17 Ağustos 1999’da Gölcük’te meydana gelen depremin 25’inci yıldönümünde Yapı Denetim ve Deprem Mühendisliği Derneği Bursa Şube (YDDMD) Başkanı Serkan Işık, yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi. Bursa’dan büyük fay hatlarının geçtiğini, muhtemel bir depremde yüzde 70-75 oranında bir alanın etkileneceğinin altını çizen Işık, 1 milyon 100 bin insanın da risk altında yaşamaya devam ettiğini ifade etti. Yerel yönetimlerin yaptığı günlük aktivitelerin kentsel dönüşümden daha önemli olmadığının altını çizen Işık, Bursa’nın her alanında kentsel dönüşümün yapılabileceğini de işaret etti.
YDDMD Başkanı Serkan Işık, “17 Ağustos ve 6 Şubat gibi büyük depremler bizim tarihimize yazıldı. Bu ülkede Türkiye’de 17 Ağustos depremi bizim ilk yaşadığımız büyük depremdi. Bu depremde özellikle 99 öncesi yapılmış yapıların ivedilikle kentsel dönüşüm ya da kontrol edilmesi yıkılması ya da güçlendirilmesi gerektiğini bize anlatmıştı. Ancak 6 Şubat depremlerinde de yaşadık ki hiçbir şey yapılmadı, yapılmamaya da devam ediyor. Burada 17 Ağustos depremi özellikle bazı konularda bizi 6 Şubat depremine kadar büyük felaketlere hazırlanmamız için zaman verdi. Ancak biz 6 Şubat depremi gibi dünyanın en büyük depremini yaşadık bu da hala hafızalarımızda kaldı. Depremden sonra yerel yönetimlerin yapması gerekli olan ve bu yeme içme gibi farklı etkinliklerden daha önemli olan depremle ilgili kentsel dönüşüm adımları hâlâ da atılmıyor. Olacak büyük bir felaketin hâlâ daha biz seslerini duyuyoruz. Özellikle Bursa’da ‘Marmara Depremi’ gibi büyük bir depremden bahsediliyor. Yaklaşık 5-6 tane ilde etkili olacağı, kaldı ki Bursa deprem fay hatları üzerinde kurulmuş bir şehir. 1855 depreminden 170-180 yıl geçmesi demek, tekrarlanacağının habercisi oluyor. Zaman daraldı bir an önce kentsel dönüşüm yapmamız gerekiyor” dedi.
“Yerel yönetimler uykudan uyunmaları gerek”
“20-25 kişilik bir ekiple çalışıyoruz. Bursa’nın tamamen bir fotoğraf haritasını çıkardık. Bu haritada şunu gördük ki, yaklaşık 1 milyon 100 bin kişi ilçelerde dahil risk altında. Şunu görüyoruz ki Bursa’da kentsel dönüşüm elbet parsel bazında daha öncelerde yapıldı. Ama bu parsel bazında yapılan daha rantı yüksek olan yerler oldu. Rantı düşük olan yerlerde hiç kimse, hiçbir yerel yönetim elini uzatmıyor. Seçim döneminde herkesin önceliği kentsel dönüşümdü. Seçimden 4 ay geçti ama herkes vaatlerini unuttu. Böyle sosyal politikalarla, insanların gününü kurtarmak için bazı yatırımlar yapıldı. Ama herkes şunu bilsin muhtemel bir depremde yaklaşık 1 milyon 100 bin kişi Bursa’da risk altında. Burada ne kadar insan hayatını kaybeder ne kadarı kaybetmez, bilemeyiz. Bizim analizimizde 1 milyon 100 bin kişi riskli. Emin olun burada yaşayacağımız büyük felakette yapmış olduğumuz sosyal projelere gidecek yaşayan insan bulamayız. Bursa üzerinde de tam anlamıyla kentsel dönüşüm olmuyor. Olmamaya da devam ediyor. İnsanlar belki kendi çıkarları içerisinde maddiyatsızlıktan, ya da bilinçsizlikten yapamıyor ama yerel yönetimlerin asıl amacı insanların yaşam kalitesini arttırmaktır. Kentsel dönüşüm yerel yönetimlerin işidir. Bir an önce yapmak zorundadır. Bu defa gözlerini açması, uykudan uyanmaları gerek” şeklinde konuştu.
