Yalçın, Yöneticilere, okullara bağış toplamamaları için baskı uygulayan idarenin, zorunlu harcamalar için kaynak üretmekten kaçındığına dikkat çeken Yalçın, “Ucu, parasız okul-paralı okul ayrımına varan bu durum en başta eğitim-öğretime zarar veriyor. Okullarımız; okul-veli iş birliğini zedeleyen, yönetici/öğretmen ile velileri karşı karşıya getiren, yöneticileri mağdur eden, adaletsiz uygulamalara ve mağduriyetlere fırsat veren bütçesizlik sorunundan kurtarılmalıdır. Okula bütçe vermek, eğitime kalite getirmektir” diye konuştu. 

“ZİLLETE İMZA ATMADIK”…

3600 ek göstergenin, tüm eğitim çalışanlarını kapsayacak şekilde bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Yalçın, “Hükümete bir defa daha çağrıda bulunuyorum. 3600 ek göstergeyi verin, toplu sözleşmenin yarasını sarın. 5. Dönem Toplu Sözleşme mutabakatsızlıkla sonuçlandı. Kamu İşveren Heyeti’nin keyfîliklerine tarihi bir şerh düştük. Kamu işvereni kazandıracak teklif sunmadı, biz de kazandırmayan teklife imza atmadık. Çünkü biz omuzlarımızda 435 bin Eğitim-Bir-Sen’linin ve 1 milyon Memur-Sen’linin haysiyetini, 5 milyon 200 bin kişinin mesuliyetini taşıyoruz. Sendikacılığın haysiyetini çiğnetmedik, zillete imza atmadık” dedi. 

“İLLA LİYAKAT”…

Devleti yüceltecek, milleti yükseltecek olanın adalet ve liyakat olduğunun altını çizen Yalçın, “Memur-Sen olarak, bugüne kadar hep adil dünya, adil Türkiye, adil kamu personel düzeni için mücadele ettik. Adil ve akil olmayan her şeye karşı çıktık. Mülakat sisteminin çarpıklığına dikkat çektik; raporlar yazdık, yüksek sesle itiraz ettik. O yüzden ne performans ne mülakat; illa ehliyet, illa liyakat diyoruz” ifadelerini kullandı.