?

Eski Mısır’dan ve Aristo’yla Hipokrat’ın vücuttaki yerini bulmasından beridir kalbin tüm vücudun dolaşım sistemiyle ilgili olduğu biliniyordu. Hatta duygularla da çoktan ilişkilendirilmişti. Sadece o dönemlerde vücudun ve hareketlerin de kalp tarafından yönetildiğine inanılıyordu.

Henüz beyin keşfedilmemiş yani. “Gerçi sonra keşfedilmiş de ne olmuş, kullanan mı var sanki” geyiklerine girmeden sembolün tarihine geçiyorum. Bugün kalp olarak bildiğimiz şeklin ilk kez görüldüğü yer Antik Yunan. M.Ö 6’ncı yüzyılda paraların üstünde kullanılıyor.

“Yazı mı, tura mı” derken kalp atılan bu paraların üstündeki şekil aslında Ege bölgesinde yetişen Silphium isimli bitkinin meyvelerinden geliyor. O dönemin ticaretinin temel taşlarından biri olan, değerli Silphium bitkisinin, erkekler için çok güçlü bir afrodizyak etki gösterdiğine inanılıyor, kadınlar bu bitkiyi doğum kontrolü için kullanıyor. Yani çok uzak bir yerlerden meyve seçmemişler. Ne yazık ki Antik Yunan ve aşk denince Eros’un okunun ucundaki de kalp değil, nar gibi pek çok kırmızı tanesi bulunan bu meyve. Aynı zamanda ters tutulduğunda testise benzediği için Antik Yunan heykellerinin ve eski paraların üstünde bu sembolü gördüğünüzde dalga geçmeyin, doğru tuttuğunuzdan emin olun.

Kalbim Sende Orta Çağ

Uzun yıllar bir meyveden ibaret olan kalp sembolü, Orta Çağ’ın sonunda gerçek anlamdaki kalple özdeşleşiyor. Bu kısım tamamen tesadüf. 14’üncü yüzyıldayız. Orta Çağ’daki kilise baskısı kalkmış. Artık kitap falan okunabiliyor. Bilgiye erişim herkes tarafından mümkün. Fırsattan istifade İtalyan fizikçi Guido da Vigevano Aristo’nun kitaplarını hatmediyor. Bu sırada Aristo’nun kalp için yaptığı tanımı okuyor ve bugün bizim de bildiğimiz 2 odacık, 4 kapakçıklı tanımını çiziyor. Çizim hem bugün bizim kullandığımız kalp sembolünün hem de Antik Yunan’da paraların üstünde kullanılan Silphium meyvesinin aynısı oluyor. Aristo’ya buradan ellerimi birleştirerek bir kalp selfie’si bir de smiley gönderiyorum o zaman. Tabii bir kere kalple özdeşleşti mi artık aşkın da sembolü haline geliyor bizim koca kulaklı, kırmızı kalbimiz. Hatta bu hem anatomik hem de metaforik kalp şekli o kadar tutuyor ki kalp şeklinde defterler bile üretmeye başlıyorlar. Kızma Sevgililer Günü’nde her yer kalp oluyor diye, insan bir kere kalbi buldu mu suyunu çıkarıyor demek ki.

azaza.jpg

Kalbe Saplanan Ok

Kalbe saplanan ok figürünün en net kullanımlarından biri de 1870’lerdeki bu Sevgililer Günü kartı.

İlk Kullanım

İşte kalp sembolünün ilk kez bir şeyin üzerine kazındığı Antik Yunan parası.

Le Don du Coeur

Kalbini vermenin mecazdan çıkıp ilk kez resmedildiği Le Don du Coeur yani Kalbin Hediye Edilişi tablosu, Louvre Müzesi’nde sergileniyor.

p-029.jpg

Silphium

Antik Yunan’da paraların üstüne basmak için ilham aldıkları Silphium bitkisi meyvesi.

u-040.jpg

İskambil

İskambil kağıdında ilk kez kalp şekli kullanımını da 1540 yılında Almanlar yapmış.

Kalbim Sende Orta Çağ

Uzun yıllar bir meyveden ibaret olan kalp sembolü, Orta Çağ’ın sonunda gerçek anlamdaki kalple özdeşleşiyor. Bu kısım tamamen tesadüf. 14’üncü yüzyıldayız. Orta Çağ’daki kilise baskısı kalkmış. Artık kitap falan okunabiliyor. Bilgiye erişim herkes tarafından mümkün. Fırsattan istifade İtalyan fizikçi Guido da Vigevano Aristo’nun kitaplarını hatmediyor. Bu sırada Aristo’nun kalp için yaptığı tanımı okuyor ve bugün bizim de bildiğimiz 2 odacık, 4 kapakçıklı tanımını çiziyor. Çizim hem bugün bizim kullandığımız kalp sembolünün hem de Antik Yunan’da paraların üstünde kullanılan Silphium meyvesinin aynısı oluyor. Aristo’ya buradan ellerimi birleştirerek bir kalp selfie’si bir de smiley gönderiyorum o zaman. Tabii bir kere kalple özdeşleşti mi artık aşkın da sembolü haline geliyor bizim koca kulaklı, kırmızı kalbimiz. Hatta bu hem anatomik hem de metaforik kalp şekli o kadar tutuyor ki kalp şeklinde defterler bile üretmeye başlıyorlar. Kızma Sevgililer Günü’nde her yer kalp oluyor diye, insan bir kere kalbi buldu mu suyunu çıkarıyor demek ki.

