Engin Özpınar
Engin Özpınar

Rusya soruşturmasından kaçış yok

ABD Başkanı Donald Trump adım adım kötü sona yaklaşıyor.

İşte, eski avukatı Michael Cohen’in son itirafı: “2016 yılındaki başkanlık seçimlerinden önce düzenlenen anketlerin sonuçları Trump’ın lehine manipüle edildi.”

Wall Street Journal gazetesi 2014 ve 2015 yıllarında yapılan anketlerin sonuçlarıyla “oynandığını” haber yapmıştı o dönemde. Trump da yalanlamıştı.

Şimdi, avukat Cohen “o haber doğruydu” diyor. Ve sonuçların Trump’ın ekibinin isteği üzerine değiştirildiğini itiraf ediyor.

Michael Cohen’in durumu hiç parlak değil. Yalan ifadeleri nedeniyle yargılandığı mahkemede 36 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Cohen, cezasını çekmek üzere 6 Mart’ta cezaevine girecek.

Trump’ın baskısıyla yalan ifade vermenin acı sonu…

Cohen yalnız değil tabii; Başkan Trump, kızı Ivanka, damadı Jared Kushner… Soruşturmada onların adı da geçiyor.

Moskova’daki Trump binası inşaatı devam ederken aile bireyleri Rusya’yla iş ilişkilerinin kalmadığını söylüyorlardı.

İyi de özel savcı Mueller, Trump’ı ve ailesini yalanlayan belgeleri ve kanıtları çoktan ele geçirmiş durumda.

Trump’ın tek bir şansı olabilir, savcı Mueller’in soruşturmayı tamamladıktan sonra hazırlayacağı dosyayı Adalet Bakanı’na sunmak zorunda olması.

Mueller o sunma işlemini ne zaman yerine getirir, işte o belli değil.

Peki sunduğunu varsayalım…

Adalet Bakanı dosyayı aldıktan sonra her şey onun elinde artık. Bakan uygun görürse dosyayı Kongre’ye götürür, savcılığın raporunu kamuoyuna açıklama kararı alır. Ya da tersini yapar.

Bilindiği gibi, Trump’a adalet bakanı dayanmadı. Koltuk şu anda yine boş duruyor. Gerçi Trump tarafından önerilmiş bir isim var: William Barr. Ancak Kongre’de ifadesi alındıktan sonra bir daha ses çıkmadı.

George W. Bush hükümetinde adalet bakanlığı yaptığı belirtiliyor Barr’ın.

Bir de Kongre’deki sınama sırasında bir soruyu yanıtlarken, “Başkan olsun ya da herhangi bir kişi olsun… Bir tanığa ifadesini değiştirmeyi telkin etmesini ‘yargının engellenmesi olarak göreceğini” ifade etmesi dikkati çekiyor.

Trump, Barr’ın bu ifadesini öğrendikten sonra onu Adalet Bakanlığı’na önerdiği için pişman olmuştur herhalde.

Ne var ki, Donald Trump’ın kaderine razı olmaktan başka yapabileceği çok fazla bir şey yok.

 

Haşdi Şabi İsrail’i korkuttu, ABD Irak’ı tehdit etti

 

Bağdat’ın Haşdi Şabi güçleri Şam yönetiminin izniyle Suriye topraklarındaki IŞİD mevzilerine saldırı düzenledi.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’ysa Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi’yle yaptığı görüşmede “İsrail Haşdi Şabi’yi vurursa ABD olarak biz karışmayız” dedi.

Irak Başbakanı, Pompeo’nun bu sözlerini “tehdit” olarak değerlendirdi ve Pompeo’ya  “Irak’a yönelik herhangi bir saldırı bölgeyi tehlikeye düşürür” diye yanıt verdi.

Pompeo’nun karşılığıysa “Amerika henüz İsrail’e Irak topraklarındaki Haşdi Şabi mevzilerini bombalaması için izin vermedi ama Tel Aviv’in taleplerine engel olamayabiliriz” şeklindeki ifadesi oldu.

Bu durumda, ABD’nin, Ortadoğu’dan niçin ayrılmayacağı, Suriye’de de, Irak’ta da varlığını koruyacağı, gerekirse askeri gücünü daha da yoğunlaştıracağı gayet net bir şekilde ortaya çıkıyor: Pentagon, Ortadoğu’yu İsrail’in rahat etmesi, Filistin topraklarının tamamını eline geçirmesi ve daha da genişlemesi için hazırlık yapıyor.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X