Belki klişe olacak ama sağlık dışında her şeyin bir çaresi var.

Sağlığı kaybettikten sonra, mal da yalan mülk de yalan.

Evet ortalama yaşam süresi yükseliyor ancak zorlu yaşam koşullarına bağlı stres ve sağlıksız beslenme yüzünden oluşan hastalıklar da can almaya devam ediyor.

Dünya sağlığında yeni trend hasta olmamak.

Bu da koruyucu tedaviden geçiyor.

Artık ülkeler, koruyucu tedavi için çok büyük bütçeler harcıyor.

Tam da bu noktada sağlıklı yaşam merkezlerinin önemi daha iyi anlaşılacak.

Örneğin, ailenizde diyabet yaygın olduğu için sizin de bu hastalığa yakalanma riskiniz var.

Diyabete yakalanmamak için psikolojik danışmanlık mı lazım, bu merkezlerden hizmet alabiliyorsunuz.

Veya obezsiniz.

Diyetisyenlere avuç dolu para vermenize gerek yok.

Uzman hekimler tarafından diyet programına alınıyorsunuz ardından merkezdeki spor salonundan yararlanıp fazla kilolarınızdan kurtulabiliyorsunuz.

Fizyoterapiste mi ihtiyacınız var, bu merkezde bulabilirsiniz.

Sağlıklı bir gebelik mi geçirmek istiyorsunuz, yine bu merkezlerden faydalanabiliyorsunuz.

Üstelik tüm bu hizmetleri, otel konforundaki yaşam merkezlerinden ücretsiz olarak alabiliyorsunuz.

Yani bir bakıma, devlet eliyle özel hizmet veriliyor sağlıklı yaşam merkezlerinde.

Özellikle yoksul yurttaşlar için büyük nimet.

Efendim geçen hafta İl Sağlık eski Müdürü Dr. Özcan Akan ile Osmangazi Yaşam Merkezi’ni dolaştık.

Amacım, özellikle sigarayı bırakma polikliniğini yerinde görmekti.

Sağlıklı yaşam merkezlerinin işlevleri nelerdir?

Söz Akan’da:

“Sağlıklı yaşam merkezleri 1. ve 2. basamak sağlık kurumları arasındaki bir köprü ve bütünleşik sağlık hizmetlerinin temel modelidir. Bu merkezlerde bireyin sağlıklı bir hayat sürdürmesi sağlanıyor, kronik rahatsızlıklara, obezite ve kanser gibi hastlalıklara karşı koruyucu sağlık hizmetleri veriliyor, vatandaş bilinçlendirilip, hastalıkların takibi yapılıyor, kanser teşhisi ve takibi, çocuk sağlığı, sağlıklı gebelik, anne sütü alışkanlığını aşılamak gibi birçok hizmet veriliyor. ”

Akan’dan sağlıklı yaşam merkezleri hakkında genel bilgiler aldıktan sonra, sigarayla mücadele birimine geçiyoruz.

Sigaranın zararlarını anlatarak yazıyı uzatmaya gerek yok.

Bağımlı olanlar bu illetten en kısa zamanda kurtulmalı.

İşte sağlıklı yaşam merkezleri de sigarayı bırakmak isteyenler için biçilmiş kaftan.

Klinik psikolog Salih Tiryaki’den bilgi alıyoruz bu kez.

Öncelikle sigarayı bırakmak isteyen bağımlı, merkezi arıyor ve yaklaşık 15 gün içinde randevu alıyor.

İlk etapta klinik psikolog, bağımlıya sigaranın zararlarını ve sigarayı bırakması halinde hayatına neler katacağını anlatıyor.

Daha sonra medikal tedaviye başlanıyor.

Yani çeşitli testlerle bağımlılık durumunuz ölçülüyor ve sigara bırakma ilaçlarına başlıyorsunuz.

Bağımlı, tedavi sürecinde bir takım zorluklar çekebilir.

Bu aşamada klinik psikologlar devreye giriyor.

Ve 2 ay sonunda sigarayı bırakıyorsunuz.

Ancak sigarayı bıraktıktan sonra da psikolojik destek almaya devam ediyorsunuz ki bir daha başlamayasınız.

Peki sigara bırakma oranları ne?

Başvuranların yüzde 70’ı bu illetten kurtulmuş.

Diğer birimlerde olduğu gibi, sigara bırakma poliklinklerinde de ilaç tedavisi de dahil tüm hizmetler ücretsiz.

Son olarak çağrımız tiryakilere:

Hayat sizi bırakmadan, siz sigarayı bırakın.

 

Renkli panolar ve koltuklar

 

Sağlıklı yaşam merkezine adım atan hastayı rengarenk panolar ve koltuklar karşılıyor.

Her rengin bir anlamı var.

Mesela, yeşil renk psikososyal destek programından yararlanan hastaların katında kullanılmış.

Portakal ve açık mavi, kronik hastalara özel.

Kanser hastalarını da pembe renk pano ve koltuklar bekliyor.

Amaç, hastaların moralini yükseltmek ve evindeymiş hissi vermek.

 

Matlı’dan şok iddialar

 

BTSO ödül töreninde Bursa Ticaret Borsası Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Özer Matlı konuşturulmamış ve ismi anons edilmemiş.

Oysa Matlı o gece TOBB’u temsil ediyordu.

Teamüllere aykırı bu uygulamaya dair BTSO yetkililerinden henüz bir açıklama yok.

Özer Matlı, Burkay’ı TEKNOSAB konusunda eleştiriyor.

Matlı, o bölgede ucuz arsa kapatıp sanayi imarına çevirenler olduğunu ve TEKNOSAB’ta ihale yapılmadığını söylüyor.

Ciddi iddialar bunlar.

Ve iddiaları ortaya atan da sıradan bir adam değil.

Acaba Burkay, Matlı’ya bu yüzden mi tavır aldı?

 

Akşam Yemeği

 

Bursa Devlet Tiyatrosu, 3. oyununun promiyerini dün yaptı.

Herman Koch’un aynı adlı romanından uyarlanan Akşam Yemeği.

Oyunun teması hayli güncel:

Şiddet.

15 yaşındaki çocukların gözünü kırpmadan cinayet işlediği ülke Hollanda olarak gösteriliyor.

Ancak şiddet tüm ülkelerin başına dert.

Özellikle bizim ülkemizde son yıllarda şiddet vakalarında ciddi bir artış var.

Şiddetin çeşitli faktörleri olsa da, en büyük kaynağının aile olduğu mesajını aldım ben bu oyundan.

Farklı ve sıkılmadan yaklaşık 1,5 saat izleyebileceğiniz keyifli bir oyun.

İzlerseniz, pişman olmazsınız.