Bana Kalbini Ver

“Kalbini vermek” mecazının da ilk kez Fransız şair Thibaut’un Le Roman De La Poire yani Armut Romanı isimli aşk romanında geçtiği biliniyor. “Aynı ona armudunu verdiği gibi kalbini de vermişti.” Bu mecazın resme döküldüğü ilk yerse Le Don du Coeur yani Kalbin Hediye Edilişi anlamına gelen, 15’nci yüzyılda yapılmış bir tablo. Şu anda Louvre Müzesi’nde. Bu resimde de ormanın içinde sevgilisine kalbini veren soylu, elinde bizim klasik kalp sembolünü tutuyor. Böylelikle artık kalp şekli hafızalara aşk olarak kazınıyor. Şimdi yavaş yavaş günümüze geliyoruz. Henüz pop, arabesk müzik falan olmadığı için kalbini vermek her iki şarkıda bir değil, müzelerde sergilenen sanat eserlerinde var. Ne güzel yıllarmış!

8-006.jpg

Kalbin Ticareti

Bir kere kalp sembolü ve aşk özdeşleşti ya, bu işten para kazanmak isteyen kişilerin avuçları kaşınmaya başlıyor tabii. 1540 yılında ilk Alman iskambil kağıtlarında kalp sembolü kullanılıyor. Kupa kızı, ters tutarsan maça papazı falan buralardan geliyor. 18’nci yüzyıla gelindiğindeyse artık Sevgililer Günü ve tüm aşkla ilgili olan özel etkinliklerde kalp sembolü kartları, duvarları süslemeye başlıyor. Kalbin bugün tüm dünyanın çevresindeki duvar yazılarında, Instagram’da kullanımı belli de nereden geldiğine dair teoriler belirsiz. Hatta o kadar belirsiz ki bununla dalga geçenler bile var. Mesela the Big Bang Theory’de “Penny” isimli karaktere göre düşük bel pantolon giymiş kızın eğilmesi sonucu kalçasının görünmesiyle ortaya çıkan semboldür. Kimisi Afrodit’in taş üstünde çıplak ve arkası dönük otururken kalçasının aldığı şekilden esinlenildiğini de söyler. Bu kısımları bilemem, ben kitapların yazdığı, resimlerde gördüğüm, kanıtları olan süreçlerini yazıyorum sadece. Gerisi tamamen sizin yaratıcılığınıza kalmış. Siz de kalp şeklinin nereden geldiğine dair bir teori üretebilirsiniz. İki kuğunun karşı karşıya gelip kalp şeklini almaları, çiçeğin taç yaprakları, yan yana uzanan sıra dağları; limit hayal gücünüz.

18’nci yüzyıla gelindiğinde artık Sevgililer Günü ve tüm aşkla ilgili olan özel etkinliklerde kalps sembolü; kartları, duvarları süslemeye başlıyor.

Doğu’nun Kalbi

Tabii ki kalp sembolüne kafayı takanlar sadece Batılılar değil. Sümerler ve Antik Mısır’dan beridir Doğu’da kalbin ruhun merkezi ve ikamet yeri olduğuna inanılıyordu. Hindistan, Çin gibi yerlerde kullanılmaya başlanan sembolün kökenlerinin de Ficus Religiosa isimli Kutsal Hintinciri ağacının yaprağından geldiği iddia edilir. Ağaç yaprakları zaten benzer ya hani kalbe ters tutunca. Yani herkes “En güzel kalp benimki” dese de bu kalp sembolünün tam olarak nerede ve ne zaman çıktığını söylemek çok zor. Pek çoğu şehir efsanesi tadında… Olsun. Hangisine inanmak isterseniz inanın. Kalp sembolünün geldiği bir sürü kaynak olabilir. Hatta artık bu kadar kolay ve sık kullanımı bizi şeklin kendisinden soğutmuş da olabilir. Türk pop şarkılarında kalbini çaldım, kalbimi kırdınların aşırı dozda kullanımından içimiz baymış da olabilir. Neticede kalbin kullanım alanları farklıdır ama sevginin, aşkın tüm dünyada hissi aynıdır. Boş verin tarihini sembolünü falan, siz içine, vitaminine odaklanın. Her kalbini verenin bir kalp karşılık aldığı, emojilerin ötesinde derinden sevdiği güzel günlerimiz olsun gelecekte.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X