“Deprem bunu beklemez”
Son yerel seçimlerde bir değişim olduğunu dikkat çeken Serkan Işık, “Yerel yönetimler değişikliği oldu. Bursa’nın ivedilikle kentsel dönüşüme gitmesi gerekiyor. Çünkü burası eski bir şehir, Payitaht yani Osmanlı’nın ilk başkenti. Bazı evler ve işyerlerinin temelleri 80-100 yıl önce atılmış. Bunlar daha önce teknik açıdan veya depremsellik açısından hiçbir şekilde hizmet almayan yapılar. Mevcut seçilen belediye başkanlarının da birinci önceliği hep depremdi. Ancak hiç kimse şuanda depremin adını ağzına almıyor. Kentsel dönüşüm konuşulmuyor. Herkes şunu söylüyor; ’Yapacağız, yapacağız’ ama deprem bunu beklemez” ifadelerini kullandı.
Riski yapılar tespit edildi
Dernek ve yapı denetim firmaları olarak depreme dayanıksız binaların tespit çalışmalarını yaptıklarını ifade eden Işık, “Şu anda Ankara yolu olarak tarif ettiğimiz ana yolun solunda kalan her yerin risk altında olduğunu biliyoruz. Özellikle şehir merkezi dediğimiz Osmangazi’nin göbeği risk altındadır. İnsanların yoğun yaşadığı alanlar ve buralara aşırı derecede riskli bakıyoruz. Gemlik her yeri riskli, Mustafakemalpaşa her yeri riskli, Orhangazi risk altında. Yani esasında şudur, Bursa ilçeleriyle beraber yüzde 70-75 risk altındadır. Bursa’nın her tarafından fay hatları geçiyor. Kuzeyinden güneyinden, şehrin içinden her yerden fay hattı geçiyor ve biz Bursa’yı kurtarmamız gerekiyor” dedi.
“Sokak hareket bekliyor”
Başkan Serkan Işık sözlerini şöyle tamamladı; “Bursa’da kentsel dönüşüm dediğiniz zaman, ’İşte burada kentsel dönüşüm olmaz’ diyen yerel yönetimler var. Biz her yerde kentsel dönüşüm olacağını kanıtladık ve bu kanıtlarımız doğrultusunda da bu planlarımızı herkese açık açığa da anlatmak zorundaydık ve anlattık. Herkese destek olmak için elimizden geleni yapıyoruz. Bursa’ya bakıldığı zaman bütün kentsel dönüşüm planlamalarının yapılabilirliği yüzde 100’dür. Ancak bazı bölgeler vardır rezerv alana taşırsın, bazı bölgeler vardır aynı yerde çözüme ulaşırsın. Bursa üzerinden anlatmak gerekirse, biz bunların bütün planlamalarını rezerv alanlarının nasıl taşınacağı, bitişik nizamlarda nasıl bir kentsel dönüşüm olması gerektiğini anlattık. Ancak yerel yönetimlerin burada hiçbir adım atmadığı da aşikardır. Seçimler yapılalı 4-5 ay oldu. Şehrin ’anayasası’ diye bir planlamadan bahsediliyor. Ancak deprem o anayasayı beklemeyecek. Yani alınacak kararların ivedilikle alınması ve burada yaşam standartları arttırılarak sağlıklı yapıların da bir an önce başlaması gerekiyor. Her geçen zaman bizim aleyhimize işliyor. Bütün belediye başkanlarının ivedilikle kentsel dönüşüme adım atması gerekiyor. Masanın etraflarında oturarak konuşa konuşa, bir yere varamıyorlar. Sokak hareket bekliyor”