Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

Pazar Çeşnisi

Siyasi partiler yeni seçim şarkıları bestelettiler.

Ancak hiçbiri AK Parti’nin 2011 seçim şarkısı olan ‘Haydi Bir Daha’nın yanından bile geçemez.

Bu mükemmel seçim şarkısı AK Parti’ye birkaç puan kazandırmıştı hiç süphesiz.

Seçmenler sadece şarkının melodisinin büyüsüne kapılmamışlardı elbette.

Şarkının sözlerini hatırlayalım:

Aynı yoldan geçmisiz biz.

Aynı sudan içmisiz biz.

Yazımız bir, kışımız bir aynı dağın yeliyiz biz

Şarkılar bir, türküler bir, hep beraber söyleriz biz

Halaylar bir, horonlar bir, aynı sazın teliyiz biz

Gönüller bir, dualar bir, bir Allah’ın kuluyuz biz

Has bahçemiz yurdumuzdur, aynı bağın gülüyüz biz.

Sağcısından, solcusuna, Alevi’sinden Sünni’sine, Kürdünden Türk’üne bu sözlerin altına kaç kişi imza atmaz?

Bu şarkıyı dinleyen kaç kişinin ruhu, güçlü Türkiye özlemiyle, olağanüstü bir duygu şelalesi misali titremez?

 

***

 

AK Parti’nin 2011 seçim şarkısı, seçmende müthiş bir heyecan uyandırmıştı.

Dönemin ruhu da bu şarkıyla örtüşüyordu çünkü.

Hatırlayın başta Kanal İstanbul gibi çılgın projelerin vadedildiği, siyasi iklimin yarattığı iyimser havanın topluma sirayet ettiği, büyük Türkiye hedefinin, seçmen kitleleri üzerinde rasyonel bir hedef olarak algılandığı günlerdi.

Yani ekonomik hedeflerin, toplumsal barış ve uzlaşıyla eklemlendiği ve AK Parti’nin 2002 ruhuyla yoluna devam ettiği günlerdi.

 

***

 

Haydi Bir Daha, farklı kesimleri birleştirdiği için tuttu.

Ancak zaten şarkı da farklı kesimlerden oluşan bir arkadaş grubunun biraraya gelmesiyle doğmuş.

Bakın şarkının bestecisi Özhan Eren,Haydi Bir Daha’nın doğuşuyla ilgili neler söylemiş:

“Farklı kesimlerden arkadaş grubumuz ile geçen yıl ağustos ayında bir Elazığ gecesinde bir araya geldik; farklı siyasi fikirlerden gazeteciler, farklı fikirlerden televizyoncular… Konuşmalar hep farklılıklar üzerine kuruluydu. Bir süre sonra, şarkılar, türküler başladı. Herkes bir bütün oldu. Tüm farklılıklar ortadan kalktı. O dizeler ağzımdan dökülmeye başladı. Şarkı orada oluştu, sonraki günlerde de tamamladım.

 

***

 

Bizde spor deyince akla futbol gelir.

Varsa, yoksa futbol kulüplerinin başarısı veya başarısızlığı…

Ancak sporun diğer branşlarında da çok ama çok iyi gelişmeler var.

Mesela masa tenisinde 4 yıldır Bursa Büyükşehir Belediyespor destan yazıyor.

Süper Lig’in son 3 sezonun şampiyonu olan Bursa Büyükşehir Belediyespor,  4. şampiyonluğuna koşuyor.

Üstelik Fenerbahçe, Beşiktaş ve İstanbul Büyükşehir Belediyespor gibi iddialı rakiplerine kök söktürüyor bizim Bursa’nın masa tenisi takımı.

Kim biliyor?

Ancak daha büyük başarıyı Avrupa’da yakaladılar.

Geçen sene futbolun Uefa Kupası ile eş değer olan ETTU Cup’da şampiyon oldular, bu yıl Şampiyonlar Ligi’nde final oynadılar.

Az bir başarı mı bunlar?

Bursa Büykşehir Belediyespor masa tenisi sporcularını ne kadar övsek az.

Bu vesileyle Belediyespor Başkanı Alinur Aktaş ve Başkanvekili Ahmet Bayhan’ı da desteklerinden dolayı kutlamak gerekir.

 

***

 

Dün Büyükşehir Belediyesi’nin basın bürosunun geçtiği haberde, Aktaş döneminde planlanan uygulamalar sayesinde trafik yoğunluğunu kısa sürede yüzde 40 oranında azaltıldığı belirtiliyordu.

Her gün araç kullanan sürücüler olarak bunu biz de teyit edebiliriz.

Ancak haberde geçen bir ifadeye dikkat çekmek isterim.

Başkan Aktaş demiş ki, “İnsanlar birbirlerine saygılır olur ve çizgi ihlallerine uyarsa trafik daha da rahatlayacak.”

Hay ağzına sağlık Başkan…

Yıllardır bu köşede ben de aynı şeyleri yazıp duruyorum.

Başkan kibarca ifade etmiş ancak trafik sıkışıklığını nedenlerinden biri de kendini akıllı zanneden bazı sürücülerin şerit ihalleleri yapması.

Adam, en sağ şeritteki kavşağa girecek ama  kilometrelerce öteden sol şeride yanaşıyor ki kuyruğa girmesin.

Böylece kavşağa girmeyecek olan orta ve sol şeritteki araç sürücülerin hakkını gaspediyor, ana caddenin tamamının sıkışmasına neden oluyor.

Ahlak kavramı nedir bilmeyen kimi sürücüler hep olacağına göre, tek çözüm denetim.

İşte burada da polisin devreye girmesi gerekir.  

Sürücü ihlalleri nedeniyle sıkışan kavşakların nereler olduğu belli.

2 yol var…

Ya, o kavşaklarda trafik polisleri görev yapacak günün belli saatlerinde.

Ya da, elektronik sistemlerle ihlaller tespit edilecek.

O zaman serit ihlali yapan sürücülerin bir daha bu ahlaksızlığa teşebbüs edip, etmeyeceğini görürüz.

 

***

 

İktidarıyla, muhalefetiyle siyasi partilerin seçim vaatlerinde ekonomi ön sırada.

Bir diğer ifadeyle popülizm kokuyor vaatler.

Vaat furyasına CHP ve İyi Parti de katıldı.

Asgari ücretin artmasından, kredi kartları borçlarının silinmesine varıncaya kadar kulağa hoş gelen  bir dizi vaat.

Geniş halk kitlelerini kısa süreliğine rahatlacak ancak bütçeyi zorlaması muhtemel taahhütler bunlar.

Seçimden sonra kim iş başına gelirse gelsin, ilk işi bütçe açığını kapatmak olacak.

Peki bütçe açığını kapatmak için ne yapılabilir?

Vergi oranları arttırılması, temel tüketim maddelerine zam gelmesi ve kamu harcamalarının kısılması ilk akla gelen uygulamalar.

Yani aslında havada uçuşan vaatlerde vatandaşa aktarılacak kaynaklar, yine vatandaşın cebinden çıkacak.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X