Bilim insanları doymuş bir kadının romantizme daha iyi cevap verebileceğini keşfetti. Çalışma sırasında kadınların aç karnına nötr ve romantik görüntülere bakmaları söylendi. Daha sonra aynı resimlere 500 kalori tükettikten sonra bir kez daha bakmaları istendi. Her iki durumda da beyinlerinin çalışması MRG kullanılarak gözden geçirildi.
 

Deney, kadınların mide dolu görüntülere daha iyi tepki verdiğini göstermiştir. İkinci durumda beynin ödüle cevap veren alanları daha aktif hale geldi. Bu tepki olabilir çünkü insanlar acıktıklarında, yiyecek dışında başka bir şey düşünmeleri zor. Yemek yedikten sonra rahatlar ve diğer alanlara daha açık hale gelirler. Ama hepsi bu kadar değil.
 

Dolu bir mide ile romantik ilişkiler arasındaki bağlantının yanı sıra, yemeğin kendisinin romantizmi nasıl etkilediği de aynı derecede önemlidir. Araştırmacılar, tatlı lezzetlerin romantik sözlere romantik olmayanlara göre daha çok etki ettiğini ortaya çıkardı. Bu durumda, tatlı bir şey yemeseler bile kadınların romantik kelimelere daha duyarlı olduğu ifade edildi.
 

Diğer ilginç bir şey ise paylaşım ve beslenme. Çalışmaya göre, yemek paylaşmak dostça bir ilişkiyi ifade ediyor. Başka bir kişiye yemek yedirirken romantik bir ilişki olduğunu gösterebilir. Ve eğer bu yemek özenle ve mümkün olduğunca her şeyi yapma çabasıyla pişirilirse, eşe ne kadar önemli olduğunu gösterme şansı artar.

Yiyecek-romantizm bağlantısı da tam tersi yönde çalışıyor. Bu nedenle, romantik duygular tadı daha tatlı hale getirir ve özellikle belirli bir kişi için hazırlanan yemekler daha lezzetli hale gelir. Yeni bir ilişkinin başlangıcında, kadınların eşlerinin yiyecek seçimine yenilmeleri daha olasıdır. Ancak ilişkiler güçlü ve istikrarlı hale geldiğinde, her şey değişir ve erkekler sevdikleri kadının yeme alışkanlıklarının etkisinde kalır.