Kuşkusuz geçen haftanın en önemli haberlerinden biri Mersin’de güpegündüz minibüsten genç bir kızın kaçırılmasıydı.

Bilmem, hadisenin görüntülerini izlediniz mi?

Adamların kolundan tutup çektikleri genç kız dakikalarca direniyor, feryat figan ediyor ancak nafile.

Peki tüm bunlar olurken, minibüsün içindeki yolcular ne yapıyor?

Dizi izler gibi izliyorlar!

Ne ara böyle duyarsız, ne ara böyle bireyci olduk, anlayabilmiş değilim?

 

***

 

Bursa Milli Eğitim Müdürü Veli Sarıkaya, nihayet görevden alındı.

Nihayet diyorum, nitekim yaklaşık 6 ay önce de görevden alındığı haberleri yayılmıştı.

Ancak haberin doğru olmadığı kısa sürede anlaşılmıştı.

Nitekim o gün siyasi irade Sarıkaya’nın yanındaydı.

Sarıkaya’nın neden görevden alındığına dair yazıyı ilerleyen günlere bırakalım.

Bursa’nın yeni Milli Eğitim Müdürü Sabahattin Dülger’i ise yakıcı sorunlar bekliyor.

Mesela tek ders dışında yasaklanmasına rağmen Bursa’da özel kurslar cirit atıyor.

Üstelik şehrin göbeğinde hizmet veriyorlar ve yasak olmasına rağmen tabelalarını da gizlemiyorlar.

Bilmem Dülger, bu işin farkında mı?

 

***

 

Çok değil 2 ay önce Nilüfer’in Barış Mahallesi’nde demir taşıyan vinç devrildi ve bir kişi ağır yaralandı.

Yaklaşık 2 yıl önce stadyum inşaatının vinci devrilmiş ve oradan geçen bir taksi şoförü yaşamını yitirmişti.

Dün ise Nilüfer’in Nilüfer Mahallesi’nde kentsel dönüşüm inşaatının vinci devrildi.

Büyük bir şans eseri, 500 kiloluk vinç sadece inşaata zarar verdi.

3 olay, bir ölüm, bir ağır yaralı…

Özellikle kentsel dönüşüm inşaatlarındaki vinçlerin çalıştığı noktalarda hiçbir tedbir alınmadığına defalarca tanık oldum. 

Yok mu bu inşaatları denetleyecek kimse?

 

***

 

Aracım serviste olduğu için birkaç gündür toplu taşıma araçlarını kullanıyorum.

Trafik sıkışıklığına maruz kalmadığım için daha sakinim.

Her gün yaklaşık10 bin adım yürüdüğüm için, daha dincim.

Vatandaşın sorunlarını gördüğüm için, mesleğime daha vakıfım.

Yeni insanlarla temas ettiğim için, daha sosyalim.

Oh be, hayat varmış.

 

***

 

İslam ülkeleri bölük pörçük bir görüntü sergilese de…

İslam ülkeleri birbirlerine namlu çevirseler de…

İslam ülkeleri, birbirleriyle kavga ettikleri için ilerleyemeseler de…

Filistin meselesinde hep tek vücut olmuşlardı?

Bugün öyle mi?

Mesela son günlerde İsrail ile aralarında su sızmayan Suudi Arabistan, Kudüs meselesini önce yasak savma kabilindeki bir açıkmayla geçiştirdi.

Ardından Ortadoğu merkezli haber portalı Middle East Monitor, Arap basınına dayandırdığı haberde Suudi Arabistan yönetiminin, ülkedeki medya kuruluşlarına Trump’ın Kudüs kararı hakkında çok fazla yayın yapmamaları konusunda uyarıda bulunduğunu duyurdu.

Yani Suudi Arabistan, Kudus konusunda ABD ve İsrail’in karşısında olmayacak.

Bu, dünyadaki saflaşmayı bir kez daha gün yüzüne çıkarıyor.

Bir yanda Rusya, İran, Çin ve Türkiye’nin başını çektiği Avrasyacı ülkeler…

Diğer yanda ABD, Mısır, İsrail ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin öncülüğünü yaptığı karşı cephe…

 

***

Futboldan çok anlamam ancak taraftarın iyisinden anladığımı düşünüyorum.

Türkiye’nin çeşitli statlarında  yüzlerce maç seyrettim.

Şu Bursaspor taraftarının coşkusunu, heyecanını, inancını hiçbir stadyumda göremedim.

Özellikle anlı, şanlı İstanbul takımlarının taraftarlarında…

Sinema izler gibi maç seyrederler gol olana kadar.

Ya da sahadakileri uyutacak, rakibi rahatsız etmeyecek, hakemi baskı altına almayacak, sinek vızıltısı kıvamında arabesk mi arabesk tezahuratlar yaparlar.

Cuma günü Bursasporlu futbolcular döküldü ancak o muhteşem Bursa taraftarı yine çok formdaydı.

Helal olsun.