Avatar
Selahattin Adıgüzeller

Nikah şahidi olmanın dayanılmaz ağırlığı!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisi iktidara geldiği ilk günden beri; katıldığı evlenme düğünlerinde, nikah törenlerinde, evlenen çiftlere, nikah cüzdanını vermeden önce mutlaka o klasik uyarısını yapıyor, şakayla karışık:

“En az 3 çocuk bekliyoruz! Ona göre ha!”

Yalnız düğünlerde değil, katıldığı her sosyal platformda bol çocuk olayını gündeme getiriyor Tayyip Bey

İstiyor ki;

Bir, iki, üç olsun, ülke nüfusumuz her daim genç olsun, güçlü olsun!

 

*

 

Fakat ilginçtir…

Cumhurbaşkanı, hiç çekinmeden rakam söylerken, bakanları, milletvekilleri bu konuda aynı cesareti pek gösteremiyorlar.

Davetli oldukları düğünlerde, evlenen çiftleri tebrik ettikten sonra, çocuk temennisinde rakamsal bir sınır koymuyorlar.

“ Allah, vatana millete, ana babasına hayırlı ve sağlıklı evlatlar nasip etsin” diyerek ucu açık bir dilekte bulunuyorlar sadece…

 

*

 

Bakanları ve milletvekillerinin, çocuk sayısı konusundaki çekincelerinin altında iki neden olabilir…

Ya, çiftlerin kafaları rakama takılıp da, performanslarının düşmesini istemiyorlar.

Ya da;

Yarın öbürgün, bakamadığı gerekçesiyle çocukları evlerinin kapısının önüne bırakırlar diye korkuyorlar!

Bırakır mı bırakırlar da…

Külliye’ye götürüp bırakmaktansa, şehrindeki vekilin evinin kapısına bırakmak daha kolay!

 

*

 

Eminim;

Bakanlarının ve milletvekillerindeki bu çekingenlik Cumhurbaşkanı’ın da dikkatini çekiyordur…

Yakında bu konuya da el atıp, şöyle bir istek ve öneride bulunabilir bakan ve milletvekillerinden Erdoğan:

“En az 3 çocuk beklentisini yüksek sesle dile getiremeyenler, nikah törenlerine katılmasın! Katılacaksa nikah şahidi olmasın!”

 

Genel Merkez’e rağmen siyaset…

 

Hangi partide olursa olsun…

Genel Merkez’e rağmen siyaset yapmak, yel değirmenlerine karşı meydan okumaktan bir farkı yoktur.

Fakat bunu göze alanlar var.

Örneğin, ilçe kongrelerinde Genel Merkez’in belirlediği adayın karşısına aday olarak çıkabiliyorlar.

Adaylığının kabul edilmeyeceğini, seçime girip kazansa bile başkanlık koltuğunda bir dakika oturamayacağını bile bile liste çıkarıyorlar.

Aslında bu bir protesto, bir eylem…

Ne var ki, bunu yapanlar kendileriyle birlikte o yönetim kurulu aday listesine yazdığı isimleri de yakıyor, zan altında bırakıyorlar…

Çünkü, çoğunun adı izinsin ve habersiz yazılıyor!

Kongre günü, seçimlere geçilirken görüyorlar rakip listede isimlerini…

 

Le Guen’i Tudor’la karıştırmayın!

 

Galatasaray’da Teknik Direktör Igor Tudor’un görevine son verilince, “Eyvah, sakın Bursaspor’un hocası Le Guen’e kancayı atmasınlar!” dedim…

Dediğim akşam bir baktım bir TV kanalının sözde spor programında, bu konu tartışılıyor!

Güya, Galatasaray’ın teklif götürmeyi düşündüğü hocalar arasında Le Guen de varmış…

Futbol geyiği yapılan o programda konuşanlar ciddiye alınacak tipler değil ama Tudor’u da Karabükspor’dan böyle koparmışlardı.

Ya tutarsa hesabı, atıyorlar kuyuya taşı…

Biri, Cumhurbaşkanını parkasız Deniz Gezmiş’e benzetir…

Diğeri, kulüplere teknik direktör ve futbolcu ayartır!

Spor programı değil sanki ürün pazarlama programı, 5 kilo bal alana 10 kilo bal hediye eden sahte balcı gibiler!

